Eurhodip Ödülü ve biz

 

Değerli okurlarım uzun zamandır yazma fırsatım olmadı. Yazmayınca da eksiklik hissediyorum. Bu yazımda sizlerle biraz kendimden ve  birazda toplum olarak önemli olması gereken değerlerimizden uzaklaştığımızın yarattığı sıkıntılardan bahsetmek  istiyorum. Aslında kendimden derken benim yaşadığım ancak toplum olarak unuttuğumuz değerlerimizi yeniden hatırlamak ve geriye nasıl kazanabilirizi düşünmemizi kastediyorum.

 

1962 yılında lüks bir restoranda komi olarak çalışma hayatına atıldım diyebilirim. Okul harçlığını çıkarmak, kendi ayaklarımın üstünde durmak, bir bakıma hayatla mücadele etmek ve okul hayatımı devam ettirebilmem gerekiyordu. Turizmci olacağım sanki o gün kaderime yazılmıştı benim. Üç yıl üst üste yaz dönemlerinde bu restoranda çalıştım. Hayatımı kazandım, çok insan tanıdım,restoran işletmeciliğiyle ilgili üst düzey deneyimlerim oldu. Burada ögrendiklerimi hep öğrencilerimle paylaştım. Bu işletmedeki deneyimlerimin hemen arkasından Türkiye’nin ilk yüksek düzeyde turizm eğitimi veren okuluna M.E.B Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulununun Turizm İşletmeciliği bölümüne öğrenci olarak başladım ve 1969 yılında mezun oldum. Turizm sektöründe değişik otel işletmelerinin farklı departmanlarında değişik kademelerinde aktif görev aldım ve bazı otel işletmelerinin açılışını yaptım ve yönetim kademesinde çalıştım. Sektördeki bu çalışmalarım devam ederken bir taraftan da turizm eğitimindeki çalışmalarımı eksik etmedim. 1974 yılında Ankara Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde başlayan eğitmenlik hayatım 1979 yılında üniversiteye asistan olmaya götürdü beni.

Uludağ Üniversitesi Balıkesir Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulunda başlayan akademik hayatım Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunda halen devam etmektedir. Peki bu 36 yıl boşa mı geçti. Hayır. Ulusal anlamda turizm ve otelcilik eğitiminde ciddi hizmetler verdim. Beni tanıyanlar bu konudaki performansımı çok iyi bilirler. Bilmeyen ve de merak edenler de bilenlere sormak suretiyle öğrenebilirler ve hatta özgeçmişimden bazı sonuçlar elde edebilirler.

 

Bunları neden yazıyorum derseniz, işte esas anlam buradan sonra başlayacaktır. Binlerce öğrenci yetiştirmiş, turizm bilimine bireysel anlamda eserler üretmiş ve akademisyen yetiştirmiş kişi olarak istemesemde beklenen bir küçük teşekkür, takdir olsaydı kötü mü olurdu. Birey motivasyonu anlamında, kişinin var olan performansını artırmak, onu daha da üretken yapmak yönetimlerin görevi değil de nedir. Yönetimin görevi insanların açıklarını aramak, bulmak ve cezalandırmak mıdır sadece. Tabii ki hayır. Motivasyon, motivasyon ve de motivasyon. Buna her kademede çalışanların gereksinimi vardır. İşte bu noktada bir motivasyon aracı olarak kişinin ödüllendirilmesi değildir de nedir.

 

Bu anlamda yukarda kısaca isminden bahsettiğim ve de açılımı Avrupa Otelcilik Okulları Birliği olan ( EURHODİP ) ve  merkezi Brüksel’de bulunan örgütün bana tevdi ettiği ödülden bahsetmek istedim. Bu örgütün benim için  hem uluslar arası ve hem de ulusal turizm ve otelcilik eğitimine verdiğim katkılardan dolayı ödüllendirme kararı almasıdır.

 

İspanya’nın Zaragoza şehrinde düzenlenen  geleneksel yıllık Eurhodip kongresinde ödülü örgüt başkanı Alain Sebban’dan aldım. Maddi değerinin önemli olmadığı ancak manevi değerinin benim için çok büyük olduğu  bu ödülü çok sevdiğim öğrencilerime ithaf ediyorum. Çünkü onlar benim mesleğimi sevmemde önemli mihenk taşlarıdır. Peki turizm ve otelcilik eğitimine yıllarını vermiş olan beni ulusal anlamda hangi turizm örgütleri, hangi üniversite yönetimleri değerlendirdi ve onurlandırdı. Bir kocaman hiç. İşte bu noktada sadece ben değil benim gibi binlerce örnek kesinlikle vardır diye düşünüyorum. Neden küçücük bir ödülü üreten ve çalışan insanlardan esirgiyoruz. Nedir bizlerin sıkıntısı. Ne oluyor bizlere. Vefa duygusunun kalmadığından dertleniyoruz. Hatta sizlere emek verenleri satmayınız diyenlerin örnekleriyle dolup taşıyor toplumsal yaşamlarımız. İnsanlarımız birbirlerinden uzaklaşıyor, selamlaşmak bile zor gelmeye başladı. Kıskançlık ve kin duyguları o kadar yükselmeye başladı ki birilerin dur demesi gerekiyor. Bu ve buna benzer olumsuz değerlerin önüne geçilmesi gerekliliği geldi de geçiyor bile. Bu konuları eğitimciler, sosyologlar, yöneticiler ve bizleri yönetenlerin ele alması gerekmiyor mu?

Doğrusu endişelerim var. İnşallah benim düşündüklerim ve gördüklerim yanlış olur.

Saygı, sevgi ve vefa dolu günler dileklerimle her şey gönlünüzce olsun.

 

Yayın Tarihi
09.08.2010
Bu makale 10352 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
yaşadıklarınızla ve yaptıklarınızla ödüllendiriliyor olmanız çok güzel. tebrik ediyorum ve gurulanıyorum üstad.

ardahan 17.08.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!