Çok değerli okurlarım sizlere yönetsel ve sağlık sorunlarım nedeniyle uzun zamandır yazamadım. Gerçekten yazmak unutulmayı zorlaştırır diye düşündüğüm için yazmaya bir bakıma var olduğumu bildirmeye çalışmanın mutluluğunu da beraberinde yaşıyorum. Güney Afrika Cumhuriyeti ‘nin Nelspruit şehrinde bulunan (Tshwane University of Technolgy) Tshwane teknoloji üniversitesinden aldığım bir daveti değerlendirerek bu ülkeye geldim. Burda yaşadıklarımı, gördüklerimi , izlenimlerimi sizlerle paylaşmak düşüncesiyle belirli zamanlarda devam eden yazılarım şeklinde iletmek istiyorum.
Türk Hava Yollarının İstanbul Johannesburg seferiyle güvenli ve rahat bir yolculuktan sonra 1 Mayıs 2009 sabaha karşı havaalanına indik. Johannesburg havaalanı modern ve de oldukça da büyük bir havaalanıdır. İki saatlik bir beklemeden sonra bizleri içinde yaşayacağımız şehre götürecek uçağa doğru yürüdük. Karşımıza küçük, sevimli ve maksimum 29 koltuktan oluşan bir uçak çıktı. İlk etapta acaba sorusu kafamıza takıldı. Ancak, uçaktaki sevimli siyah hostesin hoş geldiniz anonsu ve rahat atmosferi nedeniyle o korkumuzu hemen üzerimizden attık. Doğru da düşünmüşüz. Çünkü, rahat ve samimi bir saatlik yolculuktan sonra Nelspruit havalına indik.
Karşımızda bizleri hayran bırakan sempatik, Afrika mimarisiyle donatılmış, herkese hoş geldiniz diyen bir gülümsemeyle bakan beton, cam ve demir yığını dışında muhteşem görüntülü bir havaalanıyla karşılaştık. O kadar sevimli bir yapısı vardı ki bizim gibi diğer yabancılarda hemen makinelerine sarılıp resim çekmeye başladılar.
Nelspruit Mpumalanga eyaletinin başşehridir. Mpumalanga eyaleti ülkenin mevcut dokuz eyaletinden birisi olup 79490 km2 , 4 milyon nüfuslu ve km2 ye 50 kişinin düştüğü geniş topraklara sahiptir. Eyalette Barberton, Delmas, Ermelo, Hazyview, Komatipoort, Malelane, Mashishing, Middelburg, Piet Retief, Sabie, Secunda, Standerton, Volksrust, White River ve Withbank Emalahlen gibi önemli şehirleri bulunmaktadır.
Nelspruit şehrinin nüfusu 661 000 olup nüfus yoğunluğu bakımından kilometre kareye 212 kişi düşmektedir. Şehrin en önemli geçim kaynakları tarım, turizm, ticaret ve orta çaplı endüstriden oluşmaktadır. Aklınıza ilk etapta nüfus yoğunluğunun yarattığı çarpık yapılaşma gelmiş olabilir. Ancak, hayır. Hiçte öyle değil. Şehir merkezinde en yüksek bina 8 katlı ve diğerleri bunun altındadır. Nüfusun yaşamı daha çok merkez dışında belirli bölgeler şeklinde yoğunlaşmış, yeşili koruyan, tek katlı maksimum iki katlı bahçe içinde müstakil evlerden oluşmaktadır. Yerleşim yerleri arasında yol bağlantıları mükemmel olup yeşil her yönüyle şehri kuçaklamış durumdadır. Şehir plancılığı bakımından bence örnek alınacak durumdadır.
Ülkenin mevcut 22 adet milli parkları içinde en büyüğü olan Kruger Milli Parkını gezme fırsatımız oldu. Yaşamımda ilk defa safari yapma şansını yakalamış oldum. İnanın bambaşka bir duygu. Parkın büyüklüğünü tahmin edebilmeniz açısından ölçülerini verdiğimde azameti ortaya çıkacaktır. Parkın uzunluğu 400 km. derinliği bazı yerlerde 50 km. bazı yerlerde ise 70 km. dir. Park bir taraftan Swaziland ‘a(bir başka ülke), bir taraftan da Mozambik ülkesine ulaşmaktadır. Biz ancak bir bölümünü dolaşabildik. Parkın korunması ve organizasyonu gerçekten mükemmel. Alabildiğine vahşi bir doğa ve içinde binlerce vahşi hayvan yaşıyor. Şansımızdan bizler o gün aslan ve leopar dışında tüm diğer vahşi büyük hayvanlar ve kuşları gördük. Gördüğümüz vahşi hayvanlar; fil, timsah, buffalo, geyik,zürafa, zebra,su aygırı,gergedan, maymun, mavi maymun. Parkta 147 çeşit memeli hayvan, 507 çeşit kuş, 336 çeşit ağaç, 114 çeşit sürüngen, 49 çeşit balık ve 34 çeşit hem karada hem de suda yaşayan hayvan türleri bulunmaktadır. Parkın tarihi kırkbin yıla dayanmakla birlikte bugünkü şekline 1898 yılında başlayan çalışmalar sonucu 1926 yılında ulaşılmıştır. Ülkenin ve özellikle bölgenin en önemli turistik destinasyonlarından birisi durumundadır. Parkta araç içinde dolaşırken birden karşımıza on tonluk kocaman bir vahşi fil çıktı. Genelde insanlara alışkın gibi görünmekle birlikte herhalde ogün morali bozuk olacak ki araç içindeki insanlara benim topraklarımda ne işiniz var der gibi üzerimize yürüdü ve tabii hepimiz geri geri kaçmak zorunda kaldık. Yarım saat kadar yolu işgal ettikten sonra kızgınlığı geçmiş olacak ki bizleri terk edip ağaçların arasında kayboldu.
Bir başka zamanda görüşmek üzere sağlıcakla….
Prof.Dr.Ahmet Aktaş
Misafir Öğretim Üyesi
Tshwane University of Technology
Turizm İşletmeciliği Bölümü
Nelspruit Campus, Güney Afrika.