Golf neden lazımsa Casino da ondan lazım

Golf yatırımları mercek altında. Belek?te doğa katliamı yapıldı iddiaları manşetlerde. Tartışma büyüyor, sorun belli ama çözüm öneren yok. Taraflar ortak aklı oluşturmak yerine, kendi pencerelerinden bakıp, üzüm yemek yerine bağcıyı kovalamayı tercih ediyor. Sivil toplum örgütleri 500 bin, bakanlık 80 bin, müdürlük 110 bin ağacın kesildiğini açıklıyor. Elimizde resmi, net, kesin rakam bile yok. Elimizde üzerinde bilgisayarda oynandığı iddia edilen fotoğraflar, resmi belgeler incelenmeden, yerinde araştırma, yapılmadan, herkes bir yerinden konuyu çekip duruyor.

Benim görüşüm golf yatırımları Antalya ve Türk turizmi için, orta vadede, şimdi değil, on sene içinde, önemli kazanımlar sağlayacaktır. Önce sakin olmak, geniş açıdan bakıp, kafayı kaldırıp, bugüne kadar yapılan sahalara sahip çıkmak, işletmeciyi küstürmeden desteklemek zorundayız. Gelecek dönem için de geçmişten ders alıp, yanlışları düzeltmek için, aynı masanın etrafında oturup çözümü doğru örneklere bakıp ?anayasa? haline getirmeliyiz. Rakipler ne yapmış bakmalıyız. Kısaca İspanya, Fransa, Yunanistan ve diğer Akdeniz çanağındaki ülkeler golf turizmi için ne adım atmışsa, biz bir fazlasını, bir gün daha erken programa almalıyız.

Benim turizmde doğru-yanlış değerlendirmesi yaparken kullandığım ölçek işte bu.

Tekrarlayalım, iyi anlaşılsın.

Diğerleri ne yapmış, nasıl ve ne zaman yapmış, çizgiyi çekince altta sosyal, kültürel ve ekonomik olarak kasada ne kalmış?

Bu soruların cevabını tarafsız gözle arar bulursak, değerlendirir, ön yargısız alınmış kararları zamanında uygularsak, sonucu olmayan tartışmalarla patinaj yapmayız.

Golf turizmi gelecek yıllar için çok önemli ama aslında bugün bölgeye katkısı, gündemde tuttuğu yere göre çok az. Kesin rakamlar olmamakla beraber, bildiğim kadarıyla golf oynamak için Antalya?ya gelen turist sayısı yılda 50 bini henüz aşmadı. Kesilen ağaç sayısı kadar turist her yıl Türkiye?ye golf için gelmiyorsa, golf yasaklanmalı, vatandaşımın yeşiline sahip çıkılmalı bile denilebilir.

İşin para kısmına da bakarsak, golf için gelen turistin üst gelir seviyesinden olduğunu kabul etsek de kasaya katkısı, yıllık ciro olarak 100-150 milyon doları zor yakalar. Haydi yüzde 20 yanıldığımı kabul edelim, yapılan toplam ciro, konaklaması, yemesi, içmesi, alışverişi ve diğer gelirleri yılda henüz 250 milyon doları yakalamamıştır. Buradan net kalan kazanç olsa olsa 100 milyon dolardır. Dikkatinizi çekmek istiyorum, Türk turizminin bel bağladığı, dar boğazdan çıkışı kabul edilen golf, yapılan milyar dolarlık yatırımlara rağmen toplam turizm gelirinde Antalya için sezonda bir haftalık geliri bile oluşturamamakta.

İşte bu noktadan bakarak, bir defa daha sesleniyorum, ey turizmci dostlarım, golf turizmi için verdiğiniz savaşı ve yaptığınız yatırımları alkışlıyorum, her ne kadar henüz attığımız taş ürküttüğümüz kuş dengesi bizden yana değilse de sizi korkusuzca kumar turizmini de artık Antalya?da savunmaya, gündeme getirmeye davet ediyorum.

Zirvelerde, toplantılarda, çalıştaylarda golf turizmi desteklenmeli ve korunmalı diyen ey sevgili başkanlarım, sizlerden kumar turizmi de burada olmalı demenizi açık olarak talep ediyorum. Siz sadece mevcut ya da potansiyel golf yatırımcısının başkanı değilsiniz. Açık ve net sözlerle ?Biz Antalya?da yabancıya mutlaka kumar oynatacak tesisleri hazırlamalıyız, tüm rakiplerimizde var, bizde niye yok? Zamanı geldi, yeterli denetim ve sıkı kontrolle biz niye Rus?un, Alman?ın ve diğerlerinin dolarını avrosunu almıyoruz?? diye sormuyorsunuz gerçekten çok merak ediyorum. Türkleri konu etmenize de gerek yok. Girmesinler casino?lara.  Gireni, içeri alanı asalım isterseniz. Benim vatandaşımın kumar oynamak için yer bulmakta zorlandığını kimse ileri süremez zaten. Onlar omzu düşüklerin villalarında, evlerinde kumar ihtiyaçlarını duman altı, karanlık salonlarda gideriyorlar, cezası da yok, her gün gazetelerde okuduğumuz onlarca baskın haberi sonrası değişen bir durumda yok. Alan razı, veren razı?

Bitirimhaneye gidemeyenler için de her mahallede, ofiste bilgisayar ekranında, at yarışı, toto, loto, iddaa var.

Kısaca benim vatandaşıma kumar yakın, hatta her hizmetten daha yakın?

Benim derdim vatandaşımın kumarıyla değil, bu konuyu büyüklerim düşünsün, çözsün, benim amacım yabancının cebinden bu parayı almakta.

Hadi bahis yapalım, Antalya?da yabancılara kumar izni gelsin, yılda, golf turizminden en az iki kat daha fazla turist kumar için, sadece kumar için Antalya?ya gelmezse ben ceketimi asar giderim. Diğer geri kalan 10 milyon turistin de bırakacağı kumar gelirini de saymadan iddia ediyorum sadece yabancılara açılacak kumarhaneler Antalya?nın en az 9 ay sürekli yaşamasını ve yaşatmasını sağlayacaktır. Hesaba varım, masada konuşup, tartışmaya da.

Bekliyorum, ne zaman benim başkanlarım da kürsüye çıktıklarında, ?Spa, golf, doğa, kültür ve tarih turizmi derken, mega toplantı salonları isterken, casinolar da artık Yunanistan, İspanya, Fransa, Malta, Tunus, Mısır, Hırvatistan ve diğer rakip ülkeler gibi bizde de olmalı? diyecekler?. Bekleyen derviş muradına ermiş mi, yoksa?..

 

Monaco?yu geçtik mi?

 

Casino?ların açık olduğu dönemlerde her yıl  Monte Carlo?da düzenlenen Casino Fuarı?na gider, sektördeki gelişmeleri sıcağı sıcağına takip ederdik. Monaco?ya dünya hayrandı, bizler de genç turizmciler olarak bu küçük prensliğe gıpta ile bakardık. Büyülü bir yer gibiydi.. Grace Kelly babalarımızın, Prenses Caroline ağabeylerimizin, Stephaine de bizim idollerimizdi. Caddeler karşıdan karşıya yürüyen merdivenli üst geçitlerden geçiliyordu. Her yerde kameralar vardı. Borsalino gibi sıradan bir İtalyan restoranda lazanya yerken, iki masa ötenizde Stephanie?yi orta yaşlı bir centilmenle balon bardakta şarap içerken görebilirdiniz. O zaman televizyonun tek ve en çok tutulan belgeseli olan ?yaşayan deniz?in yapımcısı Cousteau?nun deniz müzesi balina sesleri arasında gezebileceğiniz bir rüya alemiydi..

Gel zaman git zaman ortaya konan şeyin tamamen ?marka pompalaması? olduğunu ve aslında büyük bir tiyatronun sergilendiğini fark etmeye başladık.. Kraliyet (!) ailesinin planlı ve kontrollü olarak ortalığa dökülmüş ?özel hayatı?, Formula 1 ve Monte Carlo Rallisi, World Music Award, gibi isimler altında, başarısı zaten belgeli müzik idollerinin para ve plakete boğulduğu temasız ödül törenleri vb...

Her ne kadar sağdan say 4, soldan say gene 4 tane de olsa her birinin önünde sıra sıra Ferrari, Rolls Royce, Bentley, Lamborghini marka arabaların durduğu casinolar..

Bütün bunlar Bizim Lara?dan küçük bir yüzölçümü içinde olup biten hadiselerdi.. Her şeyin farkındaydık, aval aval bakmak istemiyorduk ve ?Niye biz bunları yapamıyoruz ?? diye kızıyorduk. Kolay değildi tabii, yazın günde 14 defa elektriğin kesildiği bir kentte turizm yapmaya çalışıyorduk..

Trafik tıkalı, arabamla ?Antalya Piyano Festivali?nin Fazıl Say ve Moskova Virtiyözleri? afişinin yanında durup beklerken hatırladım bunları.. ?Antalya o günlerin Monaco?sunu, hem de ?Hollywood? dekorları oluşturmadan, yaptığı işlerin içini de doldurarak yapıp yakaladı galiba? dedim kendi kendime..

Uluslararası Film Festivali, Aspendos Opera ve Bale Festivali,  Formula 1?i kıl payı kaçırma (Neyse ki İstanbul?da)?

 Ama açtığı casino?ları kapadı, ama ağacı kesti, ama Lara ihalesini verdi, geri aldı, ama ?Disneyland?ı istemezük? dedi vesaire, vesaire..

Bazı yerlerde aştı, bazı yerlerde geri gitti, aynı kendimizi benzetmekten bıkmadığımız ?mehter takımı? gibi.. Hep korktu.. Boşuna değil milli marşımızın ?Korkma!? ile başlaması demek ki..

Sonuç olarak ?marka? olmak hakikaten kolay değil, bir şeyi marka yapmak için para lazım, vizyon, cesaret, azim, risk almak lazım ve bedel ödemeye hazır olmak lazım.. Zor işler.. Monaco?yu yakalama işi yürüyen merdivenli üst geçit dahil neredeyse tamam gibi.. Şimdilerde de ağzımızda hep bir Dubai ? Barselona hedefi var, Monaco?laşma sürecinden edindiğimiz deneyimi katalizör yaparsak, belki 20 yıldan önce o hedeflere de varabiliriz diyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki ?Özer, hangi hapı içiyorsan bize de söyle biz de içelim? .. Ama ne yapayım, trafik tıkanmış, sinir yapacağıma böyle bir? bardağın dolu tarafı? yapayım dedim kendi kendime, fena mı?

Arada siz de yapın iyi geliyor..  Hah trafik de açıldı..
Yayın Tarihi
22.11.2007
Bu makale 670 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!