TÜRKOLOG

İslam İnancındaki; Değişik Damla,

TASAVVUF ÜZERİNE…

 

Eflatun’un “ide”ler alemi anlayışı,

Yahudi inanç kolu kabalayı,

Kabala’da,

İslam tasavvufunu etkilemiştir.

Tasavvuf izlerini ilk çağ filozoflarının

Bazılarında görmek mümkündür.

Egeli Herakles bile; gelişim, hareket, birlik fikirlerinden bahseder.

M.Ö. 600 ‘lerde  Egede.

İslamda tasavvufu öne çıkaran,

1182 Endülüs doğumlu Muhiddin İbn-i Arabidir.

Endülüs’te İbn-i Rüst’te görüştü.

İbn-i Rüst,

O’na;

“Bilginin yalnız akul yolu ile elde edilebileceğini” söyledi.

17 yaşındaki genç İbn-i Arabi bu fikre karşı çıktı.

Bilginin ilham ve keşfetme yoluyla elde edilebileceğine” inandı.

Bu yolda çalıştı.

“Tabiat ve insanın (ayan-i sabite)

Tanrı olduğunu savundu.

Varlıkta TANRI vardır.

Varlıkta BİR vardır.

Suyun rengi aldığı kabın rengidir. “ dedi.

Mısır uleması tarafından idamına karar verildi.

Konya’ya geldi. Sadreddin Konevi’nin dul annesiyle evlendi.

Selçuklu sultanları  O’na hürmet gösterdi.

Daha öncede Abdulkadir Geylani gibi (1166 öldü)

Tasavvufçuların kuramları olsada İslam da,

Muhiddin-i Arabi,

Bilhassa Türk tasavvufunu derinden etkilemiştir.

Dört mezhebi de kabul eden

Zahiri bir anlayışı sistemleştirdi

Muhiddin-i Arabi …

Muhiddin-i Arabi yolundan giden

Mahmud Hüdayi

1541 1628 yıllarında yaşadı.

III. Murat, III. Mehmet, I. Ahmet,

II. Osman IV. Murad’ı etkileyen

Celvetiye  tarikatının kurucusudur.

Tasavvuf anlayışını Muhiddini Arabi’den etkilenerek aldı.

 Tasavvufu Sünni akideye dönüştüren adamdır.

Zamanında Yeniçeriler üzerinde

Etkin olan bir zattır.

Bayramiye tarikatının Halveti’ye kolunu kurdu.

Tarihimizde tasavvuf olarak algılanan

Siyasi düşünce aleminin önderlerinden hareketle

Bu konuda fikirler yürütmeye çalıştım bu

Yazıda

Kendimce.

 Tarikat-ı Salahıye cemiyeti başkanı kiraz Hamdi İngiliz ajanıydı 500 Sterlin almıştı.

Milli hükümete karşı muhalifleri birleştirmek için.

Dillerinde tasavvuf vardı.

İnsanı Tanrı belleyip severlerdi

Anlayış güzel gibi.

1925 te çıkan Şeyh Said isyanın arkasında bu cemiyet vardı.

Teşkilat üyesi on bir kişi İstiklal mahkemesi tarafından

16 Ağustos 1925’ te Ankara Taşönünde asılarak idam edildi.

8 kişi 5 yıl

7 kişi 10 yıl

3 kişi 15 yıl

30 kişi beraat etti.

Tertipçiler İngiliz uşakları

Sultan Vahiddin,

Kiraz Hamdi,

Mehmet Ali Gerede,

Yurt dışına kaçmışlardı.

Ahmet Hamdi Akseki’ de Atatürk’ün ricası ile affedilmişti.

1947-1951’de diyanet işleri başkanlığı yaptı.

Tarikat-ı Salahıye İngiliz menşeli bir cemiyet.

Kiraz Hamdi, Ahmet Refik Altınay, Ruhi paşa

Üçler meclisini oluşturuyorlardı. Karar vericiydiler yani.

Altta 40 üye daha vardı.

Ahmet Hamdi Akseki başta idi.

Atatürk’ün suikastına karışıp

İstiklal mahkemesinde yargılanmışlardır.

 

Topal Tevfik; tasavvufu savunan bir Bektaşi idi.

                Kazım Özalp’ta bir Bektaşi idi.

                Topal Tevfik,

Topal Tevfik Şahkulu postnişini

Ermeni kilisesinde bir kadınla

Uygunsuz yakalandı.

Kazım Özalp kurtardı.

Örgütte bir Didar hanım vardı.

Didar hanım İngiliz taraftarı bir Bektaşi idi.

Kurtuluş savaşında azda olsa

Bektaşilerden de hain çıktı.

Haini bol üreten bir ülkeyiz ya…

Türkiye’de Hainlerin organizesini Robert Koleji yaptı.

Merhum Kamuran İnan,

“ Çok haini olan bir milletiz” dedi.

Kaynağı buralar hainlerin

Robert koleji 1871 de açıldı.

Financı tüccar Robert

Kurucusu Hamlin

İkisi de Protestan misyoner.

İngilizce eğitim verecekti.

Hala veriyor.

Boğaz içi üniversitesi

Amaçları;

Ermeniler, kürtler ve aleviler üzerinde etki kurmaktı.

İlk karma namaz kadınlı erkekli

Esra Numani adlı Afkanistanlı

Bir kadın tarafından

Newyork’ta Yahudi üniversitesi

Brandes te kıldırılmıştı.

2005’te

Bu kadın Hacca’da gitti.

“Amerikalı bir kadının

İslam ruhuna ulaşmak “

Adlı kitap yazdı.

Yahudi Harpers yayın evi kitabı bastı.

Tasavvuf anlayışının siyasi yapıdaki

Görünümü böyle şekilleniyor.

Melamilik’de bir tasavvuf anlayışıdır.

Yaptığı iyiliği gizleyen,

İşlediği günahı açığa vuran

Bir tasavvuf bilincidir.

Melâmilik;

IX Yüzyılda Nişaburda ortaya çıktı.

Kurucuları;

Ebu Hafs Haddat ölümü 883

Hamdun Kassar ölümü 885

Ebu Osman El- Hiri ölümü 910

Nişabur’dan başlayıp,

Balkanları tesiri altına aldı.

Egeli Demoklid’en günümüze diyalektiği

Algılayan yapıdır,

Melamilerin anladığı tasavvuf anlayışı.

Bu uğurda canlar gitmiştir.

Halac-ı mansurların

Nesimi’lerin derileri yüzülmüştür.

Şeyh Bedreddin ezilmişliğe soygun’a

Öldükten sonra dirilme öğretisine savaş açmış,

XIII Yüzyılın inançlı insanıdır.

Şeriatın yozluğuna karşı,

Bilimi, duyguyu aklı öne çıkaran

Bir anlayıştır.

Muhiyiddini Arabi; tasavvuf öğretisi ile,

Tüm islam dünyasında sempati toplamıştır.

Tasavvufa karşı çıkan

Bir tasavvuf anlayışıdır.

Özel öğreti yerleri, özel kıyafetleri yoktur.

Kur’anda ve ayetlerde gizli anlam aramazlar.

Sağa sola kıvırtıp

Çeşitli yorumlar getirmezler.

Net ve açıktırlar.

Sokrat gibi bildiklerini öğretmeye

Gayret ederler.

Aklı öne çıkarmaya çalışırlar.

Hacı Bayram Veli Melami idi.

Ölünce dergahın başına Akşemsettin geçti.

Şemsiye Melamiliği ortaya çıktı.

Akşemsettinle geçinemeyen Ömer Sikkini

Bayramiye Melamiliğini oluşturdu.

Anlayış bölündü. İkilik çıktı.

Şemsiye melamiliğini savunanlar

Muhiddin-i Arabiye karşı çıkanlara,

Kuşeyri, Gazeli, cüneyd-i Bağdadi

Ve Necmeddin Kübra gibi kişilerden

Alıntılar yaparak kendilerini savundular.

Melamiliği Sünni anlayış içinde eritmeye

Gayret etti Akşemseddin.

Osmanlı yönetiminden destek gördü. Anlayış siyasallaştı.

Bayrami Melamiliğini devam ettiren

Ömer Sikkini ise,

Akşemseddin aksine, Osmanlı felsefesinin aksine,

Tarikat silsilesini Safevilere  dayadı.

Ehl-i Beyt sevgisine hizmet etti.

Bilmek- Bulmak- Olmak.

“Önce Tanrının birliği bilinecek,

Sonra  herşeyin Tanrı olduğunu algılanacak,

Sonra Tarısıyla bir olacak. Tanrı olacak.

İNSAN”

Bu anlayış Osmanlı idaresi tarafından

16 .17  Yüzyıllarda zulüm gördü.

İnançların siyalaşmasında;

Zulüm mukadder oluyor, insanlık tarihinde

HEP.

Bayrami Melamiliğinin Şeyhleri,

Muşuki 1539 Hamza Bali 1561 de

Kanuni zamanında,

Şeyhul İslam Ebu suud efendinin fetvasıyla asıldılar.

“Yunus ilahilerini Tekke’lerde

Okuyanların katli vaciptir deyü”

Fetvalar verdi.

O tarihten sonra tarikatlar yozlaştı.

Gücünü kayp etti.

Mensupları dağıldı.

1261 de Ahi Evren’in katli ile

Anadolu tarikatları

Moğol yanlısı Selçuk beylerinin fermanıyla,

Mevlana’ya bağlandı.

Halk Mevlana’yı sevmemiş

Tekkesine gitmemişti.

O,

Zaman.

Bektaşilik ve Melamiler

Siyasi korku ile

Nakşibendi gözükmüşlerdir.

İnsanlar üzerinden insancıl korku

Hukuk sistemiyle kalkar da…

O da,

“Muasır medeniyet seviyesi”

Hedefine yürümekle olur

Mutlak.

Osmanlıda “Uslu tarikat” Nakşiler di

Şüpheli tarikat Melamilik ve Bektaşilikti.

Melamiler,

Şeriatın ibadet esaslarını dikkate almaz.

Dünyevi zevki helâl sayarlardı.

Tanrının tarikat ve insanların kendisi olduğuna inanırlardı.

İnançları başlarına canlarına mal oldu

Geçmiş

Zamanda.

“Sövene dilsiz

Dövene elsiz gerek”

Anlayışında başkaldırı olur mu?

Zannedilmesin ki ;

Tasavvufi anlayış siyasi değil

Şeyh Bedreddin isyanı ne…

Şeyh Bedreddin Vahdet-i vücudu’na

Benzer yapıdaki

7 imam Rıza,

 Horasanda başkaldırdı, benzer yapıdaki

Halife Harun Reşit’e

Zindana attı Harun Reşit

İmam Rıza’yı

Orda

Zehirletti öldürdü.

Şöyle veya böyle insanların inançları

Siyasi gayeye dönüşüp,

Kan akıtan pınarlar haline geliyor.

Görünen

Tarihte Hep.

Halbuki Osmanlı Melâmilerinin

Osmanlıya isyan güçleri yoktu.

İranla işbirliği yapıyorlardı.

Şahkulu isyanı sonrası katliam ve kuyucu Murat katliamları

Anadolu Sufiliğini siyasi olarak yok etmekti.

Pir sultan Osmanlı baskısına

Ben bu yayladan şah’a giderim

Diye saza vurdu düşüncelerini.

BEN DE BU YAYLADAN ŞAHA GİDERİM

 

Karşıdan görünen ne güzel yayla 
Bir dem süremedin giderim böyle 
Ala gözlü pirim sen himmet eyle 
Ben de bu yayladan şaha giderim 

Eğer göverüben bostan olursam 
Şu halkın diline destan olursam 
Kara toprak senden üstün olursam 
Ben de bu yayladan şaha giderim 

Bir bölük turnaya sökün dediler 
Yürekteki derdi dökün dediler 
Yayladan ötesi yakın dediler 
Ben de bu yayladan şaha giderim 

Dost elinden dolu içmiş deliyim 
Üstü kan köpüklü meşe seliyim 
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim 
Ben de bu yayladan şaha giderim 

Alınmış abdestim aldırırlarsa 
Kılınmış namazın kıldırırlarsa 
Sizde şah diyeni öldürürlerse 
Ben de bu yayladan şaha giderim 

Pir Sultan Abdal´ım dünya durulmaz 
Gitti giden ömür geri dönülmez 
Gözlerim de şah yolundan ayrılmaz 
Ben de bu yayladan şaha gider

 

Zaten “Yunus Emre ilahilerini okuyanların

Katli vaciptir deyü fetfayı…

Şeyhul İslâm Ebu Suud,

Kanuni zamanında vermişti.

Eren, Abdal, Derviş öldürmek

Dinen caizdi

Artık.

1548-1600 yıllarında Avrupa’da;

Papaz Giorda Bruno.

“… Aydınlık ve karanlık arasındaki,

Bilim ve cehalet arasındaki

Savaşa her yerde katıldım.

Kalın kafalı çoğunluğun öfkesine hedef oldum

Dedi.

Matematikle ilgilendi.

Matematik şeytan işidir diye

Roma meydanında diri diri yakıldı.

Katolik papazların öncülüğünde

Kopernik;

Evrenin merkezinin güneş olduğunu, söyledi.

Evreni döndürenin Meleklerin gücü olduğunu da ekledi.

Melekler safsatası i onun kafasındaki iskolostik düşünce idi.

1473-1543.

Galile 1564-1642 de“ Dünya Dönüyor”dedi.

Sonra korkusundan

Dünya dönmüyor” dedi,

Engisizyon huzurunda.

Canını öyle kurtardı.

Aydınlık mücadelesi veriyor,

2000 yıllardır

İnsanlık

Nerdesin

Ey

Aydınlık!...

Tasavvuf bütün bu girift yapılardan sonra

Anadolu insanının İslamı algılama biçimidir

BENCE.

İnsani yanı ile benimsenmiştir.

Şeyhülislam Molla Hüsrev Efendi.

1460 yılında Şeyhülislam oldu.

20 yıl görev yaptı

Rum’du.

Fatih fermanıyla atandı.

Padişah sadece Şeyhülislam için ayağa kalkardı.

Şeyhülislam padişahın yakasını öperdi.

Ebu İshak Efendi … Ölümü 1725

Antalyalı 1716 da Şeyhülislâm oldu.

Osmanlıda Şeyhülislâm hanedanlığı vardır.

32 Şeyhülislamdan 70.inci Şeyhülislama kadar

Şeyhülislamlar akrabadır. ^

Şeyhülislam Ebu Suud Efendi Sokullu Mehmet paşaya karşı,

Yahudi Yosef Nassi’ye destek verdi.

Sokullu Sırp milli kilisesini kurdu.

Osmanlının güçlü zamanında başına kardeşini atadı.

Padişah anaları Orhan Gaziden sonra

Türk değil,

Müslüman edilmişlerdir.

Müslüman edilmişliğine inanılan

Dönmeler mi yönetti Türk’üı

600 yıl

Ya Rabb…

Saray lobisi

Yahudilerde oldu 1492 den

Sonra.

Bu durum eski Lobi, Rumları kızdırdı.

Melami anlayış İttihat Terakkiyi destekledi.

Milliyetçi oluverdiler.

Dini temeli olunca Şirâze (ölçü) yön değiştirebilir

Her zaman…

Çünkü;

Akıl ve Şeyhe bağlı İttihat terakki idealist bir örgüttü.

Fakat tarihi felsefi derinliği yoktu.

İçinde Arap, Türk milliyetçileri

Batı taraftarları ve siyonisleri de barındırıyordu.

İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya’nın

Yandaşları vardı örgütte…

Cavit Bey, Rahmi Bey, sabetayistiler.

İngiliz taraftarı idiler.

Enver paşa etkisiyle teşkilat

Almanların etkisine girdi.

Alman etkisinde Turancı bir yapı oluştu.

31 Mart vakası ittihatçıları yıkmak için

İngiliz organizasyonudur.

Rıza Tevfik ittihatçı Melami idi.

Sonra ittihatçılıktan vazgeçti.

İngiliz taraftarı oldu.

Eski ile yeniyi birleştirmek düşüncesiyle

Mason olan Melamiler vardı.

Tabi ki hep çıkar hesapları yapılır

Bu konularda…

Örgütler çıkarlara hizmetle yaşar.

Veya çıkar çatışması çıkarsa

Bölünme mukadder olur.

Tarikat-ı Salahıye Şeyhi, Miralay Sadık ittihatçılarca idam edildiler,

Rıza Nur’unun başını çektiği gurup

Hürriyet ve İtilaf fırkasını kurar, Askeri güç olarak,

Halaskar Zabitan gurubunu kuranlar

Hürriyet ve İtilaf fırkası lideri Terlikçi Salih’ti.

Mahmud Şevket paşa’ya suikast düzenledi.

Sinop ceza evinde,

Mustafa Suphi ile görüşüp etkiledi.

Adam İslamcı oldu, sonra Mason oldu.

Sonra Komünist oldu.

Melamiler İslamı, sosyalist anlayışa doğru taşıdılar.

Rıza Tevfik,

Yahudi okulunda öğrenim gördü.

Babası Savcı idi.

Meşrutiyetten sonra millet vekili oldu.

Hz. Musa’ya benzetilir koyduğu sakalla.

11 Mart 1909 da İstanbul’da genç Yahudiler

Derneğinde verdiği konuşmada

“Ben Siyonist’im” demişti.

Vahdet-i vucud anlayışını ,

Felsefi temelde açıklamaya çalışmıştır.

Yahudi düşünür PHİLON

M.Ö.22 de Eflatun anlayışını

Musa anlayışı Tevrat anlayışı ile

Yorumlamaya çalışmıştır.

Dinlerinde tasavvuf anlayışı şekilleniyordu

Yahudilerde.

“Tatlı Şıra” olarak anlatır Tasavvufu

Mehmet Akif.

Yahudilerdeki adı

Kabalizim dir.

Yeni Eflatun’culuğun yorumudur Kabala.

Rıza Tevfikte kabalacı Melami anlayışta bir adamdı.

Vahdet-i vücuducu idi.

Tabiat olma – Bir olma – Yok olma

Yokta- Var olma…

Panteizm tabiatta aynileşme

1634 de doğup 44 ölen,

Brach Spinoza, panteizmi savunur.

Tanrı;

Evren ve doğanın işleyişidir.

Tanrının kişiliği yoktur

O

Yaratıcı bir güçtür.

O da

Tabiattır.

Babanzade Ahmed Naim 1872-1934

Sırat-ı Müstakim ve Sebil ür Reşat’ta yazdı.

M. Akif’in arkadaşıydı.

O’nu Muhiddin Arabi’nin,

İmam-ı Müberred eseriyle etkilemek istedi.

Akif müsbet ilim okumuş adamdı.

Safsataları yutmadı.

Tasavvufa aklı yatmadı.

Hiçbir zaman tasavvufçu olmadı.

Biz Türkler,

Tarihin içinden süzülüp geldik

Bu zamana…

Fakat bir Türklük felsefesi oluşturup

Geleceğe derin bakamadık.

Tarihi kendi dünya görüşlerine göre sentezleyip

Bize sunan;

Bir Tevfik Fikret’imiz var,

Batı medeniyetini sentezleyen

Anası Rum.

Bir Ziya Gökalp’imiz var,

Türklüğü sentezleyen

Kürt kökenli

Bir Mehmet Akif’imiz var,

 İslamı sentezleyen

Arnavut kökenli

Mevcut neslimiz bu üç düşünürümüzü

Sentezleyip

Bir Türk felsefesî sistemi yaratamaz mı?

Acaba diye düşündüm

Atatürk’ü götüren ay

Kasımın 21 Cumartesi günü 2015 te

Güneşli bol ışıklı

Bir Antalya

Öğlesinde

Saat 15,30’ da…

 

  1. Daha fazla bilgi

Soner Yalçın’ın Beyaz Müslümanlar kitabında.

Yayın Tarihi
02.12.2015
Bu makale 2540 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!