Yeni yaklaşımlar

Otelcilik sektörü her geçen gün karı azalan bir sektör olma yolunda hızla ilerliyor. Artan rekabet, fiyatların istenildiği seviyelere gelmesini engellerken, sürekli artan maliyetler gelir ile gider arasındaki farkın her geçen gün azalmasına yani karın erimesine neden oluyor. Bu durum karşısında kar edemeyen bir çok tesis yapılması gereken renovasyonları erteliyor ve otellerin bakımsız bir görüntü vermesine neden oluyor.

Bir çok yatırımcı eski günleri mumla ararken gelecek konusunda büyük bir soru işaretiyle karşı karşıya kalıyor.  Sonuçta otelcilik sektörü eski çekiciliğini yitirmekte ve farkındaysanız Akdeniz çanağında yatırımlar yavaşlamakta.

Otelcilik konusunda yatırımlar daha çok 12 ay çalışabilecek olan büyük şehirlere kayma eğiliminde. İstanbul’daki yatırımlar son yıllarda ciddi artış gösterdi.

Kıyıda durum nasıl olacak sorusuna geldiğimizde benim düşüncem, yakın gelecekte yatırımcılar kendi işlettikleri tesislerin karlarının düştüğünü görecek ve işletmelerini daha kurumsal çalışan ve uzmanlık alanları otel işletmeciliği olan kuruluşlara otellerini işletmeye vereceklerdir. Bu işbirliği kar ortaklığı veya kiralama yoluyla olabilecektir. Otel işletmesi yapan kuruluşlara ait otel sayısında çok kısa zamanda çok büyük artışlar olacaktır.

Otel işletmeciliği yapan kuruluşların avantajlarına kısaca göz atacak olursak. Pazarlama ve reklam faaliyetlerini gruptaki tüm tesislere dağıtacakları için daha az masrafla daha fazla tanıtım yapabilirler. Kullanılan ürünlerin satın alınmasında büyük bir kapasite için satın alma yapılacağı için pazarlı güçlerini kullanacak ve daha uygun fiyatlara mal ve hizmet satın alabileceklerdir. Hem fiyatlarda hem de ödeme koşullarında tek başına çalışan bir otele göre büyük avantaj sağlayabileceklerdir.

Bir çok yabancı tur operatörü güvenebileceği uzun dönem çalışabileceği iş ortakları aramaktadır. Bu bağlamda kurumsal bir otel zinciri yabancı operatörler için daha cazip bir iş ortağı konumuna gelebilmektedir.

Personel bulma ve yetiştirme konusunda zincir bir organizasyonun daha büyük şansı vardır. Eğitim maliyetleri otel başına bölüştürüldüğünde daha azdır. Bunun yanında bir çok kuruluş belirli bölümlerde üst düzey yönetici paylaşımı yaptığı için üst düzey yönetici maliyetlerini de daha aşağıda tutabilmektedir.

Bu gün bakıldığında İspanya’daki otellerin yüzde ellisinden fazlası bir zincire bağlı olarak çalışmaktadır. Yabancı bir ziyaretçi için gideceği bir ülkede otel seçerken grup ya da tek başına bir otel arasında karar verilmesi gerektiğinde seçimin grup oteller yönünde olduğu istatistiksel olarak kanıtlanmıştır.

Siz başka bir ülkeye giderken otel seçiminizde otelin grup oteli mi yoksa tek başına bir otel mi diye sormuyor musunuz? Ben soruyorum.

Otel zinciri otomatik olarak daha güvenilir bir izlenim bırakmaktadır. Bu avantajın kullanılması ve otel fiyatlarının yukarı çekilmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve karların arttırılması hepimizin hedefi olmalıdır.

Bunların yanında artık dünyanın en çok turist ağırlayan ilk on ülkesinden biri olarak Türkiye’nin ve sınırları içerisinde İspanya’nın tümünden daha fazla 5 yıldızlı oteli olan Antalya’nın bir değil belki on tane dünya çapında faaliyette bulunan otel zincirine ihtiyacı var.

Bu oluşun doğal şekilde gelişecek ve otel zincirlerinin sayısı kısa ve orta vadede artacaktır.

Sonuçta turizm yapmamızın asıl nedeni tamamen duygusaldır. Duygusal boyutta memnuniyet için iyi fiyatlar, iyi yönetim, iyi pazarlama ve düşük maliyetler gerekmektedir. Bunun da en uygun yolunun iyi yönetilen otel işletmeciliği yapan kuruluşlardan geçtiğini düşünmekteyim.

Sevgiyle kalın….

 

Yayın Tarihi
04.01.2009
Bu makale 401 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!