Antalyalı Yd. P. Tğm. İbrahim Sorguç ve 30 Ağustos Zaferi!

          30 Ağustos zaferinin 88. yıldönümünü kutluyoruz.

          Bilindiği gibi başta ABD Harp Akademisi başta olmak üzere çoğu ülkelerin Harp Akademilerinde Çanakkale Savaşı ve Büyük Taarruz ders olarak okutulur.

        

         Yine bilindiği gibi savaş öncesi tüm ordularda komutanlar toplanır ve savaşta uygulanacak taktikleri tartışır ve bir savaş planı hazırlanır ve savaşta bu plan uygulanır.

 

         ABD Harp Akademisinde tüm önemli savaşlar araştırılıp incelenmiş. Savaştan yengiyle çıkan orduların hazırladığı planlar, savaş sırasında ancak % 50 ya da 55’i uygulanabilmiş. Mustafa Kemal’in hazırladığı ve uyguladığı savaş planının savaşta uygulanma oranı % 87. Bunu belirleyen ABD  Harp Akademisi komutanları. Ve bunun için ders olarak okutuluyor.

 

         Sözünü ettiğim Antalyalı Yd. P. Teğmen  İbrahim Sorgu bey’in   anılarını yayımlandı. Kurtuluş savaşına çağrıldığı günden teskeresini alıncaya kadar geçen zaman içinde her gün günlük tutmuş. Tam 736 gün. Bu günlükleri okuduğunuzda, savaşan askerleri, savaş içinde uygulanan taktikleri günü gününe izleyebiliyorsunuz.  Büyük taarruzun geçtiği savaş alınını geç bir subayken gezip incelemiş biri olarak   bu savaşın gerçeklerini rahmetli İbrahim sorguç beyden öğrendiğimi ifade edebilirim.

 

          Büyük  taarruzun  savaş planını hazırlayan tek başına Mustafa Kemal’dir. Kuşkusuz ordu komutanlarıyla bir araya gelmiş, konuyu tartışmış ve Başkomutan olarak son kararı vermiştir. Bildiğim kadarıyla, İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve diğer komutanlar planı kuşkuyla karşılamışlar,eleştirmişlerdir. Çünkü savaş planı çok risklidir. Mustafa Kemal asıl muharebe gücünü düşmanın en zayıf noktasında toplanmasını öngörüyordu. Komutan arkadaşlarının kuşkusu da bundan kaynaklanıyordu. İşin özeti şu:

 

          Yunan ordusu Türk saldırısının Kütahya, Eskişehir ve Ankara hattından geleceğini belirlemiş ve savaş düzenini bu anlayışa göre almıştır. Yunan ordusunun en zayıf noktası Sincan ovası ve uzantısıdır. Bilindiği gibi Yunan ordusu İngiliz komutanların da önerisiyle Sincan ovası ve uzantısını tel örgülerle berkitmiş Türk ordusunun bu engelleri aşamayacağı inancına varmıştır.

 

          Mustafa Kemal Paşa bu planı tahmin ettiği ve yaptırdığı keşifler sonucu doğruluğuna inandığı için saldırı güçlerini Sincan ovası dolayında konuşlandırmıştır.

 

          Savaş alanına sevk edilen birlikleri gece yürütmüş, gündüzleri bir köy ve ormanlık alanda gizlemiştir. Hatta düşmanın en güçlü göründüğü bölgeye gündüzleri asker sevk eder gibi yaşmış, o birlikleri gece geriye çekmiştir. Türk birlikleri o kadar yoğun bir yürüyüş halindedir ki, İbrahim Sorguç bey  anılarında bu yürüyüşlerden bıktığını söyleme gereği duyar.

 

          Bakınız anılarında söylediklerine…

 

          16. ağustos 1921: “Otomatik ve diğer atışlarla meşgulüz. Hareket rivayetleri var.Karahöyük’te müddete ait cephe zammı verilecekmiş.Bordroları bile  yazılıp gitmiş.”

17 Ağustos 1921: Sabah gizli emirle akşam hareket edileceği için hazırlık yapılmasını bildirdiler. Atışlara nihayet verdik.”

 

18 Ağustos: “Gece saat birde hareket emri verildi ve Ağılönüne hareket ettik. Bu gün akşama kadar Alanönünde kaldık…”

 

19 Ağustos 1921: “Dün Cuma guruptan sonra alayımız Alanönünden hareket etti. Çay’dan geçerek sekiz saatlik bir yürüyüşten sonra   Karacaören’e vardık. Yolda uykusuzluktan ve yorgunluktan pek sıkıldık. Gündüz olunca binalara yerleştik….”

 

           21 Ağustos 1921:” …Efesultan cepheye yakınmış, askerlere harp paketi verildi.Yarından sonra  umumi taarruzumuzun başlayacağı katiyetle söyleniyor.Cenabı Hakk muvaffakiyetler ihsan eylesin.

     

           25 Ağustos 1921: “Sabah saat  10’da bulunduğumuz yerden hareketle Kutlugüney’e vardık ve tepeyi teslim aldık. Düşman karşımızda Küçük Kalecik’tedir. Bölük 1 Taşlıtepe’de ileri karakolda.

           Emir verdiler. Minlehülkerim umumi taarruzumuz 25/26 Ağustos 1921 sabah saat 4.30’da  topçu ateşiyle başlayacaktır.

           Saat 6.35’te  piyadelerimizle Küçük Kalecik Sivrisi’ne  süngü hücumu yapılacaktır. Biz 25/26 Ağustos şafaktan evel bölüğümüzle  Kutlugüney tepesinin şimaldeki fundalıklı sırtları işgal ederek  yapacağımız taarruzda himaye mevkiinde kalacak ve cenahı muhafaza edeceğiz. Bizim Tümenin sağında 8. Fırka solundan da 11. Fırka   taarruz edecektir. 25/26 Ağustos gece on neferle   keşif kolu olarak  Yeşil Tepe’ye çıkarak keşif yaptım.”

 

           Kuşkusuz anıların tümünü burada anlatmam olanaksız.Savaşın gelişimi okuyup öğrendiğimiz gibi büyük bir utkuyla sona erer.Savaşın tüm gelişimini savaşa katılan bir Yedek Subay’dan öğrenmek isteyenler (ve Antalyalılar öğrenmelidir)

 

          Özellikle sona bıraktım. İbrahim Sorguç bey İstanbul öğretmen okulunu bitirmesine kısa bir süre önce ilan edilen seferberlik nedeniyle askere çağrılır ve Filistin’e gönderilir.Filistinde savaşır ve esir düşür.

          Esaretten sonra Antalya’ya döner ve iş arar. Bu sırada Kurtuluş savaşı nedeniyle yeniden askere çağrılır. Ve savaşa giderken dediği şudur:

 

         “BU DEFA NİÇİN HARP EDECEĞİMİ BİLİYORUM.”

 

          İbrahim beyin oğlu Sayın Erdoğan Sorguç babasının anılarını kendi olanaklarıyla kitaba dönüştürmüştü .Şimdi İş Bankası Kültür yayınları bu anıları yeniden kitap olarak yayımladı.

 

          Kendi adıma bu çok önemli anıları İş Bankası Kültür yayınları kanalıyla yayımlayan Sayın Erdoğan Sorguç’a   teşekkürlerimi sunuyorum.

Yayın Tarihi
30.08.2010
Bu makale 13849 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Sayın Türkeli Rahatsız olduğum için değerli makalenizi yeni okuyabildim. Alakanıza çok teşekkür ederim. (Antalyalılar öğrenmelidir) diyorsunuz. Antalya yalnız babamın değil sinesinde yetiştirdiği daha nice kahramanların maalesef değerini bilememiş ve gereken ilgiyi göstermemiştir. Gelmiş geçmiş Belediye Başkanlarımızdan hiçbiri İstiklal Harbinde çarpışan Antalyalılar için en ufak bir araştırma zahmeti göstermemişlerdir. Eksik olmayın bir Antalyalı olarak bu görevi her zaman siz üstleniyorsunuz. Rahatsızlığım geçince sizi yine arayacağım. Selam ve sevgiler gönderiyorum. Erdoğan Sorguç, İzmir

erdoğan sorguç 14.09.2010

Sayın Türkeli, bu değerli yazınız için tebriklerimi sunuyorum. Ben de bu konularda "Kocatepe'den Dumlupınar'a" isimli bir kitap yazmış bulunuyorum. Antalya'ya geldiğinizde beni ararsanız kitabımı armağan etmek isterim. En derin sevgi ve saygılarımla...

Dr. Sadık Özen 30.08.2010

bir kilo şeker, bir paket makarna ve bir torba kömür karşılığında oy satanlar da okusunlar!

Bahadır Manyaslıoğlu - mimar 30.08.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!