Can Baba

            Can Baba... Yani Şair Can Yücel.Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğlu.

Anlatılması güç bir şair.Çok önemli bir şair. Küfrü şiire sokan şairimiz....

             Bir küfür duyduğunuzda aklınıza hemen Can Baba gelir.”Bunu söylese söylese Can Baba söylemiştir” dersiniz ilk anda.

            MARE NOSTRUM şiiri şöyle:

 

           En uzun koşuysa elbet Türkiye’de Devrim,

           O, o’nun en güzel yüzmetresini koştu,

           En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...

           En hızlısıydı hepimizin,

           En  önce göğüsledi ipi...

           Acıyorsam sana, anam avradım olsun,

           Ama aşk olsun sana, çocuk, aşk olsun!

            (More Nostrum İtalyanca DENİZ demek)

           Can Yücel bir gün devlet büyüklerine bir şiir yazar ve isim vermeden “Hepiniz götsünüz” der ve mahkemeye verilir.

            Hakimin karşısına o bilindik palas pandıras haliyle dikilir ve TDK sözlüğünü çıkarır.

            Hakime der ki:

            “HAKİM BEY ‘p’ harfine bakalım,Türkçe’de ‘popo’ diye bir sözcük var mı? Yok..Peki,’K’ ye bakalım,”Kıç” var mı? O da yok..Bir de “G” ye sakalım, “göt var mı? Evet göt sözcüğü TDK sözlüğünde var.. Demek ki sayın hakim, bu memlekette göte göt deniyor!!!” der  ve aklanır.

            Dedik ya Can Baba gerçekten küfürbaz bir adam.

            Boğaziçi üniversitesinde konferans vermektedir. Öğrencilerden biri el kaldırıp sorar:

            “Can Baba neden bütün aşk şairleri erkek..kadınlardan aşk şairi çıkmaz mı?

            İşte Can Babaya özgü bir yanıt:

            Ne bileyim ulan, biz s.mizle mi yazıyoruz şiiri??

   

            Öldüğü yıldı. Antalya’ya gelmişti. Falez otelde kalıyordu.Bana sürekli “Yörükoğlu” derdi. Görüşmek istediğimi söyledim.”Hemen atla gel lan yörükoğlu” dedi.Kaldığı katı ve oda numarasını söyledi. Bir taksiye atlayıp gittim.

            Dokuzuncu kattaki odasının balkonundaydı.Güler yenge açtı kapıyı.Yerinden kalkmadan “Gel lan yörükoğlu gel!”dedi. Masada bira vardı.Vakit saat 16 sularıydı.Elbette sabahtan başlamıştı.”Bana rakı vermiyor bu karı, hep bira veriyor” dedikten sonra Güler yengeye seslendi.”Hanım, bir bira da Yörükoğluna getir” diye adeta emretti.Güler yenge hiç sesini çıkarmadan getirdi birayı.

            Saat 17 dolayında kızı Su’nun resim sergisinin açılışı vardı.Bira tatmin etmiyordu Can Baba’yı. Güler yenge ve kızı Su’ya “Hadi inin aşağıya sergi düzenine yardım edin” diye adeta kavdu eşi ve kızını.Eşi ve kızı hiç ses etmeden aşağıya,sergi salonuna indiler.

            Can Baba yerinden ağır ağır kalktı.Kendi kendine söylenerek “Ulan bu nalet karılar bana rakı vermiyorlar..” diyerek buzdolabına doğru yürüdü. Buzdolabından bir küçük rakı şişesini çıkarıp masaya döndü.”O be..ulan şöyle bir ağız tadıyla rakı içelim!”diyerek bardaklara doldurdu.Rakı dolu bardaklara suyu boşalttı.Ama o ne? Rakı beyazlaşmıyor..

Bardağı yavaşça ağzına götürdü,”Rakı değil suymuş lan! Bizim avrat yine rakıyı boşaltıp şişeye su doldurmuş.” dedi ve ardından  bastı küfrü..

            “Hadi kalk gidiyoruz!” dedi.Kalktık.”Nereye?” dedim.

             “Aşağıya, sergi salonuna inelim.Orda şarap var. Şarap bari içeriz” yanıtını verdi. Sergi salonunda Yaşar Kemal de varmış. Giderek sergiye gezmek için gelenler ve konuklar doldurdu salonu.Birlikte fotoğraf çektirdik.

             Ve Can Baba sergi açık olduğu sürece şarap  içmeyi  sürdürdü. Balkonda gazete için bir de söyleşi yapmıştık.Yaptığımız son söyleşi  olacağını nereden bilebilirdim.

             Söyleşiyi Antalya gazetelerinden birinde yayınladım.

             Söyleşi ve fotoğraflar kendisine ulaştırılamadı. Çünkü evinde yoktu.

             Kısa süre sonra o koca şairi, Can Baba’yı sonsuzluğa uğurladık.

             Toprağı bol olsun!

Yayın Tarihi
18.08.2008
Bu makale 7716 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Can Yücel gibi bir şair bir daha bu ülkeye gelmez fakat yazınız gerçekten çok samimi ve içten olmuş paylaşımınız için teşekkür ederiz.

Onur NUGAY 13.01.2009

Hoş geldin ağabeyciğim. Bu Güne hoş geldin. Ankara'dayız, Antalya'ya dönünce arayacağım. Evet Kızıloğuzlardan yani ATA'nın soyundanmışız. Bana dünyaları verirsin belgeleri bekleyeceğim. Saygılar, sevgiler, selamlar. 15 gün sonra Antalyadayım.

NEŞE KAREL 19.08.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!