“İddia ediyorum İklim Değişikliği Krizi ile mücadele  edilmez ise; gelecekte insanlar sırtında oksijen tüpüyle dolaşıp yaşamaya  çalışacak” 
   Bir bilim insanı olarak endüstri ve tarım faaliyetleri  nedeniyle ortaya çıkan gazların daha fazla enerjiyi dünyada tutarak  sıcaklıkların yükselmesiyle felaketlere yol açacağını; hep söyledim. Bu durumu  bizler bilim adamı olarak; İklim Değişikliği ya da Küresel  Isınma olarak tanımlıyoruz.
Günümüzde doğal afetler,  aşırı sıcaklıklar, yağışların düzensizliği  ve azlığı gibi birçok sıra dışılıklar; iklim değişikliklerinin alametleridir. Nükleer  denemeler, doğaya gelişigüzel atılan zararlı atıklar, karbondioksit yayan  filtresiz bacalar, ağaç kıyımı vb. birçok faktör iklim değişiminin ana  nedenlerindendir.
   Buna sebep de insanoğlunun doğal kaynakları hovardaca ve bilinçsizce  kullanmasıdır. Bunun sonucu olarak da dünyaya çok olumsuz maliyetler  yüklenecektir. Benim bizzat takip ettiğim; TBMM’de görüşülen İklim Krizi  Yasasının gerçekleşmesi halinde ülke ekonomisine korkunç maliyet getireceği  bilinmekle birlikte; bunun insan dahil tüm canlılar için değer olduğu  bilinmelidir. Bu yasanın uygulanmasında oluşacak maliyeti de halkın sırtına  vergilerle yüklemek de zaten zar-zor geçinen halkın karşılaması olanaksızdır. Bunun  en çıkar yolu devletin; kamu harcamalarında tasarruf ve israfı önlemesidir.  Ayrıca DPT planları  kaynakları İklim Krizi Yasasına daha fazla aktarılmalıdır.
   İklim Kriziyle; başta sağlık sorunları olmak üzere turizm gelirleri  düşecek, tarım alanında verimlilik azalacak ve buna bağlı olarak kıtlıklar  yaşanacaktır. İnsan, bitki ve hayvanlar olarak tüm canlılar olumsuz etkilenecek  ve en önemlisi ciddi sağlık sorunları yaşanacaktır.
   Bu tehlikenin farkına varılarak;16 Şubat 2005 tarihinden itibaren yasal  olarak bağlayıcı nitelik kazanan KYOTO PROTOKOLÜ imzalanması, sera gazı salınımının  azalmasını hedeflemektedir. En az 55 ülke tarafından imzalanması ve anlaşmaya  imza atan ülkelerin daha çok dünya çapındaki salınımların en az yüzde 55'inden  sorumlu olan ülkelerin olması, anlaşmanın bağlayıcı olmasını etkilemiştir.
   Bugün Çin’de insanlar caddelerde kurulan oksijen odalarında içlerine  oksijen çekerek yollarına devam etmektedirler. İleride daha ağır maliyetler  getireceğini anladıkları gün umarım önemini kavrayacaklardır. Tabi ki iş işten  geçmez ise.
Sevgi ve Saygılarımla