Büyük Taarruzda bir yedek Piyade Teğmen Antalyalı İbrahim Sorguç.

               Bugün bu toprakları vatan yapan kuvvacıların,büyük taarruzun 86.yılını coşkuyla kutluyoruz.

               Tarihe baktığımızda,ulusal kurtuluş  savaşımızın on binlerce kahramanın öykülerini

Gerçekten büyük coşkuyla anımsıyoruz.

               Bu kahramanlardan biri de Antalyalı Y. P.Tğm.İbrahim Sorguç’un öyküsü ilginç olduğu denli önemli dersler içeren bir öykü.

               İbrahim Sorguç Antalya’da Şarampol mahallesi,Muratpaşa  camisi yakınlarında bir evde doğar.Antalya’da önce “İptidai” denilen üç yıllık eğitimini tamamladıktan sonra girdiği beş yıllık “Antalya İdadisi” ni pekiyi derece ile mezun olur.

               İbrahim Sorguç asker olmak ister.Kuleli Askeri lisesine başvurur ancak yaşı büyük gerekçesiyle okula kabul edilmez.1915 yılında İstanbul’da “Darülmuallimin” yani Erkek Öğretmen Okulu’na çok iyi dereceyle girer.Başarılı olduğu için üçüncü sınıftan başlar eğitimine.Ertesi yıl okuldan mezun olacağı sırada birinci Paşlaşım savaşı çıkar ve İbrahim Sorguç ve arkadaşlarını askere çağırırlar.Bir yıllık piyade eğitiminden sonra Filistinde Osmanlı Ordusuna katılır.Esir düşür,Mısırda “Seydibeşir Kuveysna  Dört Numaralı Osmanlı Userayı Harbiye Kampı’na” götürülür.

               Kampta değişik kurslar vardır.İbrahim Sorguç,Fransızca ve Müzik kurslarına katılır.Antalya’ya döndüğünde tercüman olabilecek kadar Fransızca bilmekte ve çok iyi mandolin çalabilmektedir.

              Yunanlılar 16 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmiş,Anadolu içlerine kadar işgali sürdürmüştür.1922’de Sakarya Savaşı başlamış ve büyük ölçüde subay kaybı oluşmuştur.Ordu umarsız Yedek Subayları orduya çağırır.İbrahim Ethem de çağrı  emrini alır almaz yola koyulur.Tarih 26  Ağustos 1922’dir.

               Savaşa giderken İbrahim Sorguç şöyle der:

               “Mamafih bu defa ne için harp edeceğimi biliyorum”

               Doğrudan Cepheye gitmek olanaksızdır.Burdur-Isparta-Konya ve Kayseri üzerinden önce Ankara7ya,daha sonra da Sakarya’ya ulaşır ve en önde takım komutanı olarak savaş bitene dek savaşır.

               İlginç olan,İbrahim Sorguç Antalya’dan yola çıktığı günden dönünceye kadar savaşın en yoğun olduğu gün bile günlük tutar.Toplam 736 gündür.

               Günlükleri okurken,insanı,savaşı,insanın savaştaki ruhsal durumunu,yurtseverliği doğayı,o anlatılmaz güçlükleri bire bir yaşıyorsunuz.

                Günlük şöyle başlıyor:

                 “Bugün İstiklal  Mücadelesinin pek heyecanlı ve müstesna bir günüdür.Sakarya’da geceli gündüzlü şiddetle devam eden  muharebelerden iyi havadisler gelmeye başladı.Öğleye doğru ilaveler neşrolmaya başladı.”Düşman Sakarya’da,bilhassa Beylikköprü’de mağlup edilerek bozguna uğratılmış,bütün levazımat-ı harbiyesini ve yaralılarını terkederek gayrı muntazam bir  suretle garbe doğru çekilmeye başlamış.”

                 Sakarya’dan sonra Afyon cephesine doğru ilerleme...Savaş eğitimi..saatler süren gece yürüyüşleri,ara sıra dinlenme, yine eğitim ve yürüyüşler...Geceyi bir mandırada geçirmeler..geceleri cezası bir kuruşa oyun oynamalar..

 

                 GÜNLÜKLER

 

                 Cepheye yaklaşmışlardır.

                 14.Ağustos.1922

                  “Bolvadin bana epey neşe verdi.Artık bir şeye metelik verdiğim yok.Mektup yazdım.Bölüğümüze dört adet yeni Fransız otomatik tüfeği verdiler.Beher tüfeğe de bin adet cephane verdiler.

                  Hastalıklı olan ihtiyat zabitanının terhisi için emir var.

                  Efrad çamaşır yıkadı.

 

                  16.Ağustos.1922

                   “Otomatik ve diğer atışlarla meşgulüz.Hareket rivayeti var.Karahöyükte bulunduğumuz müddete ait cephe zammı verilecekmiş.Bordroları bile yazılıp gitmiş.

 

                  18 Ağustos 1922

                   “Gece saat birde hareket emri verildi veAğılönü’ne hareket ettik.Bgün akşama kadar Ağılönü’nde kaldık.Bir ara Bolvadin’e gittim.Zeki ef.Antalya’dan gelmiş.Bana hediyeler getirdi.Kızkardeşlerim Saadet ve İsmet’in hediyeleri,Badem şekeri,mendil gibi şeyler.Çok memnun oldum.Pedere ve biradere mektup yazdım.Artık fikrimdeki  sebat katileşiyor ve haklıyım.Bugün pek çok sigara içtim.”

 

                  22 Ağustos1922

                  “Dün  akşam guruptan sonra Doğanlardan hareket ettik.Yüksek dağların üzerinden geçerek  altı saatlik bir yürüyüşten sonra  Efesultan’a vardık.Bağlı bahçeli güzel bir köy.Afyonkarahisar  üç saat ileride.

                   Bölüğü tertip ve  taksim ettik.Bölük mevcudu 137 kişidir.127 silah var.Bunun 112 adedi mavzer,25 adedi de muaddel martindir.Bölükte dört adet de otomatik var.Takımlarda üç manga piyade ve bir otomatik olmak üzere ceman 38 nefer vardır.

                  8.fırka da kolordumuz emrindedir.Yakın olan cepheden tek tük top sesleri geliyor.Cenabı Hak yüzümüzü kara çıkarmasın.

                  Akşam guruptan sonra saat yedide Efesultan’dan hareket ettik.Gece yüksek dağlardan geçerek  yedi saatlik bir yürüyüşle gece yarısından sonra Kocatepe’nin gerisine vardık.Açık ordugahtayız.”

                  25 Ağustos 1922

                  “Sabah saat 10’da bulunduğumuz yerden hareketle Kutlugüney’e vardık ve tepeyi teslim aldık.Düşman karşımızda Küçük Kalecik’tedir.Bölük 1 Taşlıtepe’de ileri karakolda.

                  Emir verdiler.Minlehülkerim umumi taaruzumuz 25/26 Ağustos 1922 saat 4.30’da topçu ateşi ile başlayacaktır.

                  Topçularımız saat 4.30’da tanzim,5.45’de tahrip ve 6.15’de imha ateşi açacaktır.

                  Saat 6.35’de piyadelerimizle Küçük Kalecik Sivrisi’ne süngü hücumu yapılacaktır.Biz 25/26 Ağustos şafaktan evvel bölüğümüzle Kurtlugüney tepesinin şimalindeki  fundalıklı sırtları  işgal ederek  yapacağımız taarruzda himaye mevkiinde kalacak ve cenahı muhafaza edeceğiz.Bizim tümenin sağında 8.fırka solunda da 11.fırka taarruz edeceklerdir.25/26 Ağustos gece on neferle keşif kolu olarak Yeşil Tepeye çıkarak keşif yaptım.”

                   26 Ağustos 1922

                   “Sabahleyin saat 5.15’de topçularımız ateşe başladılar.Taarruz ilerliyor.Şimdiye kadar her tarafta şiddetli piyade ve topçu muharebesi var.Etrafımıza pek çok   top mermisi düştü.Top seslerinden  kulaklarım fenalaştı.Pek şiddetli topçu ateşi altında 3.taburumuz ile 10.Alay kahramanca bir hücumla düşmana saldırdılar.Şimdi vakit ikindiye yakın 3.Tabur daha evvel zaptettiği Küçük Kalecik’te sebat ediyor.10.Alay da Poyralıyı işgal ettikten sonra ileri harekatına devam ederek tepeleri aştı,görmüyoruz.Muharebe akşama kadar bütün şiddeti ile devam etti.Bugün Tezekli yaylasına vaki olan hücumlarımızla 8.Fırkanın Kurtkaya’ya vaki olan taarruzu akim kaldı.”

 

                    Bilindiği gibi Türk ordusunun saldırısı aralıksız sürer.27 Ağustosta Afyon işgalden kurtarılır.Dumlupınar meydan savaşı sürerken İbrahim Sorguç birliğiyle 200 kadar Yunan askerini esir alır.Düşman pek çok silah ve mühimmatını bırakıp kaçmaktadır.İbrahim Sorguç da  bunlardan bazılarını anı olsun diye alır.

                    Bir üzüntüsü vardır.İbrahim Sorguç’un birliği İzmir’e değil Bursa yönünde görev almıştır.

                   Bir ekleme daha yapmam gerekiyor.

                   Anılarında yok ama başka bir yerde anlatır:

                   “Biz Dumlupınar yani Başkumandanlık Meydan Muharebesini bitirerek yolda yürüyüşe geçmiştik.Bizim tabur yaveri elinde  bir kağıt “Dinleyin!”diye bağırıyor ve bir şeyler okuyor.Ama şu cümle  bütün askeri çileden çıkararak coşturuyordu

                   “Ordular,ilk hedefiniz Akdeniz’dir İleri!

                   Hala ilerliyoruz.”

                   İşte bu toprakları vatan yapan,bu halkı ulus yapan on binlerce kahramanlardan biri İbrahim Sorguç.

                   Hepsini rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Yayın Tarihi
27.08.2008
Bu makale 9717 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!