TÜRKOLOG

Biraz Felsefe 7

DEKART DÜŞÜNCE VE TANRI,

Dekart ‘da düşünce önemlidir.

Düşünceden düşünen Ben’ e uzanır.

Düşünen benden sonsuz’a…

Sonsuzla, Tanrı’nın varlığına ulaşır.

Sonsuz ve Tanrı kendi varlığının sebebidir.

Kendi varlığı uzamın ve maddenin varlığı ile vardır.

Madde kendi ruhu ile vardır.

Madde ve ruhun bu dünyada yaşaması için,

Tanrı bir düzen yaratmıştır, fakat Dekart ;

“Aldatılamayacağından, aldanmayacağından” emin olmak için her şeyden şüphe eder.

Bilginin ana yapısı düşünen cevher olan kendi varlığıdır.

Benim varlığım yoksa hiç bir şey yoktur.

Ruhun özü düşüncedir, “Ruh her zaman düşünür” diyor.

Dekart’a göre ” İnsan ruhu, ana karnında bile düşünür”.  Freud’da ana karnında çocuğa,

Cinsel haz aldırıyordu, bu bence abartı.

Beden, dünyevi hayatı gerçekleştirmek için ruhun aldığı şekildir.

Ruh, kendiliğinden bedende olan bağımsız bir düşüncedir.

Ruh düşünen CEVHER dir.

Ruh var olmak ve düşünmek için kendi kendine yeterlidir.

Ayrı olarak vücutta vardır. Bedenden ayrıdır.

Ruhun bedensizde olabileceğine inanıyor Dekart.

Beden bölünür- Ruh bölünmez bütündür.

Bedenden, kol ve bacağın ayrı olması, ruhun bedende bulunmuyor anlamı taşımaz.

Maddenin zıttı olan ruh, ilkçağ filozoflarında da vardı.

Ruh kendiliğinden vardır, kendiliğinden düşünür.

Var olmak düşünmektir.

Düşünce yoksa var olmak mümkün değildir.

O’na göre ruh tam bir varlıktır.

Bedene şekil ve suret verir. Onu faaliyete geçirir.

Dünyada cevher ve varlık vardır.

Ruh kendiliğinde, kendisi için cevherdir.

Dekart’a göre bilgi ruhun eseridir.

Bedenin bölümleri vardır. Bölünür.

Ruh bölünmezdir bütündür. Çünkü ruh şekil değildir.

Bedenin yok olması ruhu etkilemez.

Ruh varlıkta baki kalır.

Ruh yaratılmış bir varlıktır. Varlığının bölümleri yoktur.

Kutsal kitaplarda ruh bedenle beraber var.

Buna inanmak gerekiyorsa, bilen filozof gibi değil, inanan mü’min gibi hareket edilmiş olacak.

Bir şeyi doğru kabul etmek için bir neden veya sebebe ihtiyaç vardır.

Dünyanın hiçbir yerinde üçgen yoktur.

Üçgenin kabulü vardır. O’nun zatı vardır. Üçgen değişmez ve ebedidir.

“Tanrı’da böyle bir kabuldür” demeye getiriyor. Dekart, “Bu kabulü kabul etmezsek, dünyayı izah edemeyiz.” Diyor.

“Çünkü Tanrı, kendiliğinden var olmak ve mevcut olmak kudretine sahip bir varlığın fikridir.

Varlığı sonsuz ve tam varlıktan başka, bir varlıktan gelmez. Kendi kendine vardır.

Dekart,

  1. “Ben sonlu ve eksiğim, bende sonsuz Tanrı fikri var. Bu fikri kendime veren ben değilim.”
  2. Ben sonlu ve eksik olduğumdan kendime varlık veren ben değilim.                                                        Bütün olguları kendinde toplayan bir Tanrı fikrine sahiptir Dekart.

Dekart’a göre biz eksik ve sonluyuz. Biz eksiksiz ve sonsuz bir varlıktan geliyoruz.

“Kendimden edindiğim fikre göre;

“Düşünüyorum o halde varım” var olduğunuzu kabul ettiğimiz zaman,

Tanrı’nın varlığını kabul etmemiz lazım. Tanrı varlığını kendinden alır.

Filozof olarak din adamının aksine, Tanrı onun gayesi değildir.

Tanrıyı anlamak için insanın varlığının olması lazım.

Yani bireyin olması lazım. Benim olmam lazım.

Ben varsam, düşünüyor olmam lazım. Düşünüyorsam varım.

Yani; Ben varsam benim Tanrım’da var.

Düşünüyorum o halde ben varım.

Kendi varlığımız varsa, Tanrı karşımızdadır.

Tanrısız olamayız.

Ben kendiliğinden kendim için varım. Düşündüğüm için varım.

Varlığımla Tanrıyı kavrayabilirim.

Herşeyin başı düşünmektir.

Düşünmek var olmaktır.

Var olabilmemiz için hep düşünmemiz lazımdır.

İnsan olmak düşünmektir.

Hep düşüncede kalalım.

Aklımız bizimle olsun.

O’nu

Bir Şeyh’e bağlamayalım.

Kendiliğinden karar verecek, olgunluğu,

Okuyarak, inceleyerek aklımıza erişelim.

O zaman yönümüz

Ve

Günümüz aydınlık olur.

Düşünerek aydınlıkta kalın.

 

DEVAM EDECEK FELSEFE -8-

                                                                                             

                                                                                                              KAYNAK

1.- Dekart üzerine tetkikler

      Laberthonniere

      Çeviri Mehmet Karasan 1959 Basım

                                                                                2.- Felsefenin tarihi

                                                                                     Alfred Weber

                                                                                 Çeviri: :H.Vehbi Eralp 1991 5 basım.     

Yayın Tarihi
01.11.2016
Bu makale 1808 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!