Benden kurtulamazsınız

Son haftalarda içimden yazmak gelmedi, köşe boş kaldı.

Tembellikten değil, bu günlerde bizim cephede, kaleme alınmaya değer tek güzel haber, Ömer kardeşin erken doğumu ve aramıza katılmasıydı. Bu konuya da Yasemin atladı, elimizden kaptı.

Bir ucundan sallamak, ortasından dalmak için bize kalanlara, ülkenin ve Antalya’nın ortak gündemine bakınca da kimseye buluşmaya gönlüm elvermedi.

Aslında bu haftayı da boş geçecek, bayram sonrasına hazırlanacaktım ama kazın ayağı öyle değilmiş, birden anladım.

Günlerdir Yasemin “Artık yaz, bu Ramazan ayını çıkaramazsın, kovulacaksın, sayfa değişikliğiyle de canını kurtaramazsın” diyordu, vallahi haklıymış.

Bu hafta Futbol Platformu için Sabah Akdeniz’e gittim ve bu gerçeği ben de anladım.

Belli ki Sabah ekibi beni “ konuk yazar” olarak görmeye başlamış bile, ana kadrodan, yazarlar listesinden silmiş. Eskiden en az iki sade Türk kahvesi, üç çay ve bol domatesli, duble kaşarlı tost ısmarlayan Ünal Bey beni bir açık çay, bir de az köpüklü kahveyle gönderdi.

Mustafa Bey şimdi “Deepo’dan gelen makarnaları ben mi yuttum? İnsaf !!!” diyecektir ama Ünal Ağabey’in yeri ayrı.

Kusura bakmayın, hepinizi çok seviyorum ama patron başka.

Yok, bana kimse şimdi “durumu yanlış anladın” demesin, açıklamaya çalışmasın, ben kavradım olayı.

Velev ki yanılmış olayım, özde köşe yazarı olmaktan, sözde konuk silahşor olmaya doğru yavaş yavaş yol alıyoruz, hissettim.

Merak etmeyin ey dostlar, ben mesajı aldım, hayat beni ne kadar yorsa da vazgeçmeyeceğim.

Kovulana kadar camdan, pencereden dalıp, elektronik posta yoluyla olmazsa, faks çekerek, elden mektup göndererek, sınırları aşmadan ama esneterek bu köşeden (her hafta sayfası değişse de) size ulaşamaya devam edeceğim.

Allah size ve tüm Sabah Akdeniz ekibine sabır versin, hepinizi çok seviyorum.

Gazete okumak

Gazetede okudum, “Trafikte Dikkat 10 Bin Hayat” adlı proje kapsamında, bayramda meydana gelecek olası kazalara karşı uyarı kampanyası başlayacak, ben de “Aman dikkat” diyorum.

Unutmayın, sadece emniyet kemeri takılmasıyla ölü sayısını yılda 10 binden 6 bine indirmek mümkün ve maalesef her 10 trafik kazasından 9’u insan kaynaklı.

Kısaca her şeyin çözümü insanda ve eğitim elbette şart.

“Gazetede okudum” diye yazınca aklıma geldi.

Geçen hafta Basın Reklam Platformu tüm gazetelerde “Kimler gazete okumaz?” sorusunu öne çıkaran tam sayfa ilanlar yayımladı.

Cevaplar çok hoşuma gitti, bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum.

Tekrar yazalım, iyi anlaşılsın.

Basın Reklam Platformu sormuş:

“Kimler gazete okumaz?”

Yanıtlardan seçtiklerim:

Kırmızı ışıkta geçmeyi marifet sananlar.. Vapur iskeleye yanaşmadan atlamaya çalışanlar.. Arabanın camını açıp yola tükürenler.. Tükürdüğünü yalayanlar (bunu çok sevdim)..

Turistlere çifte tarife uygulayanlar (ben hergün en az 5 gazete okuyorum).. Arabasını kaldırıma park ederek aklıyla övünenler.. “Maganda” yakıştırmasını iltifat sayanlar.. (bunlardan çok var maalesef). Çok iyi yalan söylemeyi, kıvırmayı, atlatmayı meziyet sayanlar.. (bunlardan ben de nefret ediyorum)

Listeden seçtiklerim bunlar, bir de ben ek yapmak istiyorum.

Bizim zekamıza hakaret edip, iyi niyetimizi ve hoşgörümüzü istismar edenler.. (Kesinlikle okumaz hatta yazamazlar bile..).

Haydi bu haftalık bu kadar, sizleri tek tek kucaklıyorum.

Bayramınızı kutluyorum, sevgimiz, saygımız eksik olmasın diliyorum, bu bayramı (adı ne olursa olsun) hayatla barışıp, kucaklaşmak için bir fırsat sayan tüm insanları içtenlikle, ön yargısız, ayrım yapmadan bağrıma basmak istiyorum.

Hepinizi çok seviyorummmmmm……

Kalleş canavar!

“Bayram geldi, trafiğe dikkat!!!” diye yazdım gönderdim.

İçime sıkıntı bastı çıktım balkona.

Telefonum çaldı.

Şoke oldum.

Yıkıldım.

Ultraslan’ın kurucusu, değerli dostum Alpaslan Dikmen’i Bursa’da geçirdiği trafik kazası sonucu kaybettik.

Kaptı aramızdan birini daha kalleş canavar.

Olmadı be Aslan Alpaslan.

Olmadı bu!

Sırası yok mu bunun?