CESUR KALEM

Oyun İçinde Oyun!

Ülke uzun süredir iyi yönetilemiyor.  AK Parti iktidarı kuruluşunda gösterdiği başarılı ve reformist çizgiyi kaybetti.

Uzlaşmacı tavrı da…

Sürekli siyasette öfke dilini kullanmayı tercih eden iktidar cenahı, seçmenlerini bir arada tutma ve etkili bir propaganda ile halkı etkileme stratejisini sürdürüyor. En iyi savunma, saldırıdır” misali…

Bunun için elinde yeterince medya gücü var. Bu sayede yapılan birçok seçimlerde başarılı neticeler elde edildi. Lakin son yerel seçimde İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesi dramatik bir kırılma noktası oldu.

Gemi su almaya başladı.

Halkın verdiği mesaj doğru algılandı mı?

Bunda pek emin değilim. Hatalar zincirleme devam ediyor. Siyaset anlayışını ve yönetim zihniyetini değiştirmesi gereken iktidar;  “İnadım inat…” ve Bildiğim bildik…” usulü yoluna devam ediyor.

Halkla zıtlaşarak…

İktidar kanadı eleştiri kabul etmiyor. Hâlbuki eleştiriler hatalardan dönülmesini ve yanlış kararların düzeltilmesini sağlar.

 

Korona salgını ve akabinde ekonomide görülen daralmalar… İktidar cephesinin toplumsal desteğini azaltıyor. Muhalefet mi güçleniyor?

“Hayır.”

Uygulanan yanlış politikalar neticesi ekonomide ve diplomaside görülen sorunlar ağırlaştı. Dış dünyada yalnızlaştık. Ekonomi ise sos veriyor. İşsizlik çığ gibi büyürken, esnaf feryat ediyor. Bu konuda DEVA Partisi lideri Babacan’ın özellikle ekonomi noktasındaki görüşlerinin dikkate alınması gerektiğine inanıyorum.

Ana muhalefet çözüm önermesi gerekirken, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a laf yetiştirmekle meşgul. Onlar da bilirler ki; Erdoğan siyaset ve söz ustasıdır.  Bu yönü ile baş edilmesi güç bir liderdir! Siz gelin, halkın gönlüne girmeye çalışın! Daha iyi yöneteceğinize dair halka güven verin ki, seçimlerde oyunuz artsın.

 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, koalisyonlardan kurtuluş gibi gösterilirken, çok parçalı iki siyaset bloğu yarattı.

Belki de üçüncüsünü…

Bu iki bloklu sistem sayesinde, iktidar seçimi kaybetme ihtimalin ciddi olarak düşünüyor. Bu nedenle, blokları yeniden düzenleyerek seçimi kazanma derdine düştü. Çünkü AK Parti ve MHP oyları yetmiyor.

Hedef İYİ Parti mi?

İYİ Parti lideri Meral Akşener’e, “eve dön” çağrısı boşa yapılmadı. Zillet ve illet suçlaması aniden milli ve yerliye niçin dönüşsün?

MHP kan kaybederken… İYİ Parti;  muhalefet performansı ile yükselişte görünüyor.  Saadet ve Demokrat Parti ise iktidar cephesinin ilgi odağında hazır bekliyor.

 

Zamanında “yalın gerçeği” göremeyenler, yapılan iyi işlerin de gölgelenmesine neden oldu.

Toplumsal realiteler ve akıl devre dışı bırakılır, sorunları stratejik bir bakış açısı ile çözüme gidilmezse… Olacağı budur. “Eş dost akraba kayırıcılığı gemiyi batırıyor… Devlette kariyer ve liyakat yerine, biat ve sadakat öne çıkıyor...” diye feryat eden dostların seslerine kulak tıkanırsa… Başka bir sonuç beklemek hata olur.

Ve bu yanlış zemin üzerinde siyaset inşa etme işi hala sürüyor. Sorunlar ağırlaştıkça hırçınlaşan iktidar, siyaset dilini de ağırlaştırdı. Kim eleştirirse…“Hain!”  Ucuz ve kolay bir suçlama…  

Kantarın topuzu iyice kaçtı.

“Muhalefeti ya da iktidarı “hain” diye suçlamak bizde yüz yıllık bir siyasi hastalıktır.” Bir türlü siyaseti rekabet olarak göremedik.

 

Millet ittifakı içinde veya muhalefet cephesinde bir çatlamanın veya çatışmanın kendi oylarının artışını sağlayacağını zannediyorlar.

Bu anlayışa göre muhalif kanadın iki zayıf noktası var. Biri, terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyamayan HDP… Diğeri ise, “Dostlarımızla iktidara geleceğiz” diyen, Millet İttifakı’nda uzlaşmacı siyaset tarzını benimseyen, CHP lideri “Bay Kemal!”

HDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme gelecek mi? Söylemlere bakılırsa, öyle görünüyor. Lakin siyasette 24 saat fazla bir zamandır. Her şey olur. Dokunulmazlık konusunda sürprizlere açık olun!

Bu girişim Millet İttifakında bir çatlağa yol açar mı? CHP, bu girişime karşı çıkarken, tabanın tepkisinden çekinen İYİ Parti’nin kabul oyu vereceği varsayılıyor.  Muhalefet blokunda bir bölünme… Otomatikman iktidar blokunu güçlendirecektir.

Öngörülen sonuç!

İYİ Parti sözcüleri, fezlekenin içeriğine bakıp, ona göre karar vereceklerini ifade ediyorlar.  Külliyen “evet”, külliyen, “hayır” kararı vermeyecekler. Anlaşılan o ki, suça bakacaklar.

Doğrusu da budur.

İYİ Parti lideri oyunu görmüş… İktidar cenahı için; “Şova imkân vermeyiz” demiştir. Bahçeli’nin İYİ Parti’ye yönelik girişim ve sözleri ise halkta ters tepki yaratarak, İYİ Parti’yi güçlendirmektedir.

Kısaca, Millet İttifakı blokunda olmasının sebepleri değişmedikçe… İYİ Parti’nin siyasi duruşunu değiştirmesi beklenmemelidir.

Torbada, “Hayır” kararı çıkarsa sürpriz olmaz!

 

Dokunulmazlığın kaldırılması eski defterleri açacak… İki çözüm ortağı AK Parti ve HDP karşılıklı restleşecektir.

Özellikle, “Dolmabahçe Mutabakatı…” Ve Pervin Buldan’ın mecliste iddia ettiği HDP’ye verilen sözler… Abdullah Öcalan’a mektup yazdırılan mektup… Osman Öcalan’ın TRT ekranlarında boy göstermesi…

Çok konuşulacak çok!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin': "HDP acil olarak kapatılsın!" söylemine

AK Parti genel başkan V. Numan Kurtulmuş : "Parti kapatmalarının Türkiye'de olumlu sonuçları görülmedi" cevabını verdi.

Parti kapatılabilir mi?

Siyaseten değil ama yargı kararı ile şartlar oluşursa… Tabi ki, kapatılır. Lakin parti kapatma; 2014 yılında AK Parti’nin teklifi ile çıkarılan bir yasa ile oldukça zorlaşmıştır.

O halde, HDP topu... Millet İttifakı’nı ayrıştırmak için mi oynanıyor? Akşener’in dediği gibi sorunu çözerse, “Kapatın Gitsin!”

Elinizden tutan mı var?

Bence… Bazı HDP vekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak olay kapanacaktır.

 

Ülkenin rasyonel ve bilimsel çözümler gerektiren sorunları var. Onların düşünülmesi, konuşulması ve yeni politikalar geliştirilmesi gerekir.

Siyaset,  “hain, ihanet, dış güçler, ajanlar, terbiyesiz adam, cibilliyetsiz, terör işbirlikçisi, alçak” gibi sert söylemlerle birbirini yerken… Demokrasi, hukuk, insan hakları ölçütlerinde geriye gidiyoruz.  Refah düzeyimiz ise düşüyor.

Bu siyaset tarzına gelişmiş ülkelerden ziyade, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde rastlanılmaktadır. Başta da Orta Doğu ülkelerinde… Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesi gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur.

Yeni “İnsan Hakları Eylem Planı” dertlere deva olur mu? Bazı maddeleri kulağa hoş geliyor. Uygulama nasıl olacak?

Muhalefetin iddia ettiği gibi, Batıya şirin görünme gayretleri olmasın!

“20 yıllık iktidara rağmen, niçin yapmadınız?” Diye soruyorlar.

 

Türkiye sorunlarını özgürce konuşan, medeni bir şekilde tartışan, eleştirilerini nezaket ölçüleri içerisinde yapan ve siyasi olgunlukla karşılayan bir ülke olmak durumundadır.

Kim daha fazla vatansever ya da inançlı? Bunun ölçen bir alet de yoktur. Siyasetin konusu da değildir. Birlik ve beraberliğimizi koruyalım. İçimizdeki hainlere karşı çarpıştığımızı sanarak birilerini Ağrı Dağı’nın Zirvesi’ne çıkarıyoruz.

Davayı dağın eteklerinde bırakarak…

 

Yayın Tarihi
07.03.2021
Bu makale 3753 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!