Tuncer KARPUZOĞLU
Babası, Dr. Emin Karpuzoğlu
Kahramanmaraş’ın saygın hekimlerinden… Annesi Muazzez Hanım
Maraş İstiklal Harbi kahramanlarından Şehid Evliya Efendi’nin kızı…
Tuncer KARPUZOĞLU
6 Ekim 1938 tarihinde Kahramanmaraş’ta doğmuş,
1962 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur.
1967’de ise Hacettepe Üniversite’sinde Genel Cerrahî doktorasını tamamlamıştır.
1972 yılında Colombia Üniversitesi’nde disiplinler arası kanser tedavisi konusunda çalışmıştır.
1974 yılına gelindiğinde ise ABD’de bağımsız hekimlik yapma yetkisi kazanmıştır.
1976’te Türkiye’ye dönmüştür.
1977’te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahî kliniğinde, trasplantasyon servisini kurma çalışmalarını başlatmıştır.
1978’te Ankara Üniversitesi’nde Doçent olmuştur.
1980- 1985 yılları arasında Gazi Üniversitesi’nde Prof. olmuştur.
1980 yılında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne Genel Cerrahî kliniğini kurmak üzere tayin edilmiştir.
1981’de AKDÜ Tıp Fakültesi Diyaliz ve Transplantasyon birimi başkanı ve hastane genel yöneticisi,
1985- 1987 yılları arasında AKDÜ Tıp Fakültesi Dekanı, Genel Cerrahî Ana Bilim Dalı Başkanı,
1987- 1996 yılları arasında ise AKDÜ Rektörü olmuştur.
İki dönem bu görevi sürdürmüştür.
Prof. Dr. Gülten Karpuzoğlu ile evlidir ve Ebru’nun babasıdır. 2004 yılında Akdeniz Üniversitesi’nden emekli olmuştur.
23 Eylül 2020 tarihinden itibaren kalbimizde yaşamaktadır.
Tuncer Karpuzoğlu ile ilk tanışmamız, Fettahoğlu Apartmanı’na komşu gelmesi ile gerçekleşmiştir.
Yener Karpuzoğlu ise İstanbul’dan öğrencilik arkadaşım.
Kardeş çıkmaları dostluğun başlangıcı oldu.
Tuncer Karpuzoğlu; Akdeniz Üniversitesi’nin kuruluş sürecinde, Tıp Fakültesi Genel Cerrahî kliniğini kurmak üzere Antalya’ya gelir.
Kepez üzerinde küçük bir bina Tıp Fakültesi’ne tahsis edilir.
Çevresine poliklinik ve benzer hizmetler için küçük baraka tarzı kapalı mekanlar oluşturulur.
Ancak, Karpuzoğlu zamanla yarışmaktadır.
Bu yetersiz koşullarda, organ naklini gerçekleştirerek bir ilki başlatmıştır.
Referans olduğum, 12 yaşındaki bir çocuğa böbrek nakli gerekiyordu.
Aile çok endişeliydi, sonuçta nakil baba yoluyla gerçekleşti.
Yıllar sonra bir toplantıda baba ve oğul ile karşılaştık.
Baba ve oğulun duaları, yaşanan duygu yoğunluğu tarifsizdi.
Karpuzoğlu ile komşuluk ettiğimiz sıralarda, gece yarısı, gürültülü çalışan Volkswagen arabası ile bir yerlere gider gelirdi.
İlerleyen samimiyetimize sığınarak sordum. Organ nakli olan hastalarını kontrol için 20 km mesafeye gidip geldiğini öğrendim.
Ameliyat sonrası bakımın önemini anlatmıştı.
Tuncer Karpuzoğlu AKDÜ Rektörlük görevine başlar. AKDÜ’de işler hız kazanır, yeni fakülteler açılır.
Kampüs adeta şantiye alanına dönüşür.
AKDÜ de kısa bir zamanda, yeni açılan fakülteleri ve başarıları ile gelişerek kurumsal bir yapıya kavuşmuş olur.
Karpuzoğlu, AKDÜ Rektörlüğünü, yöneticiliği, Üniversite hocalığını, aynı zamanda da Hekimliği bir arada sürdürmüştür.
Ayrıca, AKDÜ için ileriye dönük planlar hazırlayarak, çok yoğun bir süreci yönetmiştir.
Akdeniz Üniversitesi’nin modern bir Tıp Fakültesi hastanesine kavuşmasını sağlamıştır.
Antalya ilk olarak yüksek standartlarda bir sağlık kuruluşu ile tanışmıştır.
Karpuzoğlu, gelişen koşullar ile AKDÜ organ nakli merkezini kurmuştur. Aynı zamanda, organ naklinde uzman genç hekimler yetiştirmiştir.
AKDÜ, organ naklinde, önemli bir merkez konumuna gelmiştir.
Günümüzde öğrencileri; el, yüz ve benzeri organ nakli başarıları ile tıp dünyasına adını duyurmaktadır.
Karpuzoğlu, Fakültelerde özveri ile çalışan öğretim üyelerini de unutmamıştır. AKDÜ Sosyal Tesisleri geceli gündüzlü, hızlı bir tempoda tamamlanmıştır.
Başbakan Özal ile güzel bir açılışı gerçekleştirdik.
Hocanın mutluluğu görülmeye değerdi.
Tuncer Karpuzoğlu; Akdeniz Üniversitesi’nin temellerini atan, ömrünü bu süreçte özveriyle harcamış, bilim üretmiş, bilim insanları yetiştirmiş, organ naklinin babası ve hocaların hocasıdır.
Tuncer Karpuzoğlu AKDÜ dışında, Antalya’da Akdeniz Sağlık Vakfı’nı kurmuştur.
Tarihi doğum evi binasını düzenlenerek, Antalya’da ilk kez, özel vakıf hastanesini hizmete açmıştır.
Japonya’dan son teknoloji tomografi makinesi getirtmiştir.
Bu merkez; planlanan büyük projenin ilk adımı olarak başlatılmıştır.
Özal ile Turizm sektörünün temelleri yeni atılıyordu.
Karpuzoğlu, turizm konsepti içinde Sağlık Turizmi’ne yönelik büyük bir proje planlıyordu. Dünyanın en ünlü hekimlerini, bu projede bir araya getirme amacındaydı.
Ancak Karpuzoğlu’nun vizyonu anlaşılamadı.
Bazı engeller ile karşılaşıldı, bu proje gerçekleşmedi.
Yerel yönetim, tarihi doğum evi binasını yıkım kararı aldı. Antalya’nın tarihi, hafızası, Antalyalıların anıları yok edilmiş oldu.
Karpuzoğlu’nun, Başbakan Turgut Özal ile yakın bir dostluğu vardı.
Semra Hanım AKDÜ’de küçük bir operasyon geçirmiş ve hoca kendilerini evinde misafir etmişti. Bir gün Özal ile Antalya Havalimanında buluşmak üzere sözleşirler.
Cumhurbaşkanlığı uçağı ile resmî programın dışında kalarak Cidde Havalimanına iniş yaparlar ve burada Kral Fahd tarafından karşılanırlar.
Mekke-i Mükerreme’ye götürülürler.
Kralın emri ile Kâbe-i Muazzama’nın kapısı açılır.
Beytullah’ın içinde Özal imam olur, Kâbe’nin içinde iki rekât şükür namazı kılınır. Ziyaretin ardından yurda dönülür.
Tuncer Karpuzoğlu;
“40 yıl düşünsem böyle bir şeyin nasip olacağı aklıma gelmezdi.”
Tuncer ağabeyi, hastalığı sırasında ziyaretimde bana bu anısını anlatmış, “sen de gitmelisin” önerisinde bulunmuştu.
Hocam hastalığı sürecinde de organ nakli merkezinden hiç kopmadı.
Ayakta kaldığı güne kadar, kurmuş olduğu ekibine mentorluk görevini sürdürdü.
Hocam ile bir bağ bozumu mevsiminde, birlikte Maraş ziyareti planlamıştık. Ancak hocamın hastalığı ortaya çıktı.
Hocam 17 yıl devam eden bir tedavi süreci yaşadı. Hocam ile sılayırahim yapmak bize nasip olmadı.
Annesinin cenazesinde de bulunamadı.
Üzüntüsü tarifsizdi.
Bir gün, dostum Ziya Karpuzoğlu’ndan bir kargo aldım. İki adet kitap çıktı.
“Şehit Evliya Efendi Destanı”
İbrahim Kanadıkırık - Müellifi
Sunuş yazısında, Tuncer Karpuzoğlu;
“Sevgili Maraşlı... Güzel Şehrim... Köklerim... Hatıralarım...” diye başlamış ve “Maraşlılar bizi daha çok, Evliya Efendi'nin torunları diye sever, muhabbet gösterirlerdi.”
“Bu sebeple dedemin hikayesinin yazılması, belki de ömrümün son arzusu olmuştur.” diye devam ederek, duygu yüklü hayat hikayesini anlatmış.
Ancak; kitabın yayınlanmasından kısa bir süre önce vefat etti ve maalesef yayınını göremedi.
AKDÜ; hocanın adını Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi’nde yaşatmaktadır.
Tuncer Karpuzoğlu her yıl vefat yıldönümünde, AKDÜ mensupları ve dostları tarafından, rahmetle anılmaktadır.
Tuncer Karpuzoğlu;
Değerli bir hekim,
Değerli bilim insanı,
Vizyon sahibi,
Özel insan,
İyi bir eş, iyi bir baba,
Değerli bir arkadaş, ağabey ve dost…
Antalya’da “İz Bırakanlar”dan olmuştur.
Allah rahmet eylesin.
Ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
SÖZÜN ÖZÜ;
Geride “Hoş Seda”, eserler ve hizmetler bırakmak çok değerlidir.