Zaman;
22.11.2014 İstanbul .
Yer
İstanbul Yeşilköy hava limanı.
Günü birliğine gelmiştim
Şimdi saat 20.15
23.00 da kalkacak uçağım
Antalya'ya...
16.00 da geldim hava limanına.
Wins kartın misafiriyim.
Üçlü koltuklarla çevrili rahat bir yeri
Mekan tuttum
Kendime.
Nasıl olsa uçağın kalkmasına
Zaman var.
Açık büfeden donattım
Masamı.
İçkimi yudumlayıp ,
Günlük gazeteleri okuyorum
Ruhum DİNGİN
İki dal gibi güzel bayan gelip
Gülümseyip oturdular karşımdaki
Üçlü Koltuğa.
Onlarda donattılar masayı
Açık büfeden...
Siyahlar giymişler
Siyah uyum sağlamış bedenlerine.
Başları türbanlı.
Pırlanta yüzük ışıldıyor
Birinin parmağında.
Öbürü daha güzel hurisel
Düz yüzük var parmağında
Evliler
Belli.
Nedim'in İstanbul'u geldi aklıma
Yaşadığım andan
1720 lere daldı ruhum.
Yürüyen selvi gibi ince boylu güzeller
Sadabat - ve Haliç.
Haliçte çifte kayıklar... Güzeller.
LALE DEVRİ
Osmanlının huzur devri...
"Din elden gidiyor,"
Kur'an kafir icadı matbaa ile basılıyor"
Diye hamamda cinnet geçirerek
Sokağa fırlayan,
İstanbul'u yakıp yıkan
Medrese artığı yobaz
Gurupla son bulan
DEVİR.
Eski İstanbul'u;
Bugünün içinden algılamaya ,
Çalışmama fırsat verdi
Siyahlara bürünmüş
Türbanlı güzeller.
Ben dalmış gitmişim önümdeki
Gazetelere...
Gözüm gazetelerde
Ruhum yaşayan İstanbul'un
300 yıl gerisinde.
Bir hayli geçti zaman
Gözlerimi kaldırdım gazeteden
baktım karşımdaki
Fidanlara.
Önlerindeki yiyecekleri bitirmişler
Bende
Öyle...
Yemiş içmişim durmadan.
Sordum birden
-Uçağınız kaçta nereye?
"Kütahya'ya" dedi.
Pırlanta yüzüklü olan.
Öbürüde tastik ederek
Sohbete katıldı.
Cesaretli kadınlardı.
Korkusuzdular.
Erkeklerden korkup
-Denizde plaj ayıran kadınlardan
Değillerdi..
Özgüvenli idiler.
Özgüveni varsa kadınların
Onlardan gelecek için korkmaya
Lüzum yok.
Pısırık yapıdaki
Kendini ezdiren kadından korkmak
Lazım.
Özgüvenli kadının giysisi ne olursa olsun
Gelecek için endişe edilmemeli
Diye düşündüm
O
AN.
Topladılar masayı kalktılar
Gözleri ışıl ışıl güvenli
Uçakları kalkıyormuş
İyi günler dilediler
Bana.
İslam'ın rengi yeşilken
Niye siyahlara bürünmüş
Bu güzel şeyler
Anlamadım.
Taşrada çakıl ve maden ocaklarından
HES'lerden,
Zengin kocaları olan ,
İstanbul'un zarif kadınlarının
Taşraya,
Uyumu gibi geldi bana
Bu güzel
Zarif
Şeyler.