BAKIŞ

Korona sonrası turizmcilere çok kısa ek tavsiyeler

HÜSEYİN BARANER

İnsanlar kendi ruhundaki destinasyonlara seyahat etmek isteyecekler. Bırakın dalıp gittiklerinde onları rahatsız edecek her şeyi engelleyin.

Aşırı hijyen değil, bilakis maddenin, malzemenin doğal, saf ve sahici hali huzur verecek onlara…

Önemsiz değerlerin bekçiliği bitiyor, insanlar kendi bekçiliklerini yapacaklar. Müsterinin kendisi ile "benim sağlığım, benim huzurum, benim sevdam, benim kondisyonum" fısıldamaları yeni ürünler için bir arayışın her gün yükselen seslerine dönüşecek çok yakın bir tarihte.

Gri renk değildir, renklerin hasta ve kederli halidir. Renk ruhun coşkusunu ateşler. Siz de işletmenizin kabuğunu kırın, içindeki gerçek rengi ortaya çıkarın; çiçek açmayan yerde ne mutluluk, ne de memnuniyet yeşerir.

Kapkaracılıktan uzak durun.

Siz de kişiliğinizle, dünya görüşünüzle müşteriye rengarenk yaklaşın, masmavi selâmlaşın, yeşil yeşil bakın. Berrak ve sade olun.

Sönük, düşük, patlak hizmet alışkanlıklarına kuvvetlice 'hayır' deyin.

Silkinin ve parlayın.

Kendinize ve amirinize „ben bu işin en iyisini yapacağım“ deyin. Kendinize söz verin, sektör adına and için ve yapmaya hemen başlayın. Siz istedikçe imkanlarınız artacak, engeller azalacak, hizmetiniz güçlenecek, müşteri memnuniyetiniz artacak.

Sosyal mesafede asosyal kalmayın. Nitelikli espri kabiliyetinizi artırın. Gözlerinizin içine ışık yükleyin. Yüzünüzü çevirdiğiniz insanı aydınlatın.

Pusuda yatmayın, tuzakta beklemeyin, çukur kazmayın, zarf atmayın.

Temiz çocuklar grubuna katılın.

Aşırı dürüst olun; bakın hiç bir beden ağrınız kalmayacak, kara zeytin bile size bonfileden daha tatlı gelecek. Dürüstlerin elleri tatlı olur. Demledikleri çayları şekersiz içebilirsiniz. Bal gibidir…

Personel sadece eğitim ile yeşermez. Onları sevdiğinizi, saydığınızı belli edin. Onlarla çay saatleri düzenleyin, dertleşin. Karşılıklı sevgi ve saygı hizmet kalitesinin en rafine yağıdır. Ancak o zaman hizmet tertemiz ve kusursuz akar bir tek bardak, bir tek tabak bile kırılmadan, bir bakarsınız işletmede bir ahenk başlar gider herkes şaşırır. Müşteri de bu otel içi dost durumu hisseder, o da çok mutlu olur, sevinir…

En alttakileri korumak insanı yukarıya çıkarır, yüceltir; en üsttekilere aşırı yalakalık insanı aşağıya çeker, yere düşürür.

Seçim sizin!

Hergün ayaklar altında 'en büyük benim!" diyeceğinize, gönüllerin üst kat localarında sade bir yer kapın kendinize. Kendinizi çok iyi hissedeceksiniz o zaman, yaslanın hayatin filmini gönül rahatlığı ile izleyin.

Karakter hijyeninizi artırın.

Sizi etkileyen, "ben de onun gibi olmak istiyorum!" dediğiniz parlak turizmcilerin, kanaat önderlerinin, duayenlerin geçmişine bakın, kaç insana faydası olmuş, kaçına zarar vermiş? Hak çalmış, emek gasp etmiş mi? Yalancı mı, doğrucu mu, her devrin adamı mı? Topluma, sektöre fedakâr mı? Hayatında kimi savunmuş, neyi korumuş bir inceleyin.

Ona göre ilişkinizi düzenleyin, hayranlığınızı yeniden formatlayın, hayal ve beklentiletinizi güncelleyin.

Herkese kanmayın.

Unutmayın, bilgi ve tecrübe sadece namuslu ve temiz adamların elinde sizi nihai neticeye vardıracaktır.

Kendinize mütevazi, çevrenize bonkör olun.

Hayvanlar sizi görünce size doğru koşsunlar, insanlar sizin geldiğinizi farkedince size doğru yaklaşsınlar. Yolda yürürken çiçekler yüzünü size dönsün. Güller ağlamayı bıraksın. Bunu hayatta mutlaka başarın. Yoksa bu dünyadan göç ederken yaşadım diyemezsiniz.