MİLLİ GURURU SAVUNAN
ROMANTİK KOMÜNİST
MOSKOVA’YA TAHSİL İÇİN GİDİŞ
Marks ve Leni’ni öğrenmek için, Bolu’dan Trabzon’a Arkadaşı Vala Nurettin’le geldi.
Trabzon da bir olayla karşılaştı yüreği açıya boğuldu,
Mustafa Suphi ve ondört arkadaşıyla hun harca öldürülmüştü. Derinden acı duydu.
Şöyle anlatır.
28 KANUNİSANİ
ta ata aa ta ta ha ta tta ta
tarih
sınıf-ların
mücadelesidir
1921
kanunisani 28
karadeniz
burjuvazi
biz
on beş kassap çengelinde sallanan
on beş kesik baş
yoldaş
bunların sen
isimlerini aklında tutma
fakat
28 kanunisaniyi unutma!
"siyah gece
"beyaz kar
"rüzgar
"rüzgar".
trabzondan bir motor açılıyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
motoru taşlıyorlar
son perdeye başlıyorlar!
burjuva kemal'in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna
kumandan kahyanın cebine inmiş
kahya adamlarının donuna
uluyorlar
hav... hav... hak... tü
yoldaş unutma bunu burjuvazi
ne zaman aldatsa bizi
böyle haykırır:
- hav...hav...hak...tü
- gördün mü ikinci motörü?
- içinde kim var?
- arkalarından gidiyorlar.
- ikinci motör birinciye yetişti
- bordoları bitişti
- motörler sarsılıyor
- dalgalar sallıyor sallıyor dalgalar.
- hayır
iki motörde iki sınıf çarpışıyor
- biz onlar!
- biz silahsız onlar kamalı
- tırnaklanmız
- kavga son nefese kadar
- kavga
- dişlerimiz ellerini kemiriyor
kamanın ucu giriyor
- girdi...
- yoldaşlar, ey!
artık lüzum yok fazla söze:
bakın göz göze
- karadeniz
on beş kere açtı göğsünü,
on beş kere örtüldü.
onbeşlerin hepsi
bir komünist gibi öldü
Moskova yıllarında Komünizmi öğrenmek istiyordu Nazım.
“ Batum yoluyla gelimişim Anadolu’dan,
Bir sualciğim var Lenin Yoldaşa” diyor.19 yaşında.
Devrimin nasıl yapıldığını öğrenmek istiyor.
Moskova’da her yer afiş,
Tabanda işçiler köylüler.
Omuzların üzerinde zenginler.
En üste Çar ve Tantı ve karar veriyor komünizmi öğrenmeye…
Doğu emekçileri komünist üniversitesine kayıt olur.
Nazım açlığı ve sefaleti sadece Anadolu’da sanmıştı, yanıldı.
Rusya’da da açlık ve sefalet vardı.
Onun kaleminden Rusya,
Açların Gözbebekleri
değil beş on
otuz milyon
aç
bizim!
Onlar
bizim!
Biz
onların!
Dalgalar
denizin!
Deniz
dalgaların!
Değil birkaç
değil beş on
30.000.000
30.000.000!
Açlar dizilmiş açlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
açlar dizilmiş açlar!
Bunlar!
Yürüyen parçaları
o kurak
toprakların!
Kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karın
taşıyor!
Kimi
deri... deri!
Yalnız
yaşıyor
gözleri!
Uzaktan
simsiyah sivriliği
nokta nokta uzayıp damara batan
kocaman balı bir nalın çivisi gibi
deli gözbebekleri,
gözbebekleri!
Hele bunlar
hele bunlarda öyle bir ağrı var ki,
bunlar
öyle bakarlar ki!...
Ağrımız büyük!
büyük!
büyük!
Fakat
artık imanımıza inemez tokat!
Demirleşti bağrımız,
çünkü ağrımız
30.000.000
deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!
Ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
Belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
"kaçık"
diyen adam!
Sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
Deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!
BİR SONRAKİ YAZI; MİLLİ MÜCADELELİ YILLAR.
Kaynak: 1- Ekber Babayev
Ustam be Ağabeyim Nâzım Hikmet
2- Bilim Ütopya
Nâzım Hikmet özel sayısı
3- Hikmet Birant
Alıç Ağacı ile Sohbetler
4- Aziz Nesin’in Nâzım Hikmet anıları