Türkiye ne zaman kendi içinde gerilse eş zamanlı olarak diğer bir gerginlikte sınırlarımızda yaşanıyor.
Şimdi Ermenistan sınırı konusu soydaşlarımız Azeriler ile aramızı açacağa benziyor.
Türkiye Ermenistan ile olan sınırını açacak mı?
Tam bu sorunun dünyanın gündemine oturduğu ve kitleler tarafından sorulmaya başladığı bir zamanda yolum Azerbeycan'a düştü. 5-6 gündür bu kardeş ülkedeyim.
Bu yazıyı hızlıca pazartesi sabahı Genca'daki kaldığımız Genca otelinde yazıyorum:
16-18Nisan tarihlerinde Bakü'de Haydar Aliyev Spor ve Sergi Merkezi'nde gerçekleştirilen 8. uluslararası turizm Fuarı'na katıldıktan sonra ülkeyi batıdan oğuya, kuzeyden güneye kadar gezdim. 22. Nisan'a kadar Azerbeycandayım.
Her Türk turizmcisi bu ülkeye gelmeli, bu kardeş ülkeyi tanımalı..
Siyasi konuları bir kenera bırakarak önce şunu hemen söyleyeyim.
Bana göre: Bakü yapılan yatırımlar bittiğinde Monte Carlo'yu geride bırakabilir.
Bilmeden buraya gelenler bu muhteşem şehri görünce şaşırıyor; Yapısal mimari zenginliğin yanında Opera'dan Bale'ye, Mugam müziğinden senfoni müzik'i icra edilen salon ve binalar şehri ziyaret edenlere ayrı bir tad veriyor.
Yakın bir tarihte bir çok yeni sanat ve kültür merkezleri devreye girecek:
Hilton, Four Seasons ve Mariott açılmak üzere: Diğer 5 yıldızlı oteller projelendiriliyor. Bakü'nün sahildeki kordonu tam 34 kilometreye uzatılacak; alışveriş merkezleri, spor kompleksleri bisiklet ve yürüyüş yollarıı, müze ve galeriler ile süslenecek.aydınlatılarak Hazar'ın boynuna parlayan bir kolye gibi takılacak.
Sırada devasa projeler var:
Bakü İç Asya'nın yıldız kenti olmaya aday...
Danimarkalılar Hemen Bakü'nün karşındakı Nargin adasına 4,5 milyar dolarlık turizm yatırımı yapmak istiyorlar, CO2'den arınmış doğal malzemelerden yapılması düşünülen Nargin Island projesi Dubai'nin sanal Palm adalarının hatalarını yapmak istemiyor:
Salt para kazanma ruhu ile yapılan yatırımlar zaman içersinde kendisini zehirliyebiliyor: Bunu Azeriler biliyor:
Biz turizmciler gelecek için doğru tahminler yapmak durumundayız. Değişen turist profilini ve destinasyonların cazibe barometresinide doğru takip etmek mecburiyetindeyiz.
Şunu zaten biliyoruz:
Destinasyonların turistler üzerindeki 'çekim güçü' gelecek yıllarda yer değişterecek.
İlginin azaldığı, ilginin arttığı noktalar turizm hareketinin istikametini belirleyecek.
Bakü'nün yüksek turizm potansiyeli var:
Bakü hem coğrafı konum hemde mevcut kentsel altyapısı ile dikkat çekiyor:
Tarih ve kültür dokusu son derece olgun. Sanatsal çalşmalar çok yaygın: Bakü bölgesi muhteşem doğa zenginliğine sahip: Turizmin birçok çeşidi için doğal olanaklar son derece bol.
Bakü bir huzur şehri:
Çeşitli halk ve dinlerin temsilcilerinin bir aile gibi bu Avrupai kentte huzur içinde yaşıyor.
Küresel turizmin yeni yapılanmasında ve yeni destinasyon arayışında Bakü hızla kendine bir yer edinecek: Başşehir Bakü'de yatırımlar tamamlandıkca gelecek on yılın kazananlar listesinin ön taraflarına doğru kolayca ilerleyecek..
Azerbeycan başta Bakü olmak üzere şimdiden İç Asya'da Avrupai kültür ve lifestyle arayanların adresi olacak yeni bir destinasyon olarak karşımıza çıkıyor: Artık Avrupa'dan sıkılan ve bıkan zengin Arap, Hintli ve İranlı turistlerin u ülkeye duyabileceği ilgiyi eklersek; bu çoğrafyada ciddi bir turizm potansiyelinin oluşacağını görüyoruz.
Bu konular üzerinde Alman, Fas, İranlı turizmci ve yatırımcılar ile Fuar alanında Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanı Ebulfez Garayev ile bir toplantı gerçekleştirdik:
Azerbeycan önemli: Sadece Türkiye için değil..
Bu toplantı için Almanya Federal Hükümeti Turizm Yetkilisi Ernst Hinsken'ide taa Bakü'ye göndermiş: Hinsken Azerbeyca'nın Almanya için çok önemli bir ülke olduğunu vurguluyor ve Hazar Deniz'i kenarındaki bu ülkedeki gelişmeleri yakından izlediğini söylüyor.
Turizmciler aramızda konuşuyoruz:
Ben Bakü'nün kıtalar arası yeni bir multi destinastion başlangıç noktası olabileceğine inandığımı belirtiyorum: Daha da önemlisi gelir düzeyi hızla artan İç Asya vatandaşları için Bakü yeni bir weekend, citybreak, shopping ve sağlık, wellness ve eğlence adresi olabileceğini vurguluyorum:
Azeri bakan Garayev aksansız ve akıcı ingilizcesi ile büyük özgüven içersinde:
“ Gecen yıl 2 milyon turist sınırına yaklaştık. Ülkemizde otel yatırımlarını hızlandırdık. Son birkaç yılda 120 otelden 300 otele çıktık. Turizmde kobi yatırımlarına büyük önem veriyoruz. Eğitimi çok önemsiyoruz. Hedefimiz 5 milyon Turist” diyor..
Sonra standları geziyoruz:
En büyük standı Türkiye ile THY müşterek olarak kurmuşlar:
Azerbeycan'da sloganımız:
Arka planda Türk motifleri olan büyük bir poster üzerinde Tülin Şahin Türk kahvesi içerken Azeri dostlarımıza şu çağrıyı yapıyor:
“Sevecak çox şey, yaşanacaq cox şey; Evezsiz bir fürsat, bir kere bu hissi yaşayan onu sevacak. Gez-dolan İstanbulu..”
Turizm fuarı daha çok küçük. Fuardan çok bir kasaba sergisine benziyor. Fuarcılık konusunda da ciddi imkanlar görünüyor bu ülkede..
2. gün büyük Azerbeycan turuna çıkıyoruz.
Azerbeycan hızla altyapı yatırımları yapıyor. ülke bir insaat alanı gibi, herşey elden geçiriliyor, sağlamlaştırılıyor, yenileniyor, temizleniyor, yollar genişletiyor.
Azerbeycan'nın dört tarafında yeni oteller açılıyor. Bir çoğunda Türkler söz sahibi. Bu ülkede sektörümüzün yarattıği 'Türk Turizm Know How'su büyük itibar görüyor.
Gördüğüm kadarı ile Azerbeycan'da gerçek atılım Dağlık Karabağ sorunun halledilmesinden sonra gerçekleşecek:
Güzel beklentilerin yanında siyasi tehlike ve gerginlikler mide ağrıtıyor, korku veriyor..
Zira şu an Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini Ermenistan'ın işgal altında tutması 1 milyon Azerbaycan vatandaşının göçmen durumuna düşürüyor. Buda Azerilerin hareket alanını daraltıyor.
Bu günlerde yazık ki yeniden: Kafkaslar santranç tahtası gibi: Dünya güçleri AB, ABD, Rusya'nın nihai emelleri tam olarak bilinmiyor:
Kafkaslar zarar almadan tehlikeleri aşabilecek mi?
Ne olur, ne biter bilemiyoruz.
Görünen o ki ; Ermenistan Türkiye'ye ABD üzerinden baskıyı artırdıkça, Azerbeycan da aynı hızla Rusya'ya yaklaşıyor.
Barack Obama barış konusunda ilk gerçek sınavını Kafkaslarda verecek:
Dünya çok dikkatli olmalı:
Yanlış bir politika buraları kolayca 50 yıldır yanan Ortadoğu'ya dönüştürebilir.
Dünya durmuyor: Bir tarafta tehlikeler, diğer tarafta yeni fırsatlar ve projeler:
Siyaseti bir kenera koyacak olursak 'Hazar Turizmi'nin iki rakibi belli oldu:
Doğu tarafında Avaza ile Türkmenistan, Batı tarafında Bakü sahilleri ve Nargin adası ile Azerbeycan.
Bu iki ülkede Türk turizmine gıpta ile bakıyor.
Neft bitince (Petrol) ikinci işimiz turizm diyen Hazar Denizin iki zengin ülkesi Azerbeycan ve Türkmenistan'ın dev turizm projeleri var: Bazıları daha çekmecelerde, bazıları proje olarak açıklandı, bazılarıda Kafkaslardaki son siyasi duruma bağlı olarak olarak hayata geçirilecek...
Kasım 2008 'de Turkmenistan Cumhurbaşkanı Qurbanguli Muhammedov'un Berlin ziyaretinde bazı toplantılara bende davetli olarak katılmıştım: Türkmenistan'ın Hazar Denizi kıyısındaki Avaza kentini Dubai yapma arzususunu yapılan sunumlarda görmüştüm: Ve Türkmenler Almanlara'da açıkca ifade ettiler: Avaza'da turizm yatırımı yapan kurumlara diğer sanayi yatırımlarında öncelik tanınacak..
Hazar denizi bölgesindeki turizm yatırımları gelecek yıllarda Türk turizm sektörü ile çok yakından bir ilişki ve organik bir bağlantı içersinde olacak.
Artık bir dünya devi haline gelen Türk otelciliği, seyahat acentacılığı, tur operatörlüğü, Hava yolu işletmetciliği bu ülkelerin gelişmesinde, tanınmasında önemli rol oynayacaklardır.
Yeni yatırımların karlı bır şekilde geri dönüşümüne bence dünyanın en çalışkan ve üretici Türk otel satış ve pazarlama müdürleri sağlayacaktır:
Özelikle şunu belirteyim:
Körfez ve Hazar Denizi Turizm Ülkelerinin ürünlerinin dünyanın her köşesinde daha iyi bir şekilde pazarlanabilmesi için Türk satış müdürlerine ciddi ihtiyaç olacak:
Yatırımcılar buralarda da sadece netice istiyor: Neticeyide başaralı pazarlama sistemleri, pazarlama bilgisi, tecrübesi ve ağı sağlıyor.
Buda bizim ülkemizde Avrupalılardan daha çok var.
İngiliz, Alman, İspanyol ve diğer pazarlamacılar bizim Türk arkadaşların yanında yaya kalır...Onlar ülkelerinin gücü ile pazarlama becerisi elde ettiler, biz Türkler ise şahsi yetekneklerimiz ile olmayan piyasaları bile harakete geçirdik.
Kimse Türkleri bu konuda küçümseyemez. Ve ileride bu pazarlama işinde Türkler daha küresel bir pazisyon alacak.
Bu konuda bazı pazarlama müdürleri arkadaşlarım ile çalışmalarım var:
Ama ilk önce:
Çeşitli halklardan, kültürlerden, dinlerden, dillerden oluşan bu 'Kafkas Mozaik'ine barış ve dostluk tam olarak geri dönsün..
Gerisi kolay!
--
Hüseyin Baraner
Managing Director
TRAVEL NETWORK
Turizm Araştirma ve Strateji Merkezi
Zerdalilik Mah.,Burhanettin Onat Cad.No: 74/9, 2nci Ateş Apt.
Antalya/Türkiye
+90 0242 321 64 11 Fax: +90 0242 321 64 11 /
Mobile: +90 532 5570459 /+49 177 8387972
hbaraner@gmail.com baraner@baraner.com
www.tourexpi.com www.baraner.com, www.trav.io