Volkan patladı

Doğa’ya karşı ne kadar çaresiz olabildiğimizi gördüğümüz olağanüstü durum tüm Avrupa’yı krize soktu. İzlanda’da faaliyete geçen volkan ilk günlerde gazetelerden okuduğumuz bir volkan turizmine yol açsa da son günlerde neredeyse bütün turizm faaliyetlerinin durmasına ve havaalanlarının felç olmasına neden oldu.

Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliği IATA İzlanda'daki volkanik patlama dolayısıyla iptal edilen uçuşların maliyetinin günde 200 milyon dolar olduğunu açıkladı. Bunun yanında tatillerini bitirip ülkelerine dönmek isteyen onbinlerce turist evlerine dönebilmeyi bekliyor. Ortaya çıkan bu durumun sorumlusu kimse değil, sadece volkan. Yani bu durumdan ortaya çıkan zararları tazmin edebileceğiniz hiçbir yer yok. Bütün sözleşmeler sigortalar bu durumda doğaya karşı kifayetsiz kalmakta. Havayolu şirketlerinin ve tur operatörlerinin zararlarını sigortalar ödemiyor.

“Bazı sigorta şirketlerinden gelen ‘Volkanik külleri Tanrı gönderdi, zararları neden biz karşılayalım’ açıklaması ise sadece yolcuların değil havayolu şirketlerinin de sinirlerini gerdi.” (Die Welt)

Bu ve bunun gibi birçok haberle turizm camiası sarsılmış durumda. Felaketin ne kadar süreceği konusunda hiçbir yorum yok. Yollarda sefalet çeken turistler için Frankfurt Havalimanı portatif yataklarla yatakhaneye dönmüş durumda. Bu durum bazı uzmanların görüşlerine göre çok uzun bir süre devam edebilir. Bu durumda yaz sezonu hepimiz için bir felakete döner ve daha yeni işbaşı yapmış ve bütün kışı işsiz geçirmiş bir çok turizmci yine işlerinden olabilir.

Kimin aklına gelirdi ki daha geçen hafta basında bir uçaktan çekilmiş volkan bulutunun böyle büyük problemlere yol açacağı. Şimdi o bulut bütün Avrupa’nın hava taşımacılığını felç etmiş durumda. Her yerde kriz masaları uçamayan misafirlerin problemlerini çözmeye çalışıyor.

Bence kıvrak zekalı turizmciler olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da desteğiyle bu karşı karşıya kaldığımız olağanüstü durumu, ülke imajını desteklemek ve tanıtımına katkı sağlamak açısından avantaja dönüştürebiliriz.

Şu anda ev sahipliğini yaptığımız, evlerine dönmek isteyip de dönemeyen turistlerin yaşanan doğal felaket nedeniyle hiçbir hakları bulunmamakta. Yani ne dönüş uçağı hakları kaldı, ne konaklama, ne de transfer. Bu şartlarda diğer bütün ülkelerde mağduriyet hat safhaya ulaşmışken bizler krizi yine avantaja çevirmeyi başarabilirsek ülkemiz tanıtımına büyük katkı sağlamış oluruz. Uçak şirketleri, oteller, tur operatörleri, bakanlığımızın önderliğinde bir araya gelip misafirleri mağdur etmeden ülkelerine döndüreceğimizi dünya basınına duyurabilirsek çok büyük bir tanıtım yapmış oluruz.

Bu koşullar altında bize düşen şu anda evlerine dönemeyen ve ülkemizde kalmak durumunda kalan misafirlerimize ev sahipliği yapmak ve bu krizi de el ele aşarak gerekirse burada kalmakta olan misafirlerin kalış sürelerinin uzamasından doğacak maliyetleri üstlenmek olacaktır.

Böylece ülkemize gelen misafirlerimize verdiğimiz değer ve her koşulda yanlarında olduğumuz tüm dünyaya duyurulacak ve ülkemize olan sempati artacaktır.

10 milyon turist hedefi ile yola çıktığımız turizm sezonunun ilk misafirleri şaşkınlık sürecinin hemen ardından, uçuşa kadar geçecek günlerin konaklama giderlerini düşünmeye başladı. Sezonun hemen başında yaşadığımız bu müstesna olayı, Başkanımızın Antalya ziyareti ile önemli bir tanıtım hamlesine çevirmek işten bile değil. Türk Hükümeti sektörle el ele vererek misafirlerin bu zorunlu konaklamalarını Türk misafirperverliğinin bir göstergesi olarak üslenip, dünyada ses getirecek, tarihi bir karara imza atabilir. Bizler bu güne kadar krizleri avantaja çevirmeyi hep başardık, bu krizi de el ele aşıp adımızı dünyaya duyuracağız, bundan hiç kuşkum yok.

Volkan bulutunun bir an önce dağılması ve güzel başlayan sezonumuza gölge etmemesi dileğiyle.

Sevgiyle kalın….

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR