B.İ.T.Y.O Ruhu

Değerli okurlarım ilk etapta dikkatinizi  ilginç ve o kadar da acaba bu ne demektir etrafında toplamak istedim. Evet.  Böyle bir başlık sizlere garip gelebilir. Ancak, içini doldurdurmaya çalıştığımda bana hak vereceksiniz.

Bu başlık 1975 yılında Bursa İktisadi ve İdari Bilimler Akademisine bağlı olarak kurulan Balıkesir İşletmecilik ve Turizm Yüksekokulunun adıdır. Daha sonraki yıllarda işletmecilik bölümü Bursa’ya  taşındı ve okulun adı Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu olarak değiştirildi ve yeniden yapılandı.  1982 YÖK yasasıyla birlikte yüksekokul Balıkesir Üniversitesine bağlandı ve kısa adı B.T.İ.O.Y.O oldu.

26-27-28 Şubat 2010 tarihinde 35. Kuruluş yıldönümü şenlikleri yüksekokulun binasında ve Balıkesir’de kutlandı.  Yüksekokul bugüne kadar 6000 mezun vermiştir. Bu mezunlar arasından bir bakan, bir milletvekili, iki rektör, 150 üniversite öğretim elemanı,yüzlerce otel genel müdürü, acenta patronu ve yöneticileri, yiyecek-içecek işletme sahipleri, farklı iş kollarında işletme sahipleri yetiştirmiştir.

 

 

Yüksekokul mezunları yalnız ülke içinde değil ülkelerarası bir dağılım da göstermektedir. Avrupa’nın çoğu ülkelerinde kendi işletmelerini yönetenlerin yanında uluslar arası otel  ve restoran işletmelerinin üst düzey yöneticileri durumunda olanları da  bulunmaktadır.

Burada asıl üzerinde durmak istediğim konu bu okulun mezunları arasındaki dayanışma, kurumsal aidiyetlik, mesleki dayanışma, arkadaşlık, vefakarlık, birliktelik özelliklerinin güçlü bağlarla donatılmasından oluşan ruhtur. Bizler buna BİTYO ruhu diyoruz.  Bu ruhu anlatmak gerçekten çok zor. Bunu yaşamak gerek, yaşamak…

 

Şu anda bile Balıkesir Üniversitesinin diğer bölümlerinde böyle bir ruhu görmek olanaksızdır. Çünkü, bu ruhu kurmak, yaşatmak ve yaşamak her kuruma kolay kolay nasip olmaz. Belki benzetme yapmak gerekirse bir bakıma Mülkiyelilerin önce Mülkiye sonra Türkiye demeleri gibi bir şey. Ancak, yanlış anlaşılmasın Bityolu’lar kurumlarına olduğu kadar ülkelerine de aynı derecede hatta daha da üst düzeyde bağlıdırlar. Zaten onların marşları, türküleri, sloganlarına baktığınızda önce vatan teması hep ön planda tutulmuştur.

1978 yılının son ayında asistan olarak atandığım bu yüksekokulda sırasıyla öğretim görevlisi ve öğretim üyesi olarak hizmet verdim.  Dokuz yıllık hizmetim sırasında bu Bityo’luluk çoşkusu ve ruhunu bizzat yaşadım ve oluşmasında emek sarfettim.  Emeklerimin karşılığını da hep hem öğrencilerimden hem de kurumumdan aldım. Onların sevgi ve saygılarıyla hep onur duydum ve duymaya da devam ediyorum.  Evet yine vefa örneklerinden birini gösterdiler ve beni aradan 23 sene geçmesine rağmen  tekrar aralarında görmek için çağırdılar. Bu sıradan bir çağrı değildi. İçten, samimi ve emeklerinizin karşılığının fazlasıyla verilmesinin cevabıydı.  Hem öğrencilerim hem de kurum arkadaşlarımla iftihar ediyorum.

BİTYO ruhunu Akdeniz Üniversitesine taşımak istedim. Görev yaptığım Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunda yılmadan, bıkmadan hem bir öğretim üyesi olarak hem de yönetici olarak böyle bir ruh oluşturmak için çok çaba sarfettim.  Ancak, maalesef başaramadım.  Neden olmadı, niçin olmadı. Bunlar hep tartışılır. Belki yanıtları da bulunur. Fakat asıl olması gereken öğrencilerin bu ruhu kendilerinin yaratmasıdır.  Bizlerin  bu konuda maddi ve manevi destek olmaktan başka şansları tabii ki olmayacaktır.  Böyle bir ruhun hem öğrenciler hem de çalışanlar arasında yaratılabilmesi gerçekten çok zordu ve olmadı da.  Bu anlamda emeklerimin boşa gittiğine inanıyorum. Zaten de karşılığını göremedim.  Ne bir vefa var ne de emeğe saygı. Ne olacak bu böyle.

Bana göre bu tür manevi erozyonun temelinde yatan gerçek, üniversitelerdeki  rektörlük seçim sisteminin yanlışlığında yatmaktadır.  Bu yanlışlık ivedilikle düzeltilmelidir. 

BİTYO 35 yıl şenlikleri olursa bu kadar olur dedirtecek kadar başarılı ve çoşkuluydu. Emek verenlerin hepsini kutluyorum.  İngiltere’den kalkıp gelen Bityo’lulardan tutun da çoğunlukla Akdeniz ve Marmara bölgesindeki işletmelerde çalışanlar olmak üzere yurdun  her tarafından koşarak, şevkle, istekle, eşleri  ve çocuklarıyla gelenlerin oluşturduğu atmosfer harikaydı.  Onların hepsini öğrencilik yıllarındaki gibi birlik ve beraberlik içinde eğlendiler. Anıları tazelediler. Yeni nesil Bityo’lulara örnek oldular, onları kuçakladılar, öğretmenlerine sevgi ve saygıyı ihmal etmediler.

Hayata atılmanın verdiği geçikme yüzünden alamadıkları diplomalarını bu şenlikte aldılar, kepleri havaya attılar, eğlendiler ve marşlarını hep birlikte söylediler. Müthiş bir çoşkuydu……

Keşke ülkemiz üniversitelerinde hep buna benzer sahneler görülse ve yaşansa…

Prof.Dr.Ahmet Aktaş

 

Yayın Tarihi
10.03.2010
Bu makale 11317 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!