Bu yazı dizisinde 19 - 23Şubat 2016 tarihler arasında,
İnceleme gezisi yaptığım,
Umman, Abu Dabi, Dubai izlemlerimi anlatacağım.
Bu gün Pazar, ılık ve güneşli bir
Abu Dabi sabahı.
Akşam marketten aldığımız yiyeceklerle 4 kat 448 nolu odada
Kendimize mükellef bir kahvaltı çektik.
Otel odasının kapısına İngilizce günlük gazeteler asılmıştı.
Gazeteleri okuduk.Dünya güllük gülistanlıktı.
Ne Rusya’dan
Ne Suriye’den
Nede Türkiye’den bir tek haber vardı.
Halbuki İstanbul’da polis merkezine saldırı olmuş,
Ankara’da 28 asker öldürülmüş
Suriye’de savaş vardı.
Herkesin derdi kendine idi.
Burası dünyadan tecrit edilmiş, bir huzur eğlence
Merkezi idi.
Otelden çıkarken,
Güzel bir zenci kadını koluna takmış
Eli ayağı titreyen ihtiyar bir adam, Sheraton otelinden çıkıyordu.
Hep beraber gülüştük.
Burada yaşayanlar için dünya güllük gülistanlık
Tüm medyada insanı rahatsız eden olumsuz bir haber yok.
Dünyanın, dünyadaki cenneti olarak tasarlanmış
Abu Dabi.
Araplar çölde Tahayyül ettikleri cenneti burada yaratmışlar.
Bu cennet bir Amerikan projesi.
Caddeden arabayla geçerken
Mimari tasarımı muhteşem
Bir cami gördük,
Gökdelenler arasında…
Tanrı’nın evinden yüksek gökdelenler …
Mekke’deki Kabe’de, garip kalmıştı
Gökdelenlerin baskısından. Görünce üzülmüştüm.
İslam alemi kan revan içinde iken,
Bu acıdan kılı kıpırdamayan
Müslüman Abu Dabi
Araplar görkemli bir cami yapmışlar
Tanrılarına…
Tanrılarını, Amerikan projeleri ile ezmişler.
Bizde özenmedik mi bu anlayışa.
“Yedi tepe üzerine kurulu İstanbul’da !...
Yedi tepede Tanrıya uzanan eller gibi minareler vardır”
Minarelerden yüksek gökdelenlerle
Tanrıyı ezmeye çalışmadık mı? Modernizim adına.
Burada Tanrı yok olmuş.
“Biz kendi Tanrımızı koruya bilsek diye düşündüm”.
Abu Dabi sokaklarında dolaşırken.
Bu gün Pazar- Dubai’ye gideceğiz.
Yarın sabah İstanbul’a uçacağız.
Olamaz böyle bir şey,
Dubai’yi gezmeden gitmek,
Biletimizi bir gün sonraya uzatmak istedik.
Türk hava yolları bürosunu bulmamız lazım.
Dolaştık- Aradık-Bulduk.
Biletimizi bir gün uzattık.
Yeşil köy değil- Sabiha Gökşen’e bulduk bileti.
Alışveriş merkezinde dolaştık.
Ben bir ayakkabı aldım markası MBT.
Ünlü bir marka imiş.
Eski ayakkabılarımı çıkarıp
Giydim yenisini…
Ayaklarım rahat etti, birde estetik.
Saat oldu 15.00
Türkiye saati 14.00
Midelerimizde zil çaldı.
Marketten yiyecek malzeme aldık.
Yola koyulduk.
Dubai yoluna otobana girerken
Sahilde uçak gemileri vardı.
Fransız uçak gemileriydi. Arap sahillerini bekliyorlardı.
Akşam gemi personelini
Otelimiz Sheraton’ da görmüştük
“Kimi Hindu, kimi Zenci” idi.
Askerlerin.
Muhteşem bir güzellik
Sağımız solumuz deniz
Otobana geçeceğiz.
Bir otoban cebine girdik, yemek yiyeceğiz.
Güneş güzelliğinin doruk noktasında
Sağım solum deniz
Sonsuzluk, Işık- güzellik.
Tuna balığı, konserve, beyaz peynir , çeri domates , biber (üç burun)
Mustafa’nın önerdiği, özel taş fırın ekmeğinden kendimize ziyafet çektik.
Yanımızda bir jeep içinde bir adam uyuyordu.
Adamı uyandırdım.
Şamata yaptım. Helo helo vs.
Gözlerini uyuşturarak uyandı adam.
Hintli bir şoförmüş ileride bir villa yapılıyormuş.
Onların mesaisini bekliyormuş
İşçilerin mesaisi bitince onları alacakmış.
İstanbul’a geldiğini söyledi şoför.
Mustafa,
“İnanma enişte,
Hintli dünyanın en gevşek adamıdır”
Dedi.
Devam ediyoruz Dubai’ye
Sağımız solumuz Çöl.
Hava sıcaklığı 30 C
Otobanda yol alıyoruz
Tüm arabalar modern ve son model.
Hakim marka
Toyota ve Nissan
Çölde modern bir cami
Göründü
Sağda.
Gösteriş için mutlak
Cemaat meçhul
Dubai’ye giriyoruz.
Gök delenleri gördük uzaktan,
Orası,
Dubai’nin merkezi imiş
Mustafa dedi ki ,
“Abu Dabi Elmalı ilçesi
Dubai Antalya öyle algıla enişte”
Otobanda giriyoruz Dubai’ye
Sağımızda gökte asılı bir yol
Bu ne diye sordum Mustafa’ya
“Otobanın üstünde tren yolu” dedi.
“İbn-i Batuta” diye bir yazı okudum.
Gökte asılı bu yolda,
Tren yolu adı olmalı mutlak.
Altı şeritli bir otobandan giriyoruz Dubai’ye
Şimdi gidiş yolundayız, dönüş yolu da altı şerit.
Sağımda her beş dakikada Havada asılı Tren yolundan
Tren geçiveriyor.
Birde solumda göğe asılı araba yolu.
Yolar böyle Dubai de.
Gün arkamda kaldı .
Gidiyoruz otelimize .
Apartman dairesi gibi yermiş odamız…
Ay dolunay saat Dubai saati 16,23
Ay göğe asılı gibi duruyor sağımda.
“ Vedam yüreğimde kaldı.
Gizli bir günah gibi” diyor.
Yıldız Tilbe Cd den
Burç el Arap, en yüksek gökdelen
Fotoğraf çektirdik önünde
Otelimiz yakınında.
Bulamıyoruz dönüyoruz etrafını…
Gördük oteli de, varamıyoruz yanına.
Navigasyon
“300 metre sağda”
Dedi Oteli…
“Sol ve sağ yap” dedi .
Öğle yaptık
Ve
Bulduk otelimizi
Saat Dubai saati ile 17,20
Geldik otelimize
Girdik resepsiyona
Oturdum koltuğa
Önümde ana cadde
Cadde karşısında bir otel
“Rotana Villa”
Dört kız geçti önümden
Birbirlerinden güzel .
Ellerinde valizleri belli ki yolcular
Çıktılar otelden dışarı…
Odalarımız belli oldu.
Otelin 24.uncü katında bir daire,
Dayalı döşeli, diş fırçası, macun, çatal, bıçak, tava, tencere
Hepsi var, sanki eve geldik.
Kendi yemeklerimizi yapıp gün geçireceğiz burda.
İki gece bir gün.
Manzara muhteşem, Dubai’ye hakimiz şu an.
Otelimizin adı City premiere
Kırk üç katlı yeni bir bina.
Üç oda bir salon mutfak,
Dubai manzarasına hakim.
Dubai’de bir ana cadde var.
SHEİKH ZAYED Caddesi
Altı ana şeridi var, ikisi talihi , çıkışlar ve ambulanslar için.
Caddenin üzerinden Metro geçiyor.
Trafik devamlı hareket halinde.
Metroda hareketli, Metro kişi başı sekiz Dirhem.
Dubai vatandaşının kendi milli kıyafeti olan,
Beyaz fistan ve başlığından başka kıyafetle dolaşması yasak.
Tüm Arap Emirliklerinde böyle.
Her Emirliğin yöresel kıyafetleri farklı.
Yabancıların bu kıyafetleri giyip dolaşmaları yasak.
Ben bilmeden kıyafetleri aldım. Başlığı taktım,
Yiyenlerimde öyle yaptı.
Umman sultanı sarayı önünde fotoğraf çektirdim.
Karı koca bir İngiliz bizi bu kıyafetlerle dolaşır görünce
Hayretle “ ÇILGIN TÜRKLER” dedi.
Biz o lafın manasını anlayamamıştık.
Konuyu bilen birisi uyardı da
Kıyafetleri çıkardık üzerimizden.
Emirliklerde, toplu ulaşım araçlarında ve sokaklarda
Fazla görünmüyor yerli insanlar.
Ağırlık Hintli, Filipinli, Koreli vs. Çalışmaya gelmişler buraya.
Yerli nüfustan üç emirlikte de yabancı çalışan nüfus fazla.
Caddeler son model otomobil ve jeeplerle dolu.
Bu zenginliği ABD.ve Avrupa ülkelerinde görmedi gözlerim.
Otelden çıkıp bir alış veriş merkezine
Metro ile gittik.
Aktarma ile beraber on durak.
Alış veriş merkezinin adı Dubai Marina Mall
Herşey çok pahalı. Marketine girdik .
Elma fiatları 10TL ile 28 TL arasında değişiyordu.
Üzüm 28 TL portakal 15 TL fiatları yazılıydı.
Otelin yanındaki alış veriş merkezinden mor üzümün kilosunu
15 TL aldık.
Arap diyarında fiatları ve yaşantıyı böyle gözlemledim.
Akşam odamızda menemen yaptık.
Meyve ve çayla açlığı yatıştırdık.
Yarına yemek içinde tavuk, pirinç ve salatalık malzemesi aldık.
Yarın öğle menüsü bugünden belli oldu.
Tavuk-Piriç Pilavı- Tavuk Çorba, Salata vs.
Şimdi saat Dubai saat 24.30
Yatma zamanıdır
Yarına hayır ola.
DEVAM EDECEK