Demirtaş Ceyhun

     Çok dostun ardından yazı yazacağımı bilirdim ama Demirtaş Ceyhun’un ardından yazı yazacağım hiç aklıma gelmezdi.

     Demirtaş Ceyhun Adanalıydı. Adanalılığı ile onur duyardı. 

     Asıl mesleği mimarlıktı. Adana’da sanıyorum Sabancı sanat Merkezinin yanında bazı önemli yapıların da mimarıydı.

     34 yıldan bu yana ailece tanışırdık. Başı eğilmez, dik duruşunu koşul ne olursa olsun korur, araştıran ve yazan bir yazın ustasıydı. Atatürkçülüğünden ödün vermesi olanaksızdı. Yaşadığı sürece düşüncelerinden, inançlarından çıkar karşılığı ödün verdiğini kimse savunamaz.

     Demirtaş Ceyhun son yıllarda “Durumun sözcüsü” ydü. Adanalı bir Yörük çocuğuydu. Çamasan dedesinin adıydı. Çamasan isimli kitabıyla 1973 Sait Faik ödülünü almıştı. İlk kitabı ASYA  ile de 1970 TRT  ödülünü de almıştı.

     Çok önemli kitaba imza atmıştı. İlk aklıma gelen kitapları Çamasan’la birlikte APARTMAN, Ah şu biz göçebeler, Yaşasın Aziz Nesin, Ah şu Biz Karabıyıklı Türkler, Türk Edebiyatındaki Anadolu, Ayı İzi, Eylül Öyküleri, Yakılacak Adam Aziz Nesin, Kod  adı Abdulhamid.

    

     İKİ ANI

     Demirtaş Çeyhun Politika Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni. Gazetenin ikinci sayfasında ara sıra kültürle ilgili yazı yazıyorum. Vakit öğle zamanı. Ya da biraz daha geç. Yazar ve Gazeteci dostlar gelip gidiyorlar büroya. Oturup söyleşiyoruz. Yılını da söylemeliyim. 1976 Eylülün 19’u. Saat dört gibi gazeteden çıkıyoruz. Diyor ki “Güngör, bizim ev senin Antalya’daki evin gibi denize tepeden bakmıyor. Az da olsa bizim evden de Boğaz görülüyor. Hava güzel, gel bu akşam bizim balkonda birlikte bir rakı içelim”

     Benim hemen dönmem gerek. Uçak biletimi bile almamışım ama benim için sorun değil. Pilotlar ya arkadaşım ya da uçuş hocam.

     Birlikte Taksime kadar gidiyoruz. Ben Taksimde kalıyorum, Demirtaş abi devam ediyor.

     Bilet bulamıyorum. Uçuş ekibine bile katılamıyorum. Umarsız o geceyi Talat Turhan’ın evinde geçiriyorum. Gecenin yarısında bir arkadaşım kapıyı çalıyor ve uçağın düştüğünü ve ailemin benim uçakta olduğumu zannediyor ve büyük bir üzüntü yaşıyor olduğunu bildiriyor

     İkinci gün sabah doğru Politika gazetesine gidiyorum. Genel Yayın Yönetmeninin kapısında biri bekliyor. İçeriye girmek istiyorum, bırakmıyor. Sorduğumda “Bir arkadaşları dün uçak kazasında ölmüş, içeriye kimseyi almayın dediler” diyor. ”Kardeşim! O öldü dedikleri adam benim izin ver gireyim” deyince görevli de şaşırıyor.

     Kapıdan içeriye girince Demirtaş Ceyhun şaşkın bir vaziyette, gözlerinin yaşını silerek bir heykel gibi anlamsız bana bakıyor. Konukları var. Konuklar da şaşkın. Az sonra konuklarına dönüp “Öldü diye gözyaşı döktüğüm bu adam” diyor ve boynuma sarılıyor. Şakasını da bırakmıyor. ”Ulan bu ettiğini unutma! Gözyaşlarımın bedelini senden kesinlikle alacağım” diyor.

 

     İKİNCİ ANI

     Yine Demirtaş Ceyhun’un odasındayım. Bir arkadaşımız var. Böbrek hastası. Altı kez Ameliyat olmuş. Gazetede ikinci sayfadan sorumlu.

     Bir hışımla girdi içeriye.

     “Demirtaş, şimdi hastaneden geliyorum. Doktorlar altı aylık ömrün kaldı dediler. Ben gazeteden istifa ediyorum” dedi.

     Demirtaş Ceyhun “Gazeteden niye istifa ediyorsun. Ölünceye kadar burada çalışırsın” deyince bizim arkadaş:

     “Kalan ömrümü Anadolu’ya gidip halkı faşizmle savaşa hazırlayacağım” derken Demirtaş Ceyhun:

     “Ulan faşizmle savaşmaya Anadolu’ya gitmeye ne gerek var. Asıl Faşist bizim evde!” demez mi?

     Bunu bir slogan haline getirdi. Telefonla konuşurken, mektup yazarken sözü veya yazıyı  “faşistten faşiste selam” derdi.

     Adana’ya son geldiğinde dostlarıyla birlikteyken telefon etti. Konuşmamızın sonunda “Faşistten faşiste de selam söyle” demeyi ihmal etmedi.

     Demirtaş Ceyhun bu tür şakayı da çok sever ve de uygulardı.

     Başta ailesi ve çocuklarına ve de Adanalılara başsağlığı
Yayın Tarihi
30.07.2009
Bu makale 13776 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
TÜRKİYE'NİN ÇALKANTILI GÜNDEMİNİ ULUSAL FARKIYLA İZLERKEN GELEN BİR HABERLE HIZIMIZI KESTİN, YÜREĞİMİZİ YAKTIN. ÜLKE VE ULUS SEVDALISI KALEMİN, ARTIK ARAMIZDA OLMADIĞINI ANLATIYOR, EDEBİYAT DÜNYASININ USTA KALEMİ, AYDINLIK DERGİSİ YAZARI, ULUSAL KANAL PROGRAM YAPIMCISI SEVGİLİ DEMİRTAŞ CEYHUN'U YİTİRDİĞİMİZİ SÖYLÜYORDU. TAM DA YENİDEN KURTULUŞ YOLUNDA İHTİYACIMIZ OLDUĞU ANDA ÇEKTİN GİTTİN… UĞURLAR OLSUN, DEMİRTAŞ CEYHUN! SANA DA UĞURLAR OLSUN... SEN YAZILARINLA, SÖYLEŞİLERİNLE VE AYDINLIĞA ÇAĞRILARINLA DÜŞÜNCELERİMİZDESİN. ORADA IŞIK OLARAK KALACAKSIN. SEN AYDINLIK TÜRKİYE’NİN NEFERİ, SEN ATATÜRKÇÜLÜĞÜN DÜŞÜNÜRÜ, SANA DA UĞURLAR OLSUN... BEDENEN GİTTİN, AMA YAZILARIN, KİTAPLARIN VE ONLARIN İÇİNDEKİ DÜŞÜNCELERİNLE HEP YANIMIZDASIN, BİZDEN SONRA DA, BİZDEN SONRAKİLERİN DE YANINDA VE DÜŞÜNCELERİNDE OLACAKSIN... SENİ SEVGİ, SAYGI, ONURLA UĞURLUYORUZ... SANA DA UĞURLAR OLSUN...

Akın Önen 31.07.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!