Altın Tirbüşon Yarışmasının Gastronomi Dünyasına Kazandırdıkları

Değerli okurlarım 18-19 Ocak 2010 tarihlerinde Antalya’da “ 2. Altın Tirbüşon Servis Sanatı” yarışması düzenlendi. Düzenleyen kuruluşlar, eski adıyla Antalya Yiyecek ve İçecek Yöneticileri Derneği yeni adıyla ise Tüm Gastronomi Yöneticileri Derneği, Yazgan Şarapçılık ve Şef Club Derneğidir.

Yarışmaya 123 adet servis elemanı katılmış ve ilk elemelerin ardından 50 kişi final elemelerine davet edilmiştir. Yarışma üç etapta yapılmıştır. Özellikle ikinci etapa katılan bu elli kişi jüri üyeleri tarafından kişisel hijyen, ekipman temizliği, menüye göre kuver açma, maşa servisi, tepsi taşıma, tabak servisi, boşları toplama teknikleri, şarapları tanıma ve servisi, diğer çalışanlarla iletişim ve verilen sürenin doğru kullanılması konularında puanlamaya tabi tutulmuşlardır. Puanlama sonuçlarına dayanarak son otuz kişi final etabına davet edilmişlerdir.

Son etap, üç yüz davetlinin katıldığı bir banket servisinde ve her bir davetli de birer jüri üyesi olarak kendilerine servis yapan elemanı değerlendirmeye tabi tutmuşlardır. Davetlilerin jüri üyelikleri yanında ayrıca gastronomi konusunda deneyimli asil jüri üyeleri de bu süreçte değerlendirmelerine devam etmişlerdir.

Servis elemanları Şef Club derneğinin değerli ustalarının “İstanbul Uluslar arası Gastronomi “ yarışmasında altın madalya kazandıkları; peynir yelpazesi, hayal dünyası ve doğanın meyvesi ve denizin rüyası olarak adlandırılan standart yiyecekler yanında misafirlerin seçimlerine bırakılmış; rozmarin ile baharatlandırılmış dağ mantarı ile dekore edilmiş junior patates ile süslenmiş bonfile, patates ile garnilenmiş ördek kule, dil balığı, ıspanak ve pazı yaprak sotesi tereyağı ve taze badem ile donatılmış su perisi ana yemeği ve tatlı olarak da kestane profiterol servisi yapılmıştır.

Gecenin ilerleyen saatlerinde tüm değerlendirmeler masa jürisi tarafından yeniden gözden geçirilip puanlandırma ve sonuçlarını açıklamışlardır. Bu sonuçlara göre birden üçe kadar dereceye girenler belirlendiği gibi mansiyon ödülleri de belirlenmiş ve dereceye girenlere ödülleri yetkililer ve ilgililerce verilmiştir. 

Buraya kadar herşey güzel ancak ben olayın özüne inmek ve değerlendirmemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Gastronomi, yiyecek ve içecek bilim ve sanatı olarak tanımlanmaktadır. Bu anlamda olaya baktığımızda insan oğlunun yaşamında vazgeçemeyeceği bir gereksinimdir. Diğer taraftan turizm sektörü açısından baktığımızda ise gastronominin yadsınamaz bir gerçek olduğu ve de turizmdeki varlığının hiçbir şekilde ihmale gelmemesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Dünya ,Gastronomi konusunda çok ciddi çalışmalar içindedir ve bazı gelişmiş ülkeler gastronomi turları düzenlemekte ve gastronomi bu anlamda alternatif turizm çeşidi olarak turizm literatürüne girmeye başlamıştır. Konunun önemi sadece bu noktadan ele alındığında bile hiç te küçümsenmeyecek durumdadır.

Ayrıca, gastronomi konusunda hizmet veren çalışanların servisin bir sanat olması ve bu sanatın iyi icra edilmesinin gerekliliğinin kaçınılmazlığıdır. Servis sanatını yapan insanların maalesef toplumumuzda küçümsendiğini de hiç göz ardı etmeyelim. Doğru mu yapılıyor. Tabii ki hayır. İşte bu noktada bu tür yarışmalar ilk etapta konunun önemini hem uygulayanlar hem de hizmet alanlar anlamında anlatması bakımından önem arzetmektedir.

Hem turizm sektöründe hem de sosyal yaşamda servisin bir sanat olduğu her fırsatta ve ortamda herkese anlatılmak zorundadır. Bu anlamda bu organizasyona ev sahipliği yapan dernekleri ve onları maddi ve manevi anlamda destekleyenleri alkışlamamız gerekmektedir.  Başka türlü bizim bu konuda gelişmiş ülkelerle yarışmamız mümkün olmayacaktır.

Özellikle bu tür yarışmalar ve akademik etkinliklerde destek veren kurum ve kuruluşlara saygı duymamız ve onları motive etmemiz kaçınılmaz bir gerçektir. Bu anlamda Yazgan şarapçılık firmasının tüm yetkililerini candan kutlamak istiyorum. İki gün boyunca Yazgan ailesinin fertlerinin ve de yöneticilerinin konuya gösterdikleri duyarlılık takdir-e şayandır. Keşke diğer firmalar ve de sektörü oluşturan kuruluşlar ve sektörden doğrudan ya da dolaylı ekmek yiyen tüm işletmeler bu anlamda destek verseler ve de çorbada tuzları olsa ne iyi olur.

Organizasyondaki aksaklıklar çok az olmakla birlikte zamanın iyi kullanılamaması anlamında kendini göstermiştir.  Üçüncü organizasyonda bu aksaklıkların olmaması anlamında yarışma kurallarının yazılı hale getirilmesi ve hem yarışmacılara hem de jüri üyelerine daha önceden dağıtılarak onların da görevlerini zamanında ve gerektiği şekilde yerine getirmelerinin sağlanması  daha iyi olacaktır. Belki de organizasyonun mutfağında benim göremediğim ancak uygulayıcaların gördükleri başka aksaklıklıklar varsa onların da bu anlamda iyileştirilmesi organizasyonun selameti açısından önemli olacaktır.

Bu tür organizasyonlara gastronomi konusunda eğitim veren kurumların öğretmenlerinin ve de öğrencilerinin katılımlarının sağlanması da gastronominin geleceği açısından önemlidir. Çünkü, maalesef gastronomi eğitimi ülkemizde hiç te istenildiği gibi iyi değildir. Bu tür kaliteli organizasyonlar bu eksikliği giderme açısından da önemli olacaktır.

Gastronomiye gönül veren tüm kişi ve kuruluşlara en içten sevgi ve saygılarımla…

Yayın Tarihi
29.01.2010
Bu makale 11491 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!