Hoşçakal Alanya...

24 Kasım 2004 tarihinde Alanya Filika restoranda bir basın toplantısı ile kamuoyuna tanıtıldığım günleri dün gibi hatırlıyorum. Sessiz sedasız bir gelişin arkasından hiç umulmadık başarıların ortaya çıkması tabii ki tesadüf olmadı. O güne kadar hayal diye düşündüğünüz beklentinizi gerçekleştirdim. Hatta o günlerde eşraftan birileri beni her görüşünde hayalin gerçekleşmesi için muhakkak ÖSYM kitapçığına fakültenin varlığının girmesini istediğini ve ancak o zaman inanabileceğini söylemişti.

Kasım 2004 ile 18 Eylül 2005 arası bazılarının hayallerinin bile alamayacağı bir yoğunluk ve özverili bir çalışmayla geçti. Evet, onbir yıldır acaba  dağ başındaki bu bina ne olacak ne zaman ayağa kalkacak ve ne zaman gerçekleşecek diye düşünürken hep umutsuz oldular.

Ancak ben bu umutları boşa çıkarmadım. Tüm bilgi, beceri ve yeteneklerimi ortaya koyarak hayali gerçekleştirdim. Nasıl mı oldu. Tabii ki ilk yapılması gereken kentin dinamikleriyle olan ilişkilerinizi güçlendirmeniz, onlara bu işi yapabileceğinizi inandırmanız ve onların bu amaç etrafında birleşmesini sağlayarak harekete geçirmenizdir. Kentin dinamiklerinin kendi aralarında oluşturdukları komiteler harıl harıl çalışırken ben de bireysel ilişkilerimi kullanarak çalışmaları hızlandırmış olduk. Bu arada üniversitemin desteğini de göz ardı edemem.

Dokuz ay gibi kısa zaman içinde bitmeyen binanın bitirilmesi, donanımı ve de en önemlisi

Turizm işletmeciliği bölümünün YÖK sisteminde kabulünü sağlayarak ilk öğrencilerin fakülteye kazandırılması önemli olmuştur.  O tarihten bugüne kadar fakültede yapılan hizmetleri saymak ve de buraya yazmak bana tabii ki gurur verecektir. Ancak, yapılanları tekrarlamanın psikolojik sıkıntısından sizleri ayrı tutmak isteğim için tekrarlamayacağım. Bu konudaki yazılarım günlük Alanya gazetelerinin arşivlerinden alınabilir.

Tek başıma başladığım bu süreçte fakültemin idari ve akademik kadrosunu oluşturmak bir başka ifadeyle takım arkadaşlarımı oluşturmak anlamında çok zaman ve enerji sarf ettim. Değişik üniversitelerden  öğretim elemanlarıyla konuşarak onları seçmeye ve takıma almaya çalıştım. Takım arkadaşlarım içinde özellikle beni seven, sayan, benimle çalışmaktan keyif alan, benden bir şeyler öğrenmenin mutluluğunu yaşayan arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Yolları açık olsun.

39 kayıtlı öğrenci ile öğrenim hayatına başlayan fakülte bugün turizm işletmeciliği bölümünde 173 kayıtlı öğrenciye ulaşmıştır.  İlk yılı İngilizce hazırlık olmak üzere toplam beş yıllık öğretimi olan fakültenin ilk öğrencileri üçüncü sınıfı okumaktadırlar. 2008-2009 eğitim-öğretim yılında bir başarıya daha imza atmış olduk. Bu başarı YÖK kabulü ile gerçekleşen ve Ekim 2008 itibariyle İşletme bölümüne aldığımız 40 yeni öğrencimiz ve yavrularımızdır.

Sağduyu sahibi insanların şöyle bir geriye bakıp nerden nereye gelindiğini idrak etmelerini istemek benim hakkım değil midir? Üç yıl gibi kısa bir süre içerisinde sadece fiziksel olanaklara baktığımızda hem fakülte binası, hem Hamdullah Emin Paşa Öğrenci yurdu, hem ALTSO Meslek Yüksekokulu binası ve de son olarak 10 derslikli ve 750 metrekare oturma alanlı kantin ve yemekhane hizmeti sunan fakültemiz ek binasını da eklediğinizde Kestel beldesinde Akdeniz Üniversitesinin bir doğu kampüsü oluşmadı mı? Şu anda dört binanın örtülü alan miktarı 25.000 metrekare olmuştur. Aşağıdaki resimler bu başarının ispatıdır.

Bazı kendini bilmezlerin Tabela Fakültesi diye karalamaya çalıştıkları projenin  ellerimde ne hale geldiğini anlamaları zaten zordur.  Şimdi eğri oturup doğru konuşmanın ve de yiğidin hakkının yiğide verilmesinin konuşulması ya da değerlendirilmesi gerekmez mi?

İşte bu noktada dekan artık misyonunu tamamladı ya da dekanın vizyonu yok demek doğru mu acaba?

Bugün Meslek Yüksek Okulu dahil olmak üzere fakülte binası içerisinde dört yüze yakın öğrenci öğrenim görüyor. Hiç küçümsenecek bir sayı değil. Evet, meslek yüksek okulunun kurucu müdürü de bendim.

Eğer bugün Alanya’da özel ya da devlet üniversitesi istek ve beklentileri konuşuluyorsa bu vizyonun oluşmasında benim çabalarımı, yazılarımı ve söylemlerimi hiç kimsenin göz ardı etmemesi gerekir.

Sevgili öğrencilerim biricik yavrularım gönlüm meslek hayatım boyunca hep sizden yana olmuştur.  34 yıldan beri turizm eğitimcisi olarak binlerce öğrenci yetiştirdim ve bunları sektöre kazandırdım. Şimdiye kadar üç ya da beş öğrencimle sıkıntılarım olmuştur belki de.

Diğerlerine mesleki anlamda vermem gerekenlerin en iyisini vermeye çalıştım. Ayrıca onların hem ulusal hem de uluslar arası kariyerlerinde yoğun destekler verdim ve vermeye devam ediyorum.  Ancak, meslek hayatımın belki de son günlerinde çok arzu etmeme rağmen ilk göz ağrım olan sizlerin diplomalarınızda imzam olmayacağı gibi sizlerin mezuniyet törenini de yapamayacağım.  Kısmet bu kadarmış diyorum. Hepinizi ayrı ayrı öpüyorum ve meslek hayatınızda büyük başarılara imza atacağınıza candan inanıyorum. İşte o günlerde beni hatırlamanız yeterli olacaktır. Veda törenlerindeki gözyaşlarım tamamen sizler içindir ve  başka bir anlam ifade etmemektedir.

Sevgili Alanya’lılar sizlere ayrı ayrı uğrayıp hoşça kal demek isterdim. Ancak, zaman darlığı buna izin vermiyor.Aslında duygusal kişiliğim nedeniyle şahsıma verilen veda yemeklerinde de konuşmakta zorlanıyorum. Çünkü görevde  bulunduğum süre içerisinde bana dürüst, içten ve samimi davranan kişilerin gözlerine bakmakta güçlük çekiyorum. Ben sizlerden ayrılmıyorum, yine buradayım, aranızdayım demek istiyorum.  Gönüllerde ne kadar kalabildiysem o kadarla yetinmek istiyorum.

Sağlıcakla.. Her şey gönlünüzce olsun.

Prof.Dr.Ahmet Aktaş

Alanya İşletme Fakültesi

Kurucu Dekanı ve

MYO kurucu müdürü