Hafıza Kaybı

Teşvikiye, Nişantaşı, İstanbul adresine PTT ile göndermiş olduğumuz bir kargo geri geldi.
Zarfın üzerine, böyle bir adres bulunamamıştır diye not düşülmüş.
Kontrol ettik, adres doğru, eski kapı numarası yanına yenisi eklenmiş, hepsi bu. Ama kargomuz geri geldi bu küçük gibi görünen değişiklik nedeniyle.
Nişantaşı semtinin ismi nereden geliyor.
İmparatorluk yıllarında özel olarak düzenlenen ok atma yarışları sırasında, padişahlar tarafından en uzağa atılan rekor sayılabilecek okların düştükleri noktalara “nişan taşları “ dikilirmiş.
Daha sonra Abdülmecit döneminde bölge iskana açılıyor.

Teşvikiye Cami yaptırılıyor ve insanların buraya yerleşmesi teşvik ediliyor.
Teşvikiye adını buradan alıyor.
Topkapı, Dolmabahçe, ve Yıldız Sarayına yakınlığı nedeniyle, hanedan üyeleri, yüksek devlet görevlileri ve soylu yabancı konukların konaklaması için konaklar yapılıyor.
Çarpık kentleşme sürecinde ise konakların yerine çok katlı apartmanlar yapılıyor. 
Semtte halen ayakta kalan birkaç konak ve beş adet 'nişan taşı' bulunmaktadır.
Ülke genelinde, son zamanlarda, yerleşim birimlerinde ad değişikliği uygulamaları sıkça görülmektedir.
İlçe, köy, mahalle ve sokak adları değişmesin arkadaş, ne istiyorsunuz.
Her seferinde yüzlerce kitap, makale, roman ve hikaye adı boşa çıkıyor.
Bu edebi eserlerin içeriğini etkiliyor, içindeki ifadeler anlamını yitiriyor.
Anılar ve tarihi değerler yok oluyor.
Eski haritalar ile yenileri uyuşmuyor.
On binlerce tabela değişiyor, basılı belgeler, bilgiler güncellenip yeni baştan basılıyor.
Ekonomik boyutu ise ayrı bir israf ve milli servete zarar.
Kentin hafızası zarar görmektedir.
Ne gerek var, oynamayın isimlerle.
Son derece gereksiz, değişse bile herkes eski ve alışılmış olanı kullanıyor.
Kolaylık açısından numaralı sistem gerekli ise, öz benliği bozmadan sokak adının yanına numara eklenebilir.
Siz bir de köy, mahalle, sokak adlarının değiştiğini düşünün ve sıkıntıları tahmin ediniz.
Eski mahalle ve sokak adları bir şehrin hafızasıdır.
O mahalle ve sokakta oturan insanları manen etkiliyor, kişilik ve kimliklerini bozuyor, anıları ve tarihi de yok ediyor.
Bilim insanları, okuluna giden çocukların, yürüyüp geçtiği cadde ve sokaklardaki mimari yapıların, kişilikleri üzerinde etkili olduğunu, belirtiyorlar.
O nedenle tarihi ve kültürel değerlerimizin korunması önemlidir.
Yeni proje ve tasarımlarımızda da, kimlikli ve kişilikli yapılar olmasına özen gösterilmelidir.
Yeni oluşturulan yerleşim birimleri, cadde ve sokaklara dilediğiniz güzel isimleri verebilirsiniz.
İş yapmayanların iş yapar görünmek için başvurdukları gereksiz uygulamalardan lütfen vazgeçiniz.
Bir kentin kaderini, yönetenlerin ufku ve kalitesi dışında, kültür, eğitim düzeyi, bilgi ve birikimleri belirlemektedir.
Son yıllarda, hayırsız bir mirasyedi gibi şehirleri tükettik.
Tarihi ve kültürel değerleri, incelikleri, feraseti, nezaketi, tatlı dili tükettik, hiçbir şey kalmadı elimizde. 
Ancak, malımız, mülkümüz var. Bolluk içinde fukara durumundayız.
Şehri imar ederken, nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder.
Yerel yönetimler sisteminde yapılan son değişiklik ile köylerimiz mahalle olarak adlandırıldı.
Ancak insanlar gene de alışıla geldiği gibi köy olarak adlandırmaya devam etmektedir.
İstanbul da, Bakırköy, Kadıköy, Arnavutköy, Ortaköy örneklerinde olduğu gibi, bu köyler zaman içinde şehirleşmiş ancak isimleri değiştirilmemiş.
Gelecek kuşaklar köy anlamını, kavramını nasıl algılayacaklar bilinmez.
“Köylü milletin efendisidir” sözü gelecek kuşaklar için ne ifade edecek acaba?
Son yıllarda marka kentler, kasaba ve köyler öne çıkmaya başlamıştır.
Bizim ülkemizde de Safranbolu, Beypazarı, Polenezköy ve benzer örnekler görülmektedir.
Bu kasaba ve köyler, ekonomik anlamda, ülke ekonomisinde bir damla ölçeğinde bile değildir.
Ancak tarihi ve kültürel değerlerini koruyarak marka olmuşlardır.
Yöneticilere uyarımız, hafızamızı yok etmeyiniz, köylerimizi, mahalle ve sokaklarımızı geri veriniz. 
Sorunlu değil, sorumlu davranalım lütfen.
Sözün özü,  
Tarihi ve kültürel değerler ekonomik değerlerden daha önemlidir.
Şehri imar ederken, nesli de ihya etmeyi, asla ihmal etmemeli.