Bu nasıl seçim?

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin, kısaltılmış, sık kullanılan adıyla AKTOB’un cumartesi günü olağan genel kurulu yapıldı.

Bu satırlar yazılırken henüz başkan ve yeni yönetim kurulu seçimi tamamlanmamıştı.

Bilmem farkında mısınız?

Turizmin başkentinde, bir milyar dolara yakın ciro yapan, 100 binden fazla insanımıza iş sağlayan işletmeler, turizmcilerin otel kanadı temsilcilerini seçecek, kimsenin umurunda değil.

Kanarya Sevenler Derneği başkanlık seçimi bile daha heyecanlı ve hareketli geçer.

Seçim öncesi aday ya da adaylardan bültenler gelir, toplantılar yapılır, kulis çalışması seçim günü koridorlarda bile devam eder.

Koskoca otelcilik camiası, yarın kendisini Başbakan’ın, Bakan’ın, Putin’in önünde temsil edecek başkan ve yönetim kurulunu seçecek, adayların ismini ezbere sayabilen bir kişiye rastlamak mümkün değil.

Yerel basın konudan uzak, oy isteyenler ortada yok, program belli değil, yol haritası çıkmamış, hedefler konmamış, seçim havası bile yok.

Ruh hali böyle olan bir derneğin, birliğin, gün gelince masaya yumruk vurması, ses getirmesi mümkün mü?

Kim sizi dinler, gerçekten ciddiye alır?

Lütfen kimse şimdi bu satırları okuyup bu saptamalarımı şahsi almasın, rica ediyorum. Gereksiz kırgınlıklar, gönül koymalar yeniden yaşamak istemiyorum.

Ben bir durum tespiti yapıyorum.

AKTOB gibi dernek, güç, birlik, olağan genel kurulu öncesi, başkanını seçeceği  güne böyle mi gelir?

Yeni Başkan adayı, değerli turizmciye soruyorum.. (adını ve kim olduğunu bilmiyorum)

Hangi programla seçime gidiyoruz?

Bir basın bülteni var da, ben mi okumadım?

Bu köşeden, her hafta üç, beş kelimeyle turizme dokunuyorum, bana yeni dönemle ilgili görüşlerinizi ortaya koyan tek satır ulaşmadı.

17 senedir, AKTOB’un temsil ettiği sektörün içindeyim, orta ölçekli bir yatırımım var, 1000’e yakın çalışanımla birlikte, bu arenada, Antalya’da savaşıyorum, bana ulaşan bir tek bilginiz bile olmadı. Adınızı bile henüz bilmiyorum.

Cumartesi sabah AKTOB’un ofisine telefon açıp, “Seçimde kesin başkan adayı var mı?” diyorum, cevap kısa ve bildik, “Seçim var, adayı bilmiyoruz.” 

Ben cahil olabilirim, ben uzak duruyor da olabilirim, siz beni, köşemi, işletmemi önemsemiyor da olabilirsiniz ama  bu koltuğa oturacaksanız, bizi sarsmak ve yerimizden hoplatmak zorundasınız. Dar ve kapalı bir çevreyle yönetime aday olmuşsanız, bu sistemle devam edecekseniz, hiçbir gelişme sağlayamazsınız. Ezberi bozmak için çaba harcamazsanız, Ankara’dan aldığınız davetlerle mutlu olur, devamını getirmezseniz, size sorulana kadar susarsanız, temsil ettiğiniz insan gücünü ve ekonomik büyüklüğü ortaya korkusuzca koymazsanız, boşuna emek ve zaman harcarsınız.

Daha ilk gününüz, adınızı bile bilmiyorum, sizi çok zorlamayalım, yeni görevinizde, sayın başkan başarılar diliyorum. Bu ülkenin gündemine turizmi kazımak sizin en birinci hedefiniz olmalı. Ricacı olmayın, isteyin ve koparın, ben ve benim gibi düşünenleri harekete geçirin. Turizmci bu ülkeden  hak ettiği yakınlığı, ilgiyi görmek istiyor. Bize devlet büyüklerimizle resim çektirmek yetmiyor. Bize sonuç gerekiyor. “Yanıyoruz, yok mu su getiren?” diye bağırmaktan artık yorulduk. Ağlamak bizim sektörde işin doğası değil, biz gerçekten feryat ediyoruz. Hem de ne feryat!!! Haydi başkan, kolay gelsin, ateşten gömlek size başarı, turizmciye de refah ve kazanç getirsin…

 

Temel tamam yapı paydos olmasın…

 

Gazipaşa Havaalanı’nı TAV teslim almış ve kısa sürede uçuşlar başlayacakmış.

Önemli soru “Kısa zaman ne kadar kısa?”

Alanya Yolu’nun tamamlanamaması kadar mı kısa, Menderes Başkan’ın ilk alt geçitlerini tamamladığı dönem kadar mı?

“Özel sektör işin içinde, şimdi zamana karşı yarışırlar, işler çabuk biter, ilk uçak piste tekeri iki sezon sonra koyar” diye düşünenlerin çoğunlukta olduğunu biliyorum.

Ben aynı inançta değilim bu nedenle yeniden hatırlatmakta yarar görüyorum, Alanya, Anamur, Mersin ve bölgesi bu işin peşini, bırakmamalı. Bu havalimanı Mersin’in batısına kadar uzanan bölgede,  Alanya’dan sonra büyük bir gelişim sağlayacak.

Yılda 4 milyon turistin geldiği Alanya çevresinden çok aslında Anamur ve Mersin’in bu havalimanına ihtiyacı var. Konuya hakim olmayanlar, lütfen haritayı açsın, baksın. Neden bahsediyorum daha kolay kavrayacaklar.

Ben heyecanla Frankfurt’tan, Moskova’dan, İstanbul’dan Gazipaşa’ya uçacağım günü bekliyorum.

O günü görür müyüm?

Bilemiyorum, yaşım 40, ortalama insan ömrü 70’lere dayandı, sanırım bu hayalimi başaracağım.

Abarttım mı?

Hiç sanmıyorum, ben bu memleketin evladıyım, 40 yılımın en az 30’unu çok net hatırlıyorum, biraz olsun açıklayabildim mi? Biz birlikte neler yaşadık, neler gördük.

İşte bu nedenle bu iş sıkı tutulmalı ve arkası bırakılmamalı.

Gazipaşalı dostlar, Anamur halkı ve Mersin’in batı yöresi bu konuya sahip çıkmaya devam etmeli. “Havalimanımızın çalışmasını istiyoruz” diye her sabah önce Allah’a dua edip, sonra TAV’a ve mutlaka da DHMİ’ye çağrıda bulunmalılar. Vazgeçerlerse, dibine kadar işi kovalamazlarsa, siyasileri, seçilmiş, atanmış kim var kim yok herkesi, sivil toplum örgütlerini, ve yerel halkı harekete geçirmezlerse, bu işin sonu gelmez, benden söylemesi.

 

 

Ayıp oluyor

 

31 Aralık gününden beri özellikle ekonomi sayfalarında bir gümbürtü var.

Sözde halkı uyarıyorlar.

Üzülerek okudum.

“KDV indirimi başladı, otellerde hesabınızı öderken kontrol edin, yüzde 10’luk indirimi size uygulamayan işletmeyi boğazlayın” tarzı tavsiyede bulunan bile var.

Daha önce yazdık ama onlar okumaz, okusa da anlamak istemez diye düşünmeliydim.

Aha bir daha yazıyorum.

Otellerde konaklamaya uygulanan KDV indirimi tüketiciye yönelik değildir. Devlet bu kararı işletmelere destek olarak açıkladı. Hafızanızı zorlayın…

Bu indirimin hedefi düşük kur ve artan maliyet karşısında, rakip ülkelerle rekabet şansı azalan işletmelere nefes aldırmaktır.

Biraz daha açalım, bu uygulamayla amaçlanan, turizm arenasında, Yunanistan, Mısır, İspanya, Fransa gibi ülkelerdeki mevcut vergi oranlarına benzer bir seviyeye KDV miktarını çekmek ve bu yöntemle Türk işletmecisine bu savaşta  bir devlet desteği sağlamaktır.

Ancak isterse, elbette işletmeler bu indirimi direkt tüketiciye uygulayabilir.

Bu özel sektöre bırakılmış, işletmeye özel bir karardır.

Kimse bunu zorlayamaz ve kimse de indirimi direkt fiyata yansıtmayana “suçlusun!” diyemez. 

Anlamak istemeyenler için bir defa daha özetliyorum.

KDV indirimini fiyat indirimi diye anlamak son derece anlamsız ve yanlıştır.

Lütfen içi boş halk goygoyculuğundan vazgeçelim.

Dünyaya ve ticaretin gerçek, acımasız kurallarına bakalım ve tarafsız, geniş açılı gözlük takalım.

İnanın, zor değil, deneyin siz bile başarabilirsiniz. Rica ediyorum, inanın, lütfen, ayıp oluyor…

 

Yayın Tarihi
07.01.2008
Bu makale 568 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!