Gerek siyasette, gerekse ekonomide dünyamız yeni bir akla, yeni bir disipline, yeni bir paradigmaya kilitleniyor.
Verimlilik/yenilikçilik + geçiş/bağlantı kabiliyeti
Dünyamız bir değişim ve dönüşüm atölyesine dönüştü, her şey masaya yatırılıyor, değerler yeniden ölçülüyor. Birikimler ve tecrübeler yeni sistemlere uyarlama ve ayarlama hareketliliği içinde akort edilirken, şirketler arası ortaklıkları veya pazar payı paylaşımlarındaki iniş çıkışları da beraberinde getiriyor.
Zamanın Ruhundan, zamanın algoritmasına geçişi yaşıyoruz.
Yaşlı dünyamızın yenilikçi ruhlu, algoritmik bakışlı genç görünümlü müteşebbisleri bir tarafta üstün ürüne erişmek için çabalarken; aynı anda esas hedef olan kârlılık arttırma çalışmalarını dijital dönüşüm ve yapılanma ile iş proseslerini ağırlığını ve yoğunluğunu azaltıp hızlandırarak giderleri aşağıya çekerek üretimi ucuzlatıp rekabet gücünü artırmak istiyor.
Tüm sahalarda mevcut yapılar ve varlıklar için yeniden güç ve etkililik tespiti yapılıyor:
Siz ne derseniz deyin! Pazardaki yeriniz hiç ummadığınız anda aniden kayabilir, piyasa iddialarınız ve değeriniz yere düşebilir.
Büyük isminiz de olsa; " ben yüzyıllık şirketim” de deseniz, “milyonlarca müdavim müşterim var, onlar bana yeter” diye haykırsanız da kurumunuzun geleceği için bakışınızı değiştirmenin tam zamanı.
***
8. Resort kongresinde sahip olduğumuz sektörel doğrularımız, kullandığımız geleneksel büyüme araçları ve kârlılık hesaplama geleneklerimiz, müşteri talepleri doğrultusunda ürünlerimizin niteliği - fiyatlandırılması ve bunların küresel dijital marketlerin algoritma kalelerindeki pozisyonlaşması, kodlanması - online geçiş ve bağlantıları gibi konuları tartışırken konuşmacıların getirdiği önerilerin hızla değişen dünyanın pazar dinamiklerine ve gerçeklerine geç kalmadan uyum sağlayıp sağlayamayacağı sorusu hiç beklenmedik bir yerden geldi:
Antalya Valisi Münir Karaloğlu Antalya’da tam bir turizmci olmuş, salondaki yüzlerce turizmciye haykırarak yaptığı heyecanlı konuşmada bence sektörümüze de en önemli soruyu o sormuş oldu.
Vali, “ arkadaşlar bu konuşulanların içini doldurabilecek miyiz?” diye sorduğunda salon tamamen sessizliğe büründü.
Karaloğlu, “Dijital platformlardan otelini yer hizmetlerini alabildiği sistemi geliştirebilecek miyiz, yapay zekayı turizme aktarabilecek miyiz?
Turizm sektöründe sürekli hareket halinde olmamız ve yenilenmek gerekiyor" derken salonu devamlı bir güleç bakışla süzerek "Turizm 4.0'ı yakalayabilecek miyiz, içini doldurabilecek miyiz, rakiplerimize baktığımızda daha geride olduğumuz bireysel tercihi artırabilecek miyiz? Antalya'da kamu, yerel yönetimler ve sektörün dünyaya örnek olabileceği işbirliği içerisindeyiz; Gelişmeler o kadar hızlı ki takip etmek, anlamak doğru önlemleri almakta zorlanıyoruz” derken salondan büyük alkış alıyordu…
Turizm sektörü dijital dönüşüme hazır olmalı
Toplantının açılış konuşmasını yukarıdaki başlıkla yapan AKTOB Başkanı Dr. Erkan Yağcı zaten mükemmel bir konuşma ile zirveyi açmıştı.
Tüm sektörel doğru ve yanlışlarımızı özetleyerek mutlaka yapılması gerekenleri de bir bir sıraladı:
Erkan Yağcı’nın konuşmasındaki “Türkiye’deki gelişmelerin yanında dünyada neler oluyor ona da bakmalıyız. Endüstri 4.0 ve Dijitalleşen turist profiline hazır olmalıyız. Dijital çağa ayak uydurmalıyız. Akıllı seyahat dönemine girdik artık. Otellerimizi hazır hale getirmeliyiz” Dünyadaki dijital gelişmelerin otellerin büyüleyici, kişiselleştirilmiş, sorunları anında çözen tesisler haline getiriyor; Türk turizminin bu dönüşüme hazır olduğunu, bilgi birikimi ve hizmet anlayışının buna uygun” sözleri salondaki heyecanı daha da artırdı.
AKTOB Başkanı konuşmasından sonra yabancı misafirlere 2019 yılının olumlu satış raporlarından cesaretlenen bazı turizmci arkadaşların kriz yıllarında rafa kaldırdıkları projelerine birer birer yeniden göz attıklarını, masaya yatırdıklarını tartışıyoruz.
Çayımı yudumlarken “Küresel rekabetin dijital ortamında biz Türk turizmcileri olarak halen mevcut uluslararası markaların ve oyun kurucuların sadece tedarikçisi veya kullanıcısı olarak kalmak istemiyoruz" dedikten sonra şu soruyu ortaya attım.
Gerçekten ‘Türk Turizm Ürünlerinin Gücü’ ve Antalya’daki sektörel bilgi yoğunluğu ve konsantrasyonu Türk şirketlerini dijital pazarlama piyasalarında ürün tedarikçiliğinden global sunuculuğa da taşıyabilir mi?
Söylediklerim pek inandırıcı gelmiyor yabancı dostlara, "dijital yatırımlarda ve online markalaşmada geç kaldınız, artık bu iş çok büyük paralar ile ayakta tutuluyor, Türkiye'de henüz böyle bir finans yapısı olan kuruluş yok" diye cevap veriyorlar .
Diğer ülkeler 20 yıl önce dijital online yatırımlarını turizmde başlatmışlar .
Resort kongresinde büyük bir beğeni ile dünyanın en önemli yatak bankalarından biri olan Hotelbeds‘in İspanyol kökenli patronu Joan Vila’yı tüm katılımcılar pür dikkat dinledi. Hotelbeds İspanyolların Mayorka Adası’na üs kurmuş ve oradan dijital ortamda her gün 180 ülkenin otel odalarını dünyadaki alıcı sistemlere yüklüyorlar, yada sistemlerinden geçiş vererek yüz binlerce B2B seyahat acentasına pazarlıyorlar .
Vila’nın konuşmasını dinlerken, kendimizi zorlarsak yeni yatırım ve teşvik modelleri ile Antalya turizmde dünyanın en önemli dijital ve online programlama, kodlama ve küresel ürün bankacılığına ve satış merkezine niye dönüşmesin diye düşünüyorum ve kendime soruyorum: gerekli bilgi, know how ve tecrübe Antalya’daki şirketlerimizde fazlası ile var, zaten bir çok Antalya merkezli şirketimiz yurt dışındaki önemli sistemlere Antalya’dan online ortamda hizmet ve destek veriyorlar .
Belki serbest bölge statüsünde yeni bir “Slikon Valley” benzeri bir merkezi Perge’nin sırtında bir yerde ismini "@Pergetivity" koyarak "P"harfinin produktivitenin baş harfi olarak simgeleyerek küresel turizmde yeni kodlama pazarlama merkezi yaratabiliriz” diye düşünüyorum.
Bu iş zaten dünyanın her köşesinde çok hızlı büyüyor; şu an bile 2018 yılında küresel online sistemlere ürünlerimizin kalitesi, cazibesi ve üstünlüğünün yarattığı piyasa talebinden dolayı 2 milyar Euro komisyon ödemiş veya kazandırmış olacağız..
Üstün ürünü üstte tutma devri başlıyor.
Kullanıcılıktan üreticiliğe geçiş ile kontrolü bizde olacak 24 saat 7 gün üstün ürünlerimizi üstte tutacak algoritma hesaplamaları ve kodlamaları ile küresel pazarların içinde yer kapma savaşımız için kafa yorduğumuzu izlemek beni esasında fazlası ile memnun ediyor...
Hayal ötesi geleceğe şimdiden kendimizi ancak bu konular ile yatıp kalkarak hazırlayabilir, “seyircilikten, kullanıcılıktan kurtulup, üreticiliğe geçebiliriz” diye umutlanıyorum.
Arkadaşlar duymuyor musunuz? Gelecek şimdiden kapımızı çalıyor!
Bugün sekizincisine katıldığımız Resort kongresinin onbeşincisine katıldığımızda önemli dergi ve gazetelerin yayımladığı
‘Future Timeline’ (Gelecek çizelgesi) ne baktığımızda
- 5G devreye girecek.
- UHD TV standart olacak, Hologram TV tanıtılacak.
- Hindistan Çin’i geçerek dünyanın en kalabalık ülkesi olacak.
- Dubai’de uçan taksiler kullanılacak.
- Beyne yerleştirilen implantlar ‘unutulmuş anıları’ geri getirecek.
- Bitcoin ile ortaya çıkan Blockchain teknolojisi ödemelerde tüm dünyada standart olarak kullanılacak.
- İnternetten kıyafet modelleri indirilip 3D yazıcılarda üretilerek giyilecek.
- TV yayınları tamamen internet üzerinden yapılmaya başlanacak.
- Deniz ürünlerinin tamamı kültür balıkçılığı ile üretilecek.
- Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’yı temsil eden BRICS, ilk kez G7 ülkelerini geride bırakacak.
- Avrupa’nın en eski medyasına sahip olan İngiltere’de ‘baskı gazete’ tamamen ortadan kalkacak. Varlıklarını internette sürdürecekler.
- Süpermarketler başta olmak üzere kasiyer ve tezgahtarlar robot olarak gerçekleştiğini biliyor , yaşıyor ve tartışıyor olacağız .
Resort Kongresinde yapılan konuşmalar ve sunumlar, önümüzdeki yerel seçim için ismi kesinleşen ilk aktörlerin vaatleri, uluslararası rekabet- finansman, amartisasyon ve müşteri memnuniyeti çerçevesinde sürdürülebilirliğin her alanda zarureti: artık verimli olmayan çalışmaların çöp üretmekten başka hiç bir anlam taşımayacağını tüm katılımcılara çok net olarak hissettirdi.