Amerika’da Otel İşletmeciliği ve Temalı Parklar

Uzun yıllardan bu yana merak ettiğim bir ülkeyi gezme olanağını bu yıl bulabildim. 25 günlük bir süre içinde koşturmaca bir bakıma dolu dolu geçen gezimi, elde ettiğim izlenimleri ve bilgileri değerli turizmci dostlarım ve turizmcilerle paylaşmak düşüncesiyle bu yazıyı kaleme almış bulunuyorum.

 

Florida eyaletinin en uç noktasını oluşturan ve “Keys” adı verilen birbirine çok yakın ancak bağlantıları sonradan yapılmış köprülerle oluşturulmuş adalar zincirini ziyaretle Amerika gezim başlamış oldu. Bu yazıyı yazmaya başladığım günden önce basından da izlenildiği gibi bu yöre saatte hızı 235 km. varan Charley kasırgasının etkisinde kalmış ve maddi ve manevi önemli zararlar görmüştür. Adaların yapısı ve özelliği gereği tamamiyle tatil beldesi durumundadır. Ve maksimum iki katlı villalar ve üç, dört katlı konaklama işletmeleriyle donatılmış, çevre düzenlemesi ve kıyı organizasyonu iyi planlanmış kurvaziyer ve yat turizmi yolcuları ile yazlıkcıların tercih ettikleri  Florida körfezi ile Atlantik okyanusu arasında kalmış önemli bir turistik destinasyon.

 

Miami dünyada plajları ile ün yapmış bir kent. Tabii Karayip adalarına giden önemli yolcu gemilerini de unutmamak gerekir. Sahile yerleştirilmiş dev oteller ve apartmanların dışında yine tek ya da iki katlı bahçe içindeki şirin evler tüm kenti kaplamış durumda. Miami plajı aslında kirece benzeyen kumu, ne zaman nerde çıkacağı belki de belli olmayan köpek balıklarıyla korkutucu okyanusu ve uzunluğuyla bir başka ifadeyle medyanın gücüyle beynimize işlenmiş bir kent diyebilirim. Ancak, Antalya’nın Konyaaltı ve Lara plajlarıyla şahsen değişmem. Çünkü, plaja gidecek insanlara şezlong, şemsiye, temiz duş ve tuvalet, yiyecek-içecek hizmeti ve buna benzer hiçbir hizmet verilmiyor.

 

Orlanda yine Florida eyaleti sınırları içinde pırıl pırıl, tertemiz, şehir plancılığının en önemli örneklerinden biri olan bir başka güzellik. İşte bu kentte teknoloji, bilgi ve paranın gücüyle yaratılmış ayrı bir dünya ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Tabii ve suni doğa güzellikleriyle bezenmiş bu kentte siz turist olarak minimum sıkılmadan 10 gün kalabilirsiniz.

 

Universal studyoları, Walt Disney eğlence dünyası, Sea World  temalı parklarıyla unutulmaz günler ve saatler yaşanabilecek mekanlar. Binlerce dönüm arazi üzerine yayılmış temalı parklar ve ziyaretcilerin konaklamaları için yapılmış onlarca sayıda uluslar arası üne sahip zincir oteller ve diğerleri, bağımsız yeme içme işletmeleri ve dünya markalarının satışa sunulduğu mağazalar ve alış veriş merkezleri.

Yukarda ismini vermeye çalıştığım temalı parklar ve sundukları eğlence hizmetleri bakımından ele aldığımızda turistik talep yaratma bakımından mükemmel projeler. Yerli ve yabancı turistler, özellikle çocuklu ailelerin akın akın geldiği bu mekanların günlük yarattığı gelir ve katma değer tek kelimeyle müthiş. Ülkemizinde turistik cazibe yaratabilmesi bakımından bu tür temalı parklara kesinlikle gereksinimi var. Bu projeler gerçekten büyük yatırım ve işletme sermayesi gerektiren yatırımlar. Örneğin, Antalya’nın temalı park projesi üretmesi ve hizmete sunması mevcut turistik talebi arttıracağı gibi turistik hizmetin fiyatınında artmasına neden olacaktır.

 

Orlando kentindeki beş günlük gezimizde yukarda saydığım temalı parkların sunduğu hizmetlerin hepsini gezememenin burukluğu içinde  California eyaletinin San Diego kentine gitmek üzere ordan ayrıldım. San Diego Pasifik okyanusu kıyısında kurulmuş düzgün turistik kentlerden birisi. Bu kentte tamamen turistik amaçlı yaratılmış iki önemli projeyi gezme fırsatım oldu. Birincisi, bazı Amerika kentlerinde de bulunan Sea World denilen deniz dünyası ve bu temalı park organizasyonu içinde insanları çılgınca eğlendiren ve hayrete düşüren deniz altı dünyasının canlıları. Balinalar, yunuslar ve fok balıklarının müthiş eğitimleri ve onların gösterilerinden tutunuzda su oyunları, deniz yaratıklarının gösterildiği dev akvaryumlar ve deniz savaşlarının gösterimleri gerçekten izlenmeye değerdi. 12 saat gibi bir sürenin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz ve tabii ki yarattığı yorgunluğu hiç düşünmeden.

 

Nevada çöllerinde paranın gücüyle yaratılmış ışıltılı, göz kamaştırıcı kent olan Las Vegas’ı görmeden Amerikadan ayrılmam hiç sözkonusu olamazdı. Neden mi böyle düşünüyorum. Çünkü, tamamiyle mesleki açıdan konuya girmek isteğim ve merak ettiğim içindir. Derslerimde hep öğrencilerime MGM Grand Hotelden bahsederken otelin Adhocrasi tipi örgütlenmeye önemli bir örnek olduğundan söz ederdim. Tabii bu sözler hep Amerikan kitaplarının tercümesinden başka bir şey değildi. İşte adından hep bahsettiğim ve kendisini hiç görmediğim bu otel ve diğer heybetli temalı otelleri bu kentte görme şansım oldu..

 

Las Vegas çöl ortasında yaratılmış kumar ve eğlence olanaklarıyla donatılmış dev otellleri olan ve de hiç uyumayan bir kent. Amerika’da kumar oynamak istiyorsanız bu kente gideceksiniz. Çünkü, Amerikan yönetimi sadece bu amaçla bu kenti oluşturmuş diyebiliriz. Çünkü, aldığım bilgilere göre kumar oynamak isteyenlerin ağırlıklı olarak gidebilecekleri tek önemli merkez. Bir bakıma kumar turizmi sadece bu kent için var diyebiliriz. Bizim ülkemizde de daha önceleri buna benzer amaçla bir yöre ayrılmış ve kontrol altına alınmış olsaydı kumarhanelerin kapanma sebebi ortadan kalkardı. Ancak, olmadı. Bana göre kumarhaneler açılacaksa böyle bir amaç hedef alınmalıdır.

 

Las Vegas’ta ortalama üç bin odalı dev temalı oteller mevcut. Örneğin, Avrupa derebeylik dönemlerinin şatolarını yansıtan ve 4000 odası olan Excalibur oteli,  İtalya’daki Venedik şehrinin kopyası ancak bana göre  ondan daha güzel yapılmış 4207  odalı Venedik oteli. Kanalları, Gondolları, Çarşıları ve San Marco meydanıyla tıpatıp yapılmış ihtişamlı otel ve complex.

1118 odalı, etrafı su havuzları ile çevrilmiş ve tropical hava estirilen Mandalay Bay oteli bir başkası.  Roma imparatorluğundan esintilerin yaşatıldığı 2423 odasıyla dev Sezar Palas oteli bir başka harika eser. 4000 odasıyla Bellagıo oteli, 3000 odasıyla Viva Paris oteli, 4400 odasıyla muhteşem Luxor oteli. Mısır medeniyetinin gizemli sırrını bu otelin mimarisinde görebilirsiniz. Doğu kültürünün mistik havasını yansıtan 2567 odasıyla Aladdin Oteli, 3000 odasıyla Monte Carlo ve 2023 odasıyla New York New York otelini  görebilirsiniz. Ve de yukarda ismini verdiğim 5200 odasıyla en büyük ünvanını elinde bulunduran MGM Grand oteli ekleyebiliriz. Bunların dışında başka otellerde var. Ancak, iki günlük süre içinde gezip inceleyebildiğim bunlardı. Her bir otelin lobby katında ortalama 2500 adet kumar makinelerinin olduğu kumarhaneleri de unutmamak gerekir. Yüzlerce insan kumar oynuyor, birbirlerine rahatça ulaşılabilen otelleri geziyor, caddelerde yürüyor, yeme içme işletmeleri ve eğlence merkezlerinin hizmetlerini satın alıyor ve alış verişlerle müthiş bir ekonomik güç yaratıyor.

 

Bu devasa otellerin yönetimi oldukça zor olabilir.Ancak, iyi bir organizasyonla yönetim sorunları aşılabilir. Çünkü, genelde bu otellerin hizmetlerini beş  grupta toplamak gerekir. Birincisi, kumarhane hizmetleri, ikincisi, konaklama hizmetleri, üçüncüsü, yeme içme hizmetleri ve dördüncüsü  kongre hizmetleri ve beşincisi ise eğlence hizmetleridir.

Özellikle kumarhane hizmetleri özelliği gereği başlı başına değerlendirilmektedir.

Las Vegas’taki oteller oda satışlarını bizdekinin tam tersine sadece oda olarak pazarlamaktadırlar. Yani oda ve kahvaltı ya da yarım pansiyon, tam pansiyon ve bizde yoğun uygulanan herşey dahil sistemini göremiyorsunuz. Örneğin, odanın satış fiyatı 160 USD ise bu standart odada iki kişi de kalabilir, üç kişi de kalabilir, tek kişi de kalabilir. Fiyat değişmiyor. Eğer yataklar müsait ise dört kişi de kalabilir. Kişi sayısıyla pek ilgilenmiyorlar diyebilirim. Siz otelin sunduğu değişik dünya mutfaklarından oluşan restoranlardan istediğinizden yararlanabilir, ya da dışarı gidebilir ve hatta odanızda bile kendi yiyeceklerinizi yiyebilirsiniz.

 

Los Angeles Hollywood dünyasını kucaklamış bir başka okyanus kenti. Tüm dünyayı etkisine alan sinema sektörünün kalbi ve gücünü orda bulabilirsiniz. Hollywood Universal stüdyoları ve film setlerini görünce durumun önemi daha iyi anlaşılıyor. Bu mekanları gezip görmeye gelen binlerce yerli ve yabancı turistler. Bunlar sadece animasyonları görmekle kalmıyor aynı zamanda yeme içme hizmetlerini satın aldıkları gibi hediyelik eşyalar kapış kapış gidiyor. Tam anlamıyla darphane.

 

San Fransisco, meşhur kelebek filminin çekildiği Alcatraz adasındaki hapishanesi, Çin mahallesi, Balıkçılar meydanı, Altın kapı köprüsü, Altın kapı parkı ve özellikle sokaklarıyla hafızalarımıza işlenmiş düzenli bir başka okyanus kenti. Alcatraz adasına gidebilmek için onbeş gün önceden bilet alınmasının gerektiğini orda yaşadık ve gidememenin üzüntüsünü yaşadık. Kentin turizmdeki başarısını bir alıntı ile yansıtmak isterim. Lufthansa hava yollarının aylık dergisinde belirtildiği üzere 900 bin nüfüzlu San Francisco’yu 2003 yılında 15.7 milyon turist ziyaret etmiş. 2004 yılında ziyaret edip iki gece konaklayanlardan biri de benim. Türkiye’ye gelen turist sayısından fazla olduğunu görüyorsunuz. Aslında Amerika Dünya Turizm Örgütünün verilerine göre Dünyada turizm gelirleri sıralamasında 75 milyar dolarla en çok turist geliri olan ülke olduğunu da unutmamak gerekir.

 

5 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra New York kentine ulaştık. 5 günlük kalışımız sırasında günü birlik başkent Washington’a gittik. Dünyanın en kalabalık kentlerinden olan New York metro ve demiryolu ulaşım ağıyla ulaşım sorununu çözmüş bir metropol. 11 Eylül 2001 tarihinde yerle bir olan ikiz Dünya ticaret merkezi binalarını bugün turistik amaçlarla ziyaret ediyorlar. En yüksek binası olan Empire State ve ordan New York’a bakış bir başka unutulmaz anı ve de liman girişine yerleştirilen özgürlük anıtı ve Brooklyn köprüsünde akşam yürüyüşü ve diğerleri. Hepsi birbirinden güzel anlatılmakla bitmez. Otel işletmeciliği açısından olaya bu kente kaldığım otelde baktığımda hizmet kalitesindeki yetersizliği söyleyebilirim. Yine aynı satış tekniği yani tek oda fiyatı ve konaklama. Kahvaltı ve diğer öğünler için ekstra ödemeniz gerekiyor. Ya da  bazı Amerikalı ailelerin yaptığı gibi herşeyi odada çözme düşüncesi. Otel işletmelerinde size söylenen fiyatın üstüne muhakkak KDV ilave etmeniz gerekiyor. Bizde olduğu gibi KDV içinde yok. Oda fiyatları ve satış tekniklerinde tamamen serbest piyasa kuralları geçerli. Fiyatlar tıpkı altın borsası gibi sürekli değişebiliyor. Özellikle büyük oteller doluluk oranlarını yüksek tutabilmek için değişken fiyat taktiklerini hep yapıyorlar. Yan yana odalarda farklı fiyattan insanlar kalabiliyor.  Kapı fiyatından daha çok internet fiyatlar dikkatimi çekti. Artık oteller online satış konusunda önemli mesafeleri almışlar. Otele vardığınızda otomatik check-in ya da check-out kendi kendinize yapabilirsiniz. Rezervasyon yaptırdığınızda kredi kartınızı verdiğiniz andan itibaren o odayı belirlenen fiyattan satın aldığınız için vazgeçme şansınız yok. Odayı sessizce terk edip gitme, kurtulma şansınız yok. Hatta oda anahtarlarını doldurulması gereken bir formla oda anahtar sandığına atmadan giderseniz yandınız. Bedelini hemen kredi kartı hesabınızdan çekip alıyorlar.

 

Hepimizin bildiği gibi şu anda Türkiye’de herşey dahil sisteminin yarattığı hoşnutsuzluk hergün konuşuluyor ve hatta araştırma konularını oluşturuyor. Türkiye bu sistemden hemen vazgeçemez. Bu sistemin uygulanması gereken bölge özellikleri ve turist profilleri gözardı edilemez. Ancak, Amerikan otelciliğinin yaptığı gibi sadece odanın satılması yöntemi bazı işletmeler tarafından uygulanabilir. Talebi arttıracağına inanıyorum. Türkiye otel işletmeciliği de online rezervasyon, internet sisteminden yararlanma, değişken fiyat politikaları ve otomatik check-in ve check-out sistemlerine geçebilir mevcutları da zenginleştirmelidir.

Temalı parklar Türk turizmi için gereklidir.

 

Yayın Tarihi
28.09.2010
Bu makale 13273 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!