CESUR KALEM

İstiklal Saldırısında Duyulan Şüpheler!

Bu haftaki yazımda, daha önceki yazımın devamı niteliğinde olan “Siyasi Gaslighting” konusuna değinecektim. Lakin gündem yine değişti. İstanbul’da 6 canımızı yitirdiğimiz, 81 kişinin yaralandığı bir bombalı saldırı eylemi ile sarsıldık!

Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki kanlı eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen Suriye uyruklu terörist Ahlam Albashir, üzerinde "New York" yazan bir kıyafetle kıskıvrak yakalandı. "Gerçek katilin adı teröristin üstünde yazıyor" diye duygusal paylaşımlar yapıldı. Yani ABD, teröristin giydiği tişörte “ben katilim” yazmıştı!

Bu eylemde zanlının kısa zamanda yakalanması MOBESE sisteminin ve polisin bir başarısıdır. O halde polis, kısa zamanda eylemciyi yakaladığına göre, eylemci hakkında yeterli bilgilere sahip midir? Bilmiyorum ama kanaatimce, "eylemci kadına yönelik istihbarat takibi bulunduğu" bilgisi akla ve mantığa uygun bir varsayımdır.

“Takibe rağmen eylemcinin gözden kaçırıldığı ve eylemin gerçekleştiği” iddiası, polisi suçlayıcı bir veri olarak kullanılamaz! Polis de bir insandır! Şüpheliyi gözden kaçırmış olabilir. Ya da örgütün tüm unsurları ile birlikte ele geçirilmesi için planlı bir istihbarat operasyonu da düşünülmüş olabilir.

Ancak asıl başarı, teröristin eylemi gerçekleştirmeden önce yakalanması veya sınırda kıskıvrak ele geçirilmesiydi. Giden canlar geri gelmediği gibi eylemin bıraktığı tahribatlar da kolay unutulmuyor! Patlamanın asıl etkisi ölü sayısından çok arkada kalanlarda görülmektedir.

Terörist kadının, PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiği, Afrin-İdlip üzerinden Türkiye'ye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığı ve söylenene göre 4 aydır İstanbul’da bir tekstil atölyesinde çalıştığı dikkate alındığında; bu terör olayının çok karmaşık bir hazırlık döneminden sonra gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Teröristi ülkeye sokan, eylem yerinin istihbaratını ve keşfini yaptıran, patlayıcıyı sağlayan, kalacağı evi ve işi bulan birileri mutlaka vardır.  

Bir terörist, 1150 km yolu elini kolunu sallaya sallaya nasıl geçti, serbestçe İstanbul sokaklarını serbestçe nasıl dolaştı? Meral Akşener bu hafta ki gurup toplantısında yaptığı konuşmada:  "Devlet teröristlerin ayakkabı numaralarına kadar bilir doğru, ama iktidar da bu teröristleri daha sokağa burnunu çıkardığı zaman yakalar, sınırların kevgire dönmesine engel olur" diyerek, Süleyman Soylu ’ya göndermede bulundu.

Her önüne gelen, it, kopuk, terörist elini kolunu sallayarak sorgusuz sualsiz ülkeye girerse olacağı budur. Polis ne yapsın?

Meslek hayatı boyunca çeşitli terör eylemleri ile karşılaşmış, değerlendirme yapmış ve mücadelenin içerisinde bulunmuş biri olarak diyebilirim ki; eylemin gerçekleştirilme şeklini biraz "acemice" buldum. Bu eylem, PKK veya PKK/PYD gibi terör örgütlerini işaret etmekle birlikte bazı şüpheleri de içerisinde barındırmaktadır. O nedenle hala bu eyleme temkinli ve mesafeli yaklaşma gereği duyuyorum. Zira PKK, genelde bu tür eylemlerde “canlı bomba” kullanmakta ve böyle sansasyonel bir eylemi hemen üstlenmektedir.

Ayrıca bu eylem sonrasında içişleri Bakanı Soylu’nun çelişkili ve inandırıcılıktan uzak açıklamalarını doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Bu tür eylemlerde soruşturma ve kovuşturma bitine kadar konuşulmaz ve gizlilik kararına herkes uyar. Anlaşılan Mersin Polis Evi eyleminde gerekli dersler çıkarılmamış!

Biz ona buna değil, devletimizin yetkililerine inanmak isteriz! Lakin geçmişte meydana gelen bazı olayların üzerindeki sis perdesinin henüz tam olarak ortadan kalkmaması, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun, 2015’teki Haziran ile Kasım seçimleri arasındaki kanlı döneme atıfta bulunarak, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır.” şeklindeki açıklaması; bu olayla ilgili korku ve şüphelerin artmasına yol açmıştır.

İçişleri Bakanı Soylu’nun yönetim şekli ve kişiliği nedeniyle kafalar karıştı ve siyaset ekseninde tartışmalar başladı. Üstelik Emniyet Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un, “Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015 İŞİD katliamı ile 13 Kasım 2022 İstiklal Cad. Katliamları arasında hiçbir fark yok. Gar mağduru HDP’lilerin dikkatine getiriyorum” açıklaması kuşkuların daha da artmasına neden olmuştur.

Eylemi PKK yaptı mı? Yapmadı mı? Gazeteci Tolga Şardan son yazısında: “Gerek baş şüphelinin etnik kimliği, gerekse diğer şüphelilerin içinde yer aldığı eylem hücresinin yapılanmasına bakıldığında son yılların en ilginç terör eylemi ile karşılaşıldı” diye yazmaktadır. Bana da bu yaklaşım doğru gibi gelmektedir.

Bir Türk milliyetçisi olarak bu yaklaşımımız, PKK’yı aklamak ya da Devletin Bakan’ını suçlamak değildir. Tam tersi, bu eylemin ayrıntılılarının net ve doğru olarak ortaya konulması, devlet görevlileri üzerindeki kuşkunun derhal kaldırılmasıdır.

Demem o ki; İçişleri Bakanı, her eylem sonrası, “dış güçler / iç güçler” gibi hamasi söylemlere sığınmak veya her terör eylemini iç siyasette muhalif partileri yıpratmayı amaçlamak yerine, sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir. Bir de mesleğini zirvede bırakmış ve terörle mücadelede büyük emeği geçmiş emekli polislerin rütbelerine hukuk dışı el koyma yanlışlığından dönmelidir. Zira devlet, vatandaşına iftira atmaz!

ABD’nin PKK'yı binlerce TIR silahla donattığını, PKK/YPG’ye silahlı eğitim verdiğini, Pentagon'un bütçesinden milyarlarca dolar harcanarak PKK’ya açık destek sağladığı bilinmektedir! Bu nedenle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'ye yaşadığı kayıplar için başsağlığı dileyen ABD'ye hitaben "Amerika'nın taziyelerini kabul etmiyoruz" demesine rağmen, Cumhurbaşkanının, Biden’ın taziyesini kabul etmesi ve kendisine teşekkür etmesi,” tavşana kaç tazıya tut” olarak algılanmaktadır.

Her terör eylemi bir mesaj içerir ve terör eylemi emri verenlerin amaçlarına hizmet eder. Soylu, “Biz bu mesajı aldık, hiç merak etmesinler karşılığını daha ağır vereceğiz" dedi. Türkiye'nin iç huzurunu, istikrarını ve yaklaşan seçimleri hedef alan bu terör eyleminin mesajı nedir?

Seçim öncesinde yapılan bu eylem, korku ve şüpheleri artırmıştır. Zaten terörün tam amacı da budur. 2023 Seçimleri, savaş ya da terörle mücadele amacı ile ertelenecek midir? Türkiye üzerinde tehlikeli bir oyun mu kurgulanmaktadır? İktidar, bu konularda uzman olan Doğu Perinçek’in fikrini de mutlaka almalıdır! 

Suriye politikasının yanlışlığı konusunda eski bir terör uzmanı olarak köşe yazılarımda defaten uyardım. 2021 yılında çıkan, “KRAL ÇIPLAK” isimli kitabımda Suriyeli sığınmacılar olayının, “Stratejik Göç” olduğunu, iler ki zamanlarında ülkemiz üzerinde hain oyunlar planlanacağını yazdım. Birçok kişi bu olayı sadece ekonomik boyutu ile gördü. Ya da iktidar gibi ENSAR-MUHACİR anlayışı ile açıkladı.

İçişleri Bakanı halkı, “özgürlük mü güvenlik mi?” noktasında ikisinden birini tercihe zorluyor. Yani çözüm olarak “aşırı güvenlikçi politikaları” öneriyor. İkisinden birini tercih etmek, ikisinden de olmaktır. Hukuku üstün tutan devletler hem özgürlükleri güvence altına alan hem de halkının huzur ve güvenliğine önem veren devletlerdir.

Türkiye, "kırk katır mı kırk satır mı?" tuzağına asla düşmemelidir.

Ünlü bir masal var, bilirsiniz: “Sultan büyük bir suç işlemiş olarak karşısına getirilen kişiye sormuş "Kırk katır mı istersin kırk satır mı?"

Kırk satır ile idam edileceğini düşünen ve seçenek olarak kendisine kırk katır sunulduğunu sanan adam "Kırk katır!" demiş.

Bedeninin her bir parçası bir katıra bağlanan adam, ayrı yönlere giden katırların kırbaçlanmasıyla büyük acılar içinde parça parça olarak ölmüş.”

 “Devletin dini adalettir.” Adaleti ve hukuku tesis edemediğimiz sürece terör dâhil, hiçbir kötülükle mücadele edemeyiz.

Yayın Tarihi
20.11.2022
Bu makale 1069 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!