Geçenlerde eski mahalleme uğradım.
Haşim İşcan mahallesi, Yenikapı Arık caddesi.
Adını aldığı su akan arık, çoktan kapatılmış.
Uzun yıllar ikamet ettiğim Fettahoğlu Apartmanı ve değerli dostlar, komşular gözümde canlandı.
Eski dostlar Ertuğrul Fettahoğlu, Gürol Fettahoğlu, anneleri Raziye hanım teyze, komşularımız Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, Prof. Dr. Erdal Başaran, Akbank Müdürü Kemal Göndük, Hacer Hanım teyze ve eşi Mustafa Özen amca, bakkalımız Gülsüm hanım... Hepsi de rahmete gittiler.
Allah rahmet eylesin.
Namık Fettahoğlu ile kadim dostluğumuz devam ediyor.
Mahallemizdeki Gülsüm Bakkal artık anılarımızda yaşıyor.
Gülsüm teyzenin okuması yazması yoktu. Çocuklarının okuyup yazması için kolları sıvamış ve onları okutmuş bir anneydi.
Evinin altında Bakkal dükkânı vardı.
Doğal olarak bir de kalınca Bakkal Defteri (Veresiye Defteri) bulunmaktaydı.
Gülsüm teyzenin okuyup yazması olmadığı için defteri, müşterileri tarafından işlenirdi.
Eskiden Bakkallar mahallemizin faizsiz Bankasıydı.
Bakkal’da gecikme zammı olmaz.
Ay sonu, ne almışsanız onu ödersiniz.
Ödenemeyen bakiye sonraki aya devreder.
Çek senet bilinmez, alış-veriş tamamen güvene dayalıdır.
Bakkal Defteri yeterlidir.
Geçmişte, ticarette "Söz senettir" çok değerli idi.
Bakkallar perakende gıda sektörünün son satış noktalarıydı.
Geçmişte sağlıklı yerel gıda maddeleri üretilir ve satılırdı.
Sabunumuz keten torbalarda paketliydi.
Şekerimiz, pamuktan beyaz şeker çuvallarında satılırdı.
Şeker çuvallarından değişik giysiler de üretilir tasarruf edilirdi.
Ambalaj olarak kese kâğıdı kullanılırdı.
Ayrıca okunmuş gazeteler kese kâğıdı yapılarak değerlendirilirdi.
Plastik poşet bilinmezdi.
Zembil, küfe, sepet ya da ipten örülmüş file taşımada kullanılırdı.
Ambalajlar sağlıklı ve doğa dostuydu.
Yakın komşu evlerden aşağıya iple sepet sarkıtılır ve Bakkal amcaya seslenilir, para üstü ve ürünler sepete konurdu.
Memurlar aylığını, piyasada ücretli çalışanlar haftalığını alınca, öncelikle Bakkala borçlarını kapatırlar, sonra evlerine ulaşırlardı.
O yıllarda esnaf piyasasında ücretler haftalık ödenirdi.
Borçlar nakit para ile kapatılırdı.
Kredi kartı icat edilmemişti.
Mahallede ekonomisi iyi olanlar, sosyal sorumluluk taşıyan kültüre sahiplerdi.
Komşusu aç iken onlar tok yatmazlardı.
Zaman zaman Bakkal amcaya uğrarlar, sıkıntılı komşu var mıdır ondan öğrenirlerdi.
Eğer ödeme zorluğu yaşayan var ise borcunu kapatırlardı.
Ancak borçlu kimse, bu hayırseverin kimliğini hiçbir zaman öğrenemezdi.
Çünkü kültürümüzde sağ elin verdiğini sol el bilmemelidir.
Bakkal amca aynı zamanda mahallenin sırdaşıydı.
Okul dönüşü evimizin anahtarını Bakkal amcadan alırdık.
Bakkal amca mahallenin en güvenilir emanetçisiydi.
Mahallede satılık ya da kiralık evler ondan öğrenilir.
Bakkal amca aynı zamanda komisyonsuz emlak danışmanıydı.
İstanbul’daki öğrencilik yıllarımdan, Suat Bakkalı anımsadım.
Üç öğrenci arkadaş, kaldığımız evi gaz sobası ile ısıtırdık.
O yıllarda benzin, gaz kıtlığı yaşanıyordu.
Ancak Suat Bakkal bize gaz yokluğu yaşatmadı, üşümedik.
Suat Bakkal'ın bizi sahiplenme duygusu unutulmaz.
Çocukluğumun geçtiği mahallemizden Bakkal Hafız Ahmet amca ile Muhittin amcayı hatırlıyorum. Onları da rahmetle anmış olalım.
Bütün dünyada küresel sermaye gıda sektöründe hakimiyet kurdu.
Sağlıksız endüstriyel gıda maddeleri ile tekelleştiler.
Birçok gelişmiş ülke Süpermarketlere yasal sınırlamalar getirmişlerdir.
Ülkemizde ise; Süpermarketler, kentlerde, kasabalarda, her köşe başında bir şube açtılar.
Bakkalların kapanmasına neden oldular.
Böylece Bakkal Amcaların defterleri de dürülmüş oldu.
Ülkemizde geleneksel Bakkal kültürümüzü, kendi ellerimizle yok ettik.
Bakkal amcaları son zamanlarda çok arar olduk.
Kültürel değerlerin ekonomik değerlerden daha önemli olduğunu yaşayarak öğrenmiş olduk.
Bakkal amcalar, teyzeler, güzel değerlerimizin son temsilcileri sizleri rahmetle özlemle anıyoruz.
SÖZÜN ÖZÜ;
Geleneksel Bakkal kültürü, Market kültürüne yenik düştü.