Ne “Pamuk”muş ama...

Orhan Pamuk buyurmuş.

“Milli Takımı çok  milliyetçi buluyorum ama Avrupa Şampiyonası’nda buna rağmen destekleyeceğim.”

Bak şu konuşana.

Beyefendi söz konusu Milli Takımsa bunun “ama”sı olmaz bu bir; o Avrupa hayranı kafana yaz.

İki: Milliyetçilik ne zamandan beri ayıplanacak bir değer oldu?

Senin kapısından ayrılmadığın o batı ülkeleri faşistin kralıdır.

Konferans vereceğim ayağına her fırsatta kendini attığın Amerika’da ırkçılığın ağa babası vardır.

Sıkıyorsa onlara da sallasana, elinden Nobel Heykelciği’ni alırlar diye mi korkuyorsun?

Bu köşeden kişilere yönelik direkt eleştiri yazmam, bugüne kadar bu prensibimi hiç bozmadım, ancak; bu defa bu demeç üzerine benim duygularıma tercüman olacak bir cevabı bir hafta geçmesine rağmen sağda, solda okuyamayınca, dayanamadım kalemi elime aldım.

Kimse kusura bakmasın. Bu ülke insanına, bayrağını sevenlere, üzerinde “milli” yazana “sallamak” bu kadar kolay olmamalı. Meydan o kadar da boş değil.

Ben Orhan Pamuk’u hiç sevmedim. Okumak istedim ama alışamadım, dinlerken sıkıldım.

Ancak Nobel’i aldığı gün, hangi güçlerin desteğiyle bu ödülü almış olduğunu bir kenara koydum ve başarısını ayakta alkışladım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir yazarın, fikirlerine ve farklı görüşlerine saygılı olunması gerektiğini düşündüm. “Başarı bu ülke topraklarınındır” diye inandım, “milli yazar mantığıyla yaklaşılmalıdır” dedim.

Şimdi yanıldığımı anlıyorum.

Orhan Pamuk doğru adam değilmiş.

Ben de Nobel Ödülü’nü kaldırdığı anda duyduğum sevinci ve gururu abartmışım.

Entel,dantel Pamuk aslında o kürsüye ülkesine söverek gelmeyi bile içine sindirecek biriymiş.

Amacı yapıcı eleştiri değil her fırsatta bu toprakların değerlerine ok saplamakmış.

Gitsin kendi işiyle ilgilensin, bizim ortak değerlerimizle oynaşmasın.

Ona tavsiyem, İsviçre Milli Takım taraftarı olsun. Hem belki de bu yolla kara para imparatorluğuna da şirin gözükür, önce bir-iki ödül sonra da dolgun ücretle Credit Suisse’ten kredi kartıyla süslenmiş bir-iki yeni görev de kapar.

Kısaca; ben diyorum ki bu ülkenin ortak değerlerine sahip çıkmak hepimizin görevidir.

Farklı düşünmek, konuşmak, yorumlamak, elbette olacak, olmalıdır.

Ancak bizi biz yapan milli değerler söz konusu oldu mu, “ama” benim kitabımda yazmaz.

Adı üstünde, “Milli Takım”..  Sen bu bayrağa bakarken göğsünün kabardığını hissetmiyorsan, Milli Marşımız okunurken tüylerin diken diken olmuyorsa, sana bile katlanırım ama bir sus ve sen de bize saygılı olma terbiyesini göster.

Bizim değerlerimizin üstüne basarak prim yapmak için kapı kapı gezinme.

Yok eğer “ben hayatımı bu yoldan kazanıyorum” diyorsan, işte o zaman sana ne derim biliyor musun?

Sen anladın onu

 

 

Yayın Tarihi
09.06.2008
Bu makale 661 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Milliyetçilik vatan topraklarını, ulusal çıkarları, toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını savunmaksa tamam. Ama sizin anladığınız türden milliyetçilik elbette ayıptır. Orhan Pamuk gibi bir değeri eleştirirken, holigan tavrıyla cümleler kurmak size pek yakışmış görünmüyor. Fatih Terim madem çok milliyetçi, kazanılan maçlardan prim almasın, futbolcular da almasın. Söz konusu milli takım ama milli takım için söz konusu olan tek şey ''Para''.... Bu mu milliyetçilik. Ülkende ABD askeri üsleri dururken gıkınız çıkmaz, ülkenizin değerleri özelleştirme adına peşkeş çekilir sesiniz çıkmaz, futbol gibi konularda milliyetçilikte en önde gidersiniz. Sanatla, edebiyatla işiniz olmaz. Dünyada Fatih Terim mi, Orhan Pumak mu saygıyla anılıyor bir bak bakalım. 100 yıl sonra tarih kitaplarında Fatih Terim'in mi, Orhan Pamuk'un mu adı yazacak. Boş laflar etmişsiniz boş... Hem de çok boş...

Nail Kadırhan 13.06.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!