Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı

Bu fuar hakkında daha önce iki defa yazdım ancak bir kez daha hatırlatmak istiyorum, ekim ayında Türkiye bu dev organizasyonda “Onur Konuğu” olacak.

Fuar çalışmaları bu hafta içinde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açılış konuşmasıyla başladı.

Fuarda Türkiye’nin etkinliklerini, sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir komite hazırlıyor.

Bu komite içinde, hafta sonu olduğu için yetkililere ulaşıp, soramadım, turizm sektöründen kim var öğrenemedim?

Bu görevi bugünden sonra Antalya’daki muhabir kardeşlerime bırakıyorum.

Rica ediyorum, bu fuarı lütfen Antalya gündeminde tutun ve turizm sektörünün bu önemli tanıtım fırsatını ıskalamasına izin vermeyin.

Üstüne basarak söylüyor, kalın harflerle yazıyorum; Kültür ve Turizm Bakanlığı mutlaka bu hazırlıklar süresince Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) yetkililerini de hazırlık ekibine almalı.

Hepimiz çok iyi biliyoruz, turizmin deniz-kum-güneş üçgeninden çıkartılmasını istiyoruz.

Yıllardır, her gün yükselen bir ses tonuyla bu dileğimizi her fırsatta sektör olarak açıklıyoruz, o halde kesinlikle kültürümüzü, tarihimizi, sanatımızı ve Anadolu toprağını anlatacağımız ekim ayında ve öncesi turizmin seçilmiş temsilcileri Frankfurt’ta olmalı.

Gazete haberinden öğrendiğime göre Türkiye, fuarda 1000 kişilik bir heyetle temsil edilecek, tanıtım projeleri, yalnız fuar merkezi içinde ve ekim ayında olmayacak, 2008 yılında aylarca süren gösteriler, sergiler düzenlenecek.

İşte bu nedenle turizm sektöründen Başkan Ulusoy’a, Başkan Barut’a sesleniyorum, bu hazırlık çalışmalarında görev alın ve kültür, tarih turizmimiz için orada olun, sesimizi duyurun.

İzninizle, üşenmeden, bir daha yazıyorum, siz de sıkılmadan, “off” demeden lütfen okuyun;

Başkan Ulusoy ve Başkan Barut, TÜRSAB ve TÜROFED olarak 2008 yılında Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nın ‘Onur Konuğu’yuz, lütfen bu tanıtım fırsatını, kültürümüzü, tarihimizi anlatma şansını kaçırmayalım ve bizler adına, turizm sektörü için siz de orada olun.

Bu çalışmalara destek veriyorsanız, organizasyonun içinde varsanız lütfen bizle paylaşın, birlikte hem turizm sektörüne ve hem de kamuoyuna daha detaylı bilgi verelim.

Evet biliyorum, aynı görüşü farklı kelimelere iki, üç defa aynı yazı içinde kullandım ve normal olmayan, kabul görmeyen bir yöntem izledim.

Ancak, konunun önemine herkesin inanmasına ve ilgisinin artmasını sağlamaya çalışıyorum. Bu topa vurabilirsek tarihi bir gole imza atacağız, heyecanımı mazur görün.

Unutmadan tanıtım projesinin sloganını da sizle paylaşmak istiyorum:

“Bütün renkleriyle Türkiye.”

Bilmem heyecanım ve ısrarım şimdi daha iyi anlaşıldın mı?

Lütfen çıkın konuşun

Ne zaman bu köşede kumarhane konusuna değinsem, içinde casino-turizm kelimelerinin geçtiği cümleler yazsam, sektörün içinden önemli sayıda destek ve kutlama mesajı geliyor.

Görüşlerime tamamen katılanlara ya da önemli bir kısmına “tamam” diyenlere neden siz de çıkıp konuşmuyorsunuz, casino hakkında fikirlerinizi söylemiyorsunuz, bu düşüncenizi açıklamıyorsunuz diye vazgeçmeden soruyorum.

Her seferinde aldığım cevap hemen hemen aynı oluyor.

“Şimdi biz söylersek yanlış anlaşılırız, biliyorsun ‘casino’ denince hemen mafya, uyuşturucu, kara para akla geliyor ve turizmin tüm yıla yayılmasında casino’lara olan ihtiyacı bu yaklaşımın gölgesinde kalıyor, ben şimdi nasıl kumarı savunur gözükebilirim, beni kim dinler?…”

Beni her gördüğünde “Casino’lar ne zaman açılıyor?” diye soran turizmci dostlarıma, hizmet ve servis sektöründe yatırımı bulunan arkadaşlarıma bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum.

Durum budur, konuya eli taşın altında olanların, sektörün büyük bölümünün yaklaşımı ve sahip çıkması işte bu seviyededir.

Benim size (bize) tavsiyem, yılın 6 ayı kişi başı 20 Avro’ya her şey dahil oda satmaya devam.

Size (bize) bol kazançlar diliyorum…