Turizm ve bölgesel kalkınma

Romanya?nın Transilvanya bölgesinin en büyük şehri olan Cluj?dayız. Yaklaşık 300.000 nüfuslu ve şehrin dört bir yanının üniversitelerle donatıldığı, her dört kişiden birinin üniversite öğrencisi olduğu Cluj, Romen halkı yanında Macar ve Alman halklarına da tarih boyunca ev sahipliği yapmış bir şehir. Regional Studies Association himayesinde geçtiğimiz sene Belçika?nın Leuven şehrinde oluşumunu tamamladığımız MedBReD(Akdeniz ve Balkan Ülkeleri Bölgesel Kalkınma Çalışma Grubu) Çalışma Grubumuzun ilk toplantısını, Romanya Bilimler Akademisi desteği ile gerçekleştirdik. Toplantıya Türkiye?den sadece iki kişi katıldık. Sekiz ülkeden on yedi kişinin katıldığı küçük bir grupla oldukça yoğun bir program yaşadığımızı belirtmek yanlış olmayacaktır.  

Avrupa Birliği?nin yeni üyesi Romanya?nın ev sahipliğindeki bu çalışma grubu toplantınsın temel tartışma konuları arasında  şu başlıklar öne çıktı:

·         Bugüne  kadar turizm sektöründe neler yapıldı ya da yapılmadı ve neden?

·         Farklı turizm tanıtım stratejileri geliştirilebilir mi? Ve eğer oluşturulursa bu gelişmenin yerel kalkınmaya ekonomik etkileri ne şekilde olabilir?

·         Yerel kültüre, yapıya ve çevreye  turizm ne şekilde etki edebilir?

·         Turizm endüstrisinde sürdürülebilirlik ne anlama gelmektedir?

·         Turizme bağlı politikaların oluşturulmasında yerel ve bölgesel otoritelerin rolü nedir? Bu anlamda iyi ve kötü uygulama örnekleri neler olabilir?

·         Avrupa Birliği?nin Bölgesel Kalkınma Politikasının rolü turizm gelişiminde ne şekilde ortaya çıkmaktadır?

 

 

Çalışma Grubunun kurucularından Dr.Vasilis Avdikos?un Rodos örneğini vererek, adadaki turizm gelişimine kayıtsız kalmayan turizm paydaşlarının turizmle bölgesel kalkınma içinde aldıkları rol dikkat çeken bir açılış konuşmasıydı. Vasilis, Rodos?un turizm gelişiminde sivil toplum örgütlerinin üstlendikleri sorumluluklarla Avrupa?da bölgenin önemli bir turizm destinasyonu olduğunu belirtti.

Workshop organizatörlerinden Romen Sorin Ionita sunumunda Romanya-Bulgaristan sınırındaki bir köyün turizm anlamında aldığı yolu ve agro-turizm anlamındaki tecrübelerini paylaştı. Gelişmelerin köyün sürdürülebilir kalkınması açısından riskli olabileceğinin altını çizen Sorin, Romanya?nın AB Bölgesel Kalkınma fonlarını en iyi şekilde kullanmaya yönelik bir çabası olduğunu ifadelendirdi. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde agro-turizm girişimlerinin destek bulduğunu da örneklerle açıkladı.

Exeter Üniversitesi?nden Dr.Michael Ireland ise İngiltere?nin ikinci konut hakkındaki endişelerini antropolojik ve sosyolojik çözümlemelerle aktardı. İkinci konut sahiplerinin topluma ve bölgeye uyumunun zaman aldığını ve bu süreçte yaşanan her bir ayrıntının sosyolojik değerlendirmelerinin bulunduğunu belirtti. Türkiye örneği olarak bu bağlamda sürdürülebilir turizm açısından öncelikle Türkiye genelinin bir değerlendirmesini yaparak, özellikle Alanya bölgesindeki ikinci konut hareketinin uluslararası çapta bir gelişim sürdürdüğünü sunumlarımızın birinde ayrıntılandırdık. Alanya bölgesinde sivil toplum örgütleri ile yerel yönetimin turizmin gelişime verdiği katkının önemine  de vurgu yaptık. Diğer bir sunumumuzda ise AB Bölgesel Kalkınma Politikası içinde turizmin ne şekilde yer aldığını ve bunun paralelinde Türkiye?ye müzakere sürecinde Katılım Öncesi Yardımlardan(IPA) turizm sektörüne yapılan desteklerin neler olduğunu aktarmaya çalıştık. Özellikle de ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Bölgesi?nde yapılan turizm temelli projelerin önemine dikkat çekmeye yönelik bir sunum gerçekleştirdik.    

 

Çalışma grubunun ilk toplantısında öne çıkan bir diğer tartışma konusu da AB Bölgesel Kalkınma Fonları?nın Bölgesel Kalkınma Ajanslarıyla ne şekilde etkin kullanıldığıydı. Transilvanya bölgesinin Kalkınma Ajansının Direktöründen aldığımız bilgiye göre özellikle Romanya açısından agro-turizm alanında yapılacak yatırımlar ve girişimlerin destek bulduğu ve bölgesel kalkınma içinde yerel yönetim ve küçük yerleşimlere turizmi geliştirmeye yönelik fonlar aktarıldığı belirtildi. Sekiz kalkınma ajansının farklı uzmanlık alanlarıyla Romanya?nın gelişimine katkıda bulunmasının bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırma anlamında önemli bir hareket olduğu anlaşıldı. Romanya?nın Karadeniz kıyısında, sahil turizminin geliştirilmesi yönünde çalışmaların Köstence bölgesinde daha somut gözlendiği de Direktör tarafından ifade edildi. Kısa aralıklarla Romanya?yı ziyaret etmiş bulunan bizlerin gözlemleri arasında dikkat çeken bir hususta ülkenin her yerinin adeta bir inşaat sahası haline gelmiş olmasıydı. Şehir bu anlamda tam anlamıyla AB?nin fonlarıyla gelişmişlik seviyesini artırmaya odaklanmış. Direktörün bu paylaşımı gözlemlerimizle benzerlik göstermekteydi.

Toplantının sosyal kısmında Cluj?un yaklaşık 20 km. doğusunda bulunan bir Macar köyündeki turizm gelişimini görmemize yönelik bir gezi düzenlendi. Bölgede oluşturulan bir bilgisayar laboratuarı ile öncelikle köy halkının belli konularda bilgi sahibi olması yönünde adımlar atılmış. Özellikle Avrupa Birliği ve Amerikan destekli fonlarla bölgenin agro-turizm alanında öncü olması konusunda alt ve üst yapının tamamlanması girişimleri hala devam etmekte. Bölgeye yapılan lüks bir restoran ve butik otel tarzı dinlenme tesisi ile yabancı konukları bölgeye çekme amaçlanmakta. Bu restoranın müşterileri arasında AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, Romanya Devlet Başkanı ve Bakanlar ile Macaristan?ın üst düzey devlet adamları yer almakta. Kısacası bizlere gösterilen bu bölge, tartıştığımız konunun somut bir göstergesi olarak hafızalarımızda yer aldı.

 

Gerçekleştirdiğimiz Romanya toplantısından sizlere aktaracaklarımız kısaca bunlar. Bundan sonraki workshopımızın ilk durak yeri Portekiz?in başkenti Lizbon. Ardından sırasıyla Atina ve Antalya sırada bekleyen organizasyonlardan. Özellikle turizmin bölgesel kalkınma içindeki yerinin öneminin farkında olan ülkelerin yaptıkları bu çalışma, AB?nin  bundan sonraki gündeminde sıklıkla yer alacak bir süreç olacaktır. Bundan sonra bizlerin üstüne düşen yerel insiyatifle birlikte turizmin öneminin tüm paydaşlara aktarılması olmalıdır. AB Bölgesel Kalkınma Politikası ile ortaya konan fonlardan daha etkin faydalanan ülkelerin turizm sektöründe geldikleri nokta ortadadır. Bizim gibi müzakere sürecinde yer alan ülkelerin AB?nin diğer üye ülkelerinin ellerindeki bu fonlardan yararlanmaları mümkün görülmemektedir. Kısa vadede yapmamız gereken katılım öncesi yardımların turizm sektörüne aktarılan tutarları ile Türk turizminde çeşitlendirmeye gitmek ve yerel halkın bu sürece dahil edilmesi beklenen olumlu sonuçlardan olacaktır. Bundan sonraki çalışma grup toplantılarında paylaşılan konuların temelinde de bu gerçeklik yatacaktır.

Yazımızı sonuçlandırmadan önce özellikle altını çizerek vurgulamak istediğimiz bir konuyu belirtmek istiyoruz. Yukarda ismini belirttiğimiz Cluj şehri 350.000 nüfuslu bir üniversite kenti görünümündedir. Şehirde 6 adet devlet üniversitesi ve de 4 adet özel üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerde toplam 100.000 öğrenci örgenim görmektedirler. Bu öğrencilerin çoğu diğer kentler yanında komşu ülkelerden gelmektedirler. Bu haliyle baktığımızda sokakta dolaşan her 4 kişiden biri üniversite öğrencisi olmaktadır. Bu açıklamayı şunun için yapmak gereğini duyduk. 1.5 Milyon nüfusuyla dünya kenti Antalya neden geç kaldı. Bu konuda yatırımcı ve yerel güçlerin konuya daha ciddi yaklaşmalarının gelip geçtiğini söylemek herhalde yerinde bir davranış olsa gerektir.

Bu kentteki devlet üniversitelerinde öğrenim gören öğrencilerin yüzde kırkı tıpkı özel üniversite öğrencileri gibi öğrenim bedelleri ödemekte ayrıca bazı öğrenciler devlet bursu almaktadırlar. Bu sistemde bizde olmayan ve bugün için ülkemizdeki devlet üniversitelerinin çektiği finans sıkıntısını da aşacak akıllı bir uygulamanın varlığını da belirtmek istiyoruz. Ülkemiz yükseköğreniminin bu tür bir sistemi tartışmak ve hatta uygulamak durumunda olduğu düşüncesini taşımaktayız. Ümid ederim bu konu tartışmaya açılır ve bir çözüm yolu olarak sisteme girebilir.

Turizmin başkenti Antalya?mız neden uluslar arası üne sahip bir üniversite şehri de olmasın.

En içten samimiyetimizle??

 

Prof.Dr.Ahmet AKTAŞ                                              

Arş.Gör Volkan ALTINTAŞ

Yayın Tarihi
13.11.2007
Bu makale 12149 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!