Kriz ve turizm

2008 yılının sonlarına doğru başlayan dünyayı sarsan ekonomik kriz turizm açısından etkilerini 2008 kış sezonunda göstermeye başladı. Kasım-Mart aylarını kapsayan kış sezonunda turist sayılarındaki yüzde 25’lere varan azalma hepimizi yaz sezonu konusunda karamsarlığa sürükledi.

Kriz ve Türkiye turizmi konuşulduğu zaman, her seferinde altı çizilen konu ülkemizin sunduğu her bütçeye uygun tatil olanakları ve rekabet gücüydü. Eksi yüzde 25 gibi rakamlardan bu güne geldiğimizde Ağustos ayı rakamlarına göre Antalya’ya hava yoluyla gelen turist sayısındaki düşüş geçen seneye göre yüzde 6’ya gerilemiştir.

Bu yukarıda da belirttiğim gibi uygulanan uygun fiyatlardan dolayı gerçekleşmiştir. Yani fiyatlarımızda büyük düşüşler yaşanmış ve bu sayede ülke cazibesi artmış, ucuz ürüne doğru bir talep oluşturulmuştur. Bu ana kadar her şey güzel görünüyor.

Bu cazibenin arttırılması için verilen ödünlerin hepsi ne yazık ki sadece hayatta kalma mücadelesi veren turizmcilerin cebinden çıkmıştır. Hiçbir şekilde destek görmeyen cengaver turizm camiası yine kendi sorununa kendi çare bulmuş ve krizi en hafif yarayla atlatmanın mücadelesini yalnız başına vermiş ve vermektedir.

Bakınız, konaklama tesislerimizin fiyatları bundan 3 veya 5 sene öncesine dönmüştür. Bu rakamların yeniden toparlanması 3 senemize mal olacaktır. Turizmcinin can suyuna desteğe ihtiyacı vardır. Bu dev sektörün böyle üvey evlat muamelesi görmesi inanılır gibi değildir.

Ucuz etin yahnisi yavan olur derler, aynı şekilde turizmci ürünün fiyatını düşürmek zorunda kalıyorsa ve fiyat düşürmediği takdirde tesislerini dolduramıyorsa bu açığı kapamak için istemediği yollara başvurmak zorunda kalacak, büfelerde yemek kalitesi düşecek, personel ve buna bağımlı olarak servis kalitesi düşecek, klimalar daha az çalışacak, misafir şikayetleri artacak, et yerine soya kullanılacak daha neler neler….

Üzülüyorum vermek zorunda olduğumuz bu mücadelede yalnız kalıyor olmaya, ne sesimiz duyuluyor ne de bir tepki veriliyor.

Böyle devam ederse bir çok tesis kışı çıkaramaz, çok batan olur. Personel maaşları ödenmez, aileler mağdur olur.   

Bu sektör bunu hak etmiyor. Kaynak sağladığı 44 sektöre de ekonomik kriz nedeniyle kaynak sağlayamayan turizm sektöründe şu anda sadece ve sadece hayatta kalma mücadelesi verilmektedir. Bunu görün artık, kimsenin harcama yapma, yatırım yapma gücü kalmamıştır. Para yerine sektörde sadece çekler dönmektedir.

Bu eğer Ağustos ayında böyleyse Kasım ayını hayal bile edemiyorum.

Yazıyorum, yazıyorum da bazen sanki karanlığa bağırıyormuşum gibi geliyor, belki birileri duyar da derdimize merhem olur diye bağırmaya devam edeceğim….

Bu güzel ülkenin gözü kara turizmcilerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum, sizler ve cesaretiniz olmasaydı bugün ülkemiz turizmi buralarda olmazdı ve bizler hala İspanya’nın Yunanistan’ın yaptıklarını taklit ediyor olurduk. Sizlerin sayenizde ülkemiz taklit eden değil taklit edilen ülke konumuna gelmiştir. Hepinizin yüreğinize sağlık.

Sevgilerimle….

 

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
17.08.2009
Bu makale 2472 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!