TRT ANTALYA RADYO ve TELEVİZYONUNDAN YANSIMALAR

TRT Antalya, ilk Radyo yayınına 27 Haziran 1962’de başlamıştır.
TRT Antalya, ilk Televizyon yayınına 10 Mayıs 1974’teki paket yayın ile geçmiştir.

Basın ve yayınla ilişkimin başlangıç hikayesi var.
1969 yılında, İstanbul’da mühendislik öğrenimine başladım.
İkinci sınıfta ekonomik nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldım.
Çalışma hayatına adım attım.

Ancak askerlik tecili gerekiyordu.
İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik Yüksek Okulu öğrencisi oldum.
Günümüzde “Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi” olarak sektördeki yerini almıştır.

Devam zorunluğu olmadığı için, bir yıl okula uğrayamadım.
İkinci yıl sınav dönemi okula geldim.
Okul girişinde bir grup öğrenci ile tanıştım.
Onlardan yardım talebinde bulundum.
Okunan derslerden bile haberim yoktu.

Esmer uzun boylu olanı, “bu arkadaşımıza hep birlikte yardım edelim” dedi.
Herkes seferber oldu, ben de anlamadım.

Ertan, sevgili kardeşim, seni asla unutamam.
Kendisinin İstanbul’un ünlü kabadayılarından Kürt İdris’in (İsbir) yeğeni olduğunu öğrendim.
Fatih’te birlikte kaldığı annesinin yemeğini de yedim.

Arkadaşlarımın desteğiyle, 1.sınıftaki 11 dersin 10’unu sınavlarda verdim.
Bir dersten borçlu olarak, ikinci sınıfa geçmiş olduk.
İkinci sınıf sınavları başladı, 6 ders de ikinci sınıftan verdik.
Kısa sürede, günlük 2-3 saat uyku ile yoğun ders çalışıyordum.
Okuduğumu anlayamaz hale gelmiştim.

Aynı evi paylaştığım, Kadın Doğum İhtisası yapan, Dr. Osman Dokumacı sürmenaj teşhisi koydu.
Biz ders çalışmayı bıraktık.
Hastaneden getirmiş olduğu eşantiyon hapları içtik.
Dr. Osman Dokumacı’ya Allah ömürler versin, dostluğumuzu sürdürüyoruz.

Sonuçta Gazetecilik Okulu’na ısındık.
Ertan’ın gurubu beni de aralarına aldılar.
Gurupta Tarık Akan, GS futbolcusu Bülent Ünver, TRT spor spikeri Ümit Aktan da vardı.
İlk aklıma gelenler böyle, unuttuklarım beni bağışlasın.
Ayrıca TRT Antalya Radyosu Müdürü Uğur Özkeleş ile tanıştım.

Zamanın en popüler Prof. Hocalarının öğrencisi olarak yerimizi aldık.
Hüseyin Nail Kubalı, Sulhi Dönmezer, Fahrettin Kerim Gökay, Orhan Öztuna, Nevzat Yalçıntaş, Reşad Kaynar ve diğerleri…
Uğur ağabeyi TRT Antalya Radyosunda, zaman buldukça ziyaret ediyordum.
Okul bitince TRT Antalya Radyosunda birlikte çalışma planları yapıyorduk.

Bu süreçte; mühendislikten, Antepli arkadaşımın yardımlarıyla Antep mutfağını ilk kez
Antalya’ya getirdik.
Antalya’da yaşayan bir iki aile dışında bu mutfağı tanıyan yoktu.
Antalyalı şiş piyaz bilir.

Ayrıca yine, mühendislikten arkadaşım Malik Kocaman’ın referansıyla, İstanbul merkezli bir şirketin yapı malzemelerini pazarlamaya çalışıyordum.

Zorluklar içinde, plansız programsız bir çalışma süreci başladı.
Bu arada, sınav dönemleri de okula devam ediyorduk.
Nihayet Uğur ağabey ile okuldan mezun olduk.
Uğur ağabey, Antalya Radyosunda iş verebileceğini söyledi.
“Antalya’da TV yayını başlarsa göreve hazırım” diyerek teşekkür ettim.
Uğur ağabey sayesinde TRT Antalya Bölge Müdürü Kenan Değer ile de tanışmış olduk.

Bir gün Uğur ağabey beni aradı ve çok acil Radyoya gelmemi istedi.
TRT Antalya’da paket TV yayınını başlatmak üzere kadro oluşturacakmış.

Toplantı odasında, TRT Bölge Müdürü Kenan Değer, Antalya Radyo Müdürü Uğur Özkeleş ve Ankara’dan gelen TRT yetkilisinden oluşan komisyon kurulmuş.
Bana iki aylık eğitim sonrasında tanımlayacakları işimi tarif ettiler.
Ben bu işten ne kadar para kazanacağımı sordum.
Memur maaşının iki katı, cazip bir maaş alacağım belirtildi.
Ben duraksadım ve sordum, “ben daha çok çalışırsam, daha çok kazanabilir miyim?” dedim.
Hepsi birden gülüştüler.
Memurlukta böyle bir kuralın olmadığını öğrendim.

Ben sesli düşünmeye başladım, “iki kardeşim üniversiteye başlayacak,
ben çok çalışıp, çok kazanmak zorundayım.” dedim.
Yetkili kişi, “bu iş arkadaşımıza uygun değil” dedi.

Dışarı çıktım, Uğur ağabey geldi.
“Sen iyi bir iş adamı olacaksın, Allah yolunu açık etsin.” diyerek beni uğurladı.
Uğur ağabeyin bu sözü hala kulaklarımdadır.

10 Mayıs 1974’te TRT Antalya Televizyonu ilk kez paket yayına başladı.
Biz de iş kolu değiştirerek ticaret hayatına devam ettik.

Vurallar olarak, Mobilya, Tekstil ve Bilişim sektöründe, Antalya iş dünyasında yerimizi aldık.

Kenan Değer, kaynı Doğan Kasaroğlu’nun Genel Sekreteri olduğu, 1980 darbesi sonrası kurulan MDP’ye davet etti.
Siyasete hazır olmadığımı ifade ederek teşekkür ettim.

Uğur ağabey ile arkadaşlık aile dostluğuna dönüştü.
Bir gün işyerimde “diploman neden asılı değil?” diye sordu.
“Okuldan bir çıkış aldık, onu da askerlik şubesine verdik” dedim.
Babamdan bir kâğıt kalem istedi, kendi eliyle okula bir dilekçe yazdı, bana imzalattı.
Benim diploma yıllar sonra, PTT ile gelmiş oldu.

Uğur ağabey, Ankara merkezli bir yayın kuruluşunun temsilcisi olmamı sağladı.
Basın tanıtım kartımızı alarak mesleki bağımızı da sürdürmüş olduk.

Günümüzde, gelişen teknoloji, özellikle, görsel ve sosyal medya, yönlendirici, büyük bir güç haline dönüştü.
Bu sektörde yer alanlar da popüler oldular.

Bizim mühendis olma hedefimiz şaştı.

Yaşamda sürprizler de var.

Buna da “Kader-i İlahi” diyebiliriz.

Böylece yılları geride bıraktık.

Emekli iş insanı olarak anılarımızı paylaşıyoruz.

Yıllar sonra, öğrenimini aldığımız mesleği yapma zevkini yaşıyoruz.

STK’larda kamuya hizmet yolunda devam ediyoruz.

Gençlere mentörlük yapıyoruz.

Uğur Özkeleş ağabeyi 24 Ağustos 2016’da,
Kenan Değer ağabeyi 12 Haziran 2023’te ebediyete uğurladık.

Güzel insanlar, güzel anılarla anılıyor.

Geride kalan aile fertlerine hayırlı ömürler diliyorum.

SÖZÜN ÖZÜ;
Neye Niyet Neye Kısmet

“Kader-i İlahi”nin önüne geçilemiyor.