3 Mart 2008
Bahar özleminde
Gün…
Karşıda Beydağları
Başı karlı…
Kalın kurşunî bulutlar
Gölgesi karların…
Toprak,
Havaya ve suya düşen
Cemreyi bekliyor.
Doğurgan…
Tam bu anda
Kadın geldi aklıma
Zaman içinde Var olan
KADIN…
Kadın denince,
Anam gelir aklıma
Ve de
Karım…
Karım biraz önce
Çıktı evden işine…
Ben kaldım evde …
Kasıklarımdan bıçak yedim
Yaralıyım.
Gönül yarası olmasın
Bıçak yarası olsun
Yara…
Yaralı halimle
Dere evindeyim.
Derede…
Kadın denince
Havva da
Gelir aklıma…
Havva,
“HİÇ” demektir.
“YOK” demektir.
Arap dilinde…
Adem yalnızlık
Çekmesin diye,
Sol eğe kemiğinden
Var edildi.
Kadın…
Var edilen kadın
Usulca sokuldu
Adem’e…
Hemhâl oldular.
Mutlu oldular
Anlık…
Günler geçti
Bir hâl oldu
Havva’ya…
Bir can belirtisi
Verimli petek
Karnında…
Adem,
Usulca sıvazladı
Verimli peteği.
Bir can vardı içeride.
Adem şaşırdı!
İlk şaşırmasıydı erkeğin !!!
Dokuz ay sonra iki yavru geldi.
Dünyaya !!
Biri kız , biri erkek…
Müteakip dokuz aylarda ,
Bir kız bir erkek
Göz açtı dünyaya…
Serpildi büyüdü çocuklar.
Tuhaf duygular belirdi
Onlarda…
Kızdan erkeğe ,
Erkekten kıza…
ADEM ,
Aklıyla koydu ilk yasayı,
Çaprazlayın sevişin
Çocuklarım…
Çocuklarımın olsun
Çocukları…
Öyle koyuldu yasa…
İlk kavga ,
Habil Kabil
Arasında çıktı.
Kabil Habil’i öldürdü.
Sebep KADIN…
İlk kan düştü
Toprağa…
Kavgalarla büyüdü
Çoğaldı insanlık.
Geldik ilk medeniyet
SÜMERLER’E…
Sümerler’de siyahlara
Bürünmüş
Ruhları Tanrılara adanmış
Güzel kadınlar,
Sevap kazanıyoruz diye
Erkekleri gönüllediler
Bir zaman…
Sümerler’den
Sümerolog
Muazzez İlmiye Çığ
Gözüyle bugüne bakış…
“Örtünmenin nereden geldiğini bilsen,
Örtünmeye utanırdın sen.
Mabet fahişeleri örtünürdü bir zaman
Ayrılmak için diğer kadınlardan.”
Kara çarşafınla rahibe
Kılığına dönmüşsün.
Sen rahibe misin?
Rahibeyi anlattım
Sana.
Sen
O , musun?
Ön Türk ülkesi Truva
Zaman İsa’dan önce
Üç bin.
Bin sekiz yüz sene yaşamış zamanda kadın
Sessiz.
Yıl İsa’dan önce
Bin iki yüz.
Kral oğlu PARİS
Yunan Helen’i kaçırır
Truva’ya…
Bir milletin kanıyla
Sulanır toprak
Tarihten
Silinir millet
Sebep Helen
Yani
KADIN…
Truva’nın yok olduğu
Zaman
Yani İsa’dan önce bin iki yüz.
Yer
FİLİSTİN.
Çocuğu olmayan
Yetmiş altılık Sare
Kocası seksen beşlik İbrahim’e
Mısırlı taze cariye
Hacer’i sundu.
İbrahim mutlu oldu
Hacer’den .
Sare’nin kızgınlığından
Sığındı Tanrıya…
Tanrıdan geldi buyruk
“Sabret!!
Bir erkek doğuracak Hacer,
Vereceksin ona ad
İsmail”
Gün geldi;
Tanrı buyruğu
İsmail gözlerini
Açtı dünyaya…
Günler hızlı geçti
Geldi on üç yaşına…
Tanrıdan geldi buyruk
Seslendi İbrahim’e:
“SARE bir erkek çocuğu doğuracak
Olsun adı
İshak.”
Doksan yaşındaki Sare’nin kocası
Yalvarır Tanrıya
“İbrahim’in üzerinden
Esirgeme yardımını…”
Tanrıdan buyruk:
“Sen üzülme
Ben onu büyük millet yapacağım”
Ertesi yıl Sera doğurdu.
İshak’ı….
İshak’ın anası İstemedi
Hacer ve İsmail’i ,
Kovdu çadırdan.
Yanında İsmail ,
Çıktı çölde yola
Güzelim Hacer.
Kenan ilinin
Kırk günlük deve yolunun
Güneyine geldiler.
Burası Bekke idi…
Ana oğul susuzluktan perişandılar…
Çöle uzanmış ölmek
Üzereydi İsmail.
Sefa tepesinden
Merve tepesine
Bu zamanda hacıların yürüdüğü yoldan
Yedi kez su için
Çılgınca gitti geldi.
HACER.
Tanrı yatan çocuğun
Sesini geç duydu…
Su verdi topraktan
Fışkırdı zemzem…
Zemzem serinliktir
O günden bugüne
İnsanlığa…
Hacer;
İkinci eşlerin ,
Cariyelerin simgesidir
ZAMANDA…
Boneli , ipek türbanlı
Kirpikleri rimelli ,
Kaşları alık,
Dudakları boyalı ,
Badem bıyıklı
Genel müdürle
Nikahsız yaşayan
Kadın,
Hacer’den farkın ne?
O zamandan bu zamana
DEĞİŞEN NE?
Erkeklerin isteklerine
Alet olmamalı
Kadın…
Bir kere erkeğin oldu mu
Kadın,
Köle belliyor onu
Erkek.
Köle değil;
O , insan.
Tabiatın en üretkeni,
En doğurganı.
Olmadı mı kadın
Olmaz insanlık
Evrende.
MISIR,
Tanrı Firavunlar diyarı…
Kadının adı yok.
Boynu bükük Musa’nın anası
Asiye’yi görüyoruz ,
Korkudan öz yavrusunu
Nil’e salan…
Zaman
İsa’dan önce
Bin altı yüz…
Cleopatra,
Güçlü kadın
Roma İmparatoru Octavianus’a
Boyun eğdiren…
Ve
Meryem
Boynu bükük
İsa’yı emziren
Çarmığa gerilen
Günahsız İsa’yı
Ana yüreğiyle kucaklayan…
Meryem;
Rönesans ressamlarının
Tablolarındaki
Acı…
Hindistan’da
Ölen erkeğiyle
Gömülürdü
Yaşama arzusundaki kadınlar
Bir zaman.
Kadın kötünün sembolüydü
Gerektiğinde
Edilirdi Tanrılara
Kurban…
Eski Yunan’da
Afrodit’le sembolleşen kadın
Cinselliğin simgesiydi.
Çin ve Japonya’da
İyi kadın:
“Kocasına ve kocasının akrabalarına
hizmet eden kadındı.”
Metehan’dan Çin’e yazılan belge
“Hatun ve Hakan diyorlar ki”
Diye başlayan
Fermanlar…
O diyarı
Türkistan’ı
Gezdim 1990’da.
Buhara’da
Türklüğünü yaşayan
Üç güzel…
Firuze,Gülçehre,
Nesibe.
Güzel bağlanmış
Saçları,
Gülen yüzleriyle ,
Ezdirmemişler
Kendilerini asırlarca…
Türk kadını
Olarak
Fotoğraf karemde
Şekle girdiler
Beraber şekil verdik
Kol kola…
Sonra gittim ulu bellenen
Bahaddin Nakşibendi’nin
Mezarına.
El açtım Tanrıya!
Hazret;
Eşleriyle uzanmıştı toprağa
Boylu boyunca…
En taze eşini sağına almıştı
Üç tanesi ondan öte…
Arap adetleri sinmişti
Türkistan toprağına.
Hazret yaşamıştı
İsa’dan sonra bin üç yüzlerde.
Emine Hatun;
Muhammed anası
Hadiste ve Kur’anda
Adı yok…
Koyulmuş kurallar ;
Kadınlar dûn varlıklardır.
Cehennemin yarısı onlardan oluşur…
Mirasın dörtte biri onundur.
İki kadın bir erkektir.
Cariyedir , alınır satılır.
Ulu kişilere;
Amca kızları,dayı kızları
Ulu kişilerin istediği
Tüm Müslüman kadınlar
Sunulabilir , helâldir.
Böyle koyulmuş
Düzen…
On iki yaşındaki
Kimya Hatunu
Altmış yaşındaki
Şems-i Tebriz’e
Sundu Mevlânâ
Kural gereği …
Kimya Hatun ,
Mevlânâ oğlu
Alaeddin Çelebi’nin
Gözdesiydi…
Kimya Hatunun peşkeşine
Olmadı gönlü razı…
Dergâhın kapısında
Şişledi Şems-i Tebriz’i…
Yine kan düştü
Kadın için toprağa ,
Yıl 1247 Konya…
SELÇUKLU,
Türk’e biraz benzeyen yüz…
Kadın…
Fatma Bacı
Türkmen Şeyh
Kirmani’nin kızı
Ah-i Evren’in eşi
Erkek gibi çalışan ,
Üreten Kadın
Fatma Bacı…
Bacıyan-ı Rum
Teşkilatının başı
Esnaf Türk kadınlarını
Örgütleyen yüz…
OSMANLI’da,
Kafes arkası
Süs unsuru
Kadın.
Edebi simgelerde
Şeytan-gece İblis
Korkunç ve karanlık.
Eğer;
Erkeğin oyuncağı olursa
Selvi boylu- gül endamlı
İnci dişli,badem ağızlı,gonca yüzlü…
Delişmen Türkmen
KARACAOĞLAN’da;
“Ak bilekte Sarı hakik
Zülfü gerdana dökük
Kaşın melûl gözün yıkık
Güzelim neler duydun bugün
Arık altında su doldur
Eteğini yel kaldırır
Şu komşu kızları
Bir bakışta adam öldürür”
Karacaoğlan’da
İnsanlaşan kadın…
İnsanlaşan kadını
Ayağa kaldırdı
CUMHURİYET…
Kadın erkek eşit çalışmalı
Eşit okumalı.
Bir ulusun yarısı çalışmazsa
Ulaşılabilir mi medeniyete?
Yasalarla hak verildi ona…
Kadın seçer ve seçilir
Birden fazla eş olamaz.
İmamlar nikah kıyamaz
Karışmadı cumhuriyet giyimlerine…
Türk kadını zekidir.
Nasıl giyineceğini bilir.
Buyurdu ATATÜRK …
Cumhuriyet kadını
Nasıl giyineceğini bildi.
Problem olmadı cumhuriyete.
Sarıklarını çıkarmayanlar oldu problem
Kafilelerle terk edip Anadolu’yu
Gittiler Arap diyarı Suriye’ye …
Suriye’ye gidenlerin Anadolu’daki
Artıklarının beynindeki FİKİR;
“Erkek kadından değil,
Fakat kadın erkektendi”
Kutsal kitap Bab 11/8 de.
O günden beri erkek kendini saydı
TANRISAL.
Sanki anası kadın değilmiş gibi.
Eşya gibi baktı kadına.
Bak ne diyor Zapsu denen adam;
“Türbanı çıkar demek kadına
Donunu çıkar demektir.”
Bunlar TANRISAL ERKEK!!
Kadın kul köle.
Biliyorum sonra diyeceksin
“Başı açık kadın ,
Kıçı donsuz kadındır”
Ey Badem bıyıklı , kurbağa suratlı adam,
Kadın denince;
Kıçı mı gelir aklına hep?
Senin kafandaki o kadın:
Suudi kralının SARAYINDA…
Sizin gibilere
Neyzen Tevfik’in sözü var
Şöyle…
“Ne ararsın Allah ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye türban sorarsın?
Rakı şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa kimseye bir zararım içerim
İkimizde gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem,sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et!
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden soğuyacak bu millet.
İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz!
Sen anandan yine çıkardın amma
Baban kimdir bilemezdin ŞEREFSİZ!
Acıyla kavrulmuştur
Coğrafyamızda
KADIN.
Mutlu şehit analarıdır
ONLAR…
Ezelden beri hanımdırlar ,
Yiğitlerin anasıdırlar.
KADINLAR,
Erkeklerle aynı zamanda
Yaşadılar..
Fakat tarihleri olmadı
Onların.
Skandal , entrika yaratanlar
Hariç.
Tarihe gömülü kaldılar
Hep.
19. yüzyıla kadar
Ev içi rolleri verildi
Onlara
Siyasetçiler ve din adamlarınca.
Yani yok
Sayıldılar.
Bireye
Dönüşemediler.
Kimse kimseye vermez
Özgürlük.
Özgürlüğünüzü
Bizden beklemeyin
Kadınlar...
Böyle beklentiniz varsa eğer,
Daha yüzyıllar
Beklersiniz.
Ey
Türbanı dini simge gören kadın…
İnanç Özgürlüğü Platformu’nda:
“Üzülme büzülme Allah bizimle
Ya Allah bismillah
Çarpıtmayın simge değil Kur’an emri”
Diye yürümüşsün…
Yürü sokaklar aşınmaz
Aklını başına al…
Kadın soyu kolay elde etmedi
Özgürlüğü…
Baş örtüsü Kur’an emri ise,
Mirasın dörtte biri senin.
İki kadın bir erkek yerine geçer.
Erkeklerin cariyesi,
Fazladan eşi olabilirsin.
Bana vız gelir.
Ben senin için ,
İyiliğin için
Dedim tüm bunları…
Hayat senin
Güzel şey.
Kadın;
Nice duygu dolu
Bestelerin yaratıcısıdır
O.
Şiirlerin nesnesi olmuştur
Hep.
Sen ne zaman
Özne olacaksın
Ey
Kadın.
Yine
Edilgenliğe
Talip oldun
Bu zamanda.
Muhtarlıkta
Yoksun,
Meclislerde
Yoksun ,
Çalışma hayatından
Çekiliyorsun!
Sen benimle
Nasıl eşit olacaksın?
Niye bu soruyu
Sormazsın kendine?
Sen kendin için varsın
Bunu idrak et!
GERİSİ KOLAY…
Özgür beyinler
Özgürce sana şiirler yazdı hep
“Karadutum çatal karam çingenem
Nar tanem nur tanem birtanem”
Diye dizeler döktürdüler…
Sen gerçekten
Nar tanesi
Nur tanesi
Dünyanın bir tanesisin…
Bütün bu kötülüğü niye yapıyorsun
Kendine…
Yine de sen bilirsin.
Başka bir zaman
Ninemi ve Anamı
Anlatacağım sana
Onlar sana benzemiyordu…
On ikişer çocuk doğurmuşlardı,
Saçları örgülü ve örtülüydü,
Elleri nasırlı , yürekleri cesurdu,
Anam kırkında,
Ninem altmışında göçtü dünyadan…
“Su içtim duruca
Niyet ettim oruca”
Diye yoksul sofralarında
Tanrı’ya el açarlar,
Beş vakit namaz
Kılarlardı.
Örtüleri senin örtüne benzemezdi.
Benim ninemi ve anamı
Niye istismar ediyorsun
Be
KADIN…
Kadınlarımızın
2016 Dünya Kadınlar Günü
Kutlu olsun.
Bu metin 03 Mart 2008 tarihinde yazılmıştır.