Yılın son günlerine iyice yaklaştık;
Gelecek yılın ilk gerçek piyasa sinyallerini ve gerçek verilere dayalı satış hareketlerinin izlerini vermeye başladı. Yeni yılın ilk günlerinin yaklaşmasıyla beraber, dünya turizm sektöründeki sorumlu yöneticiler üzerinde beklentiler ve baskılar, uzmanına kadar yaşanmamış bir şekilde artıyor:
Soru: 2009'da bütçeyi tutturabilecek miyiz?
2009 yılı, her hükümete, her kuruma ve işletmeye karşı acımasız olacak.
Kimse piyasaların baskısına kuru siyaset veya umursamazlık ile cevap veremeyecek.
Ekonomik yıkım, yıkıma tepkisiz kalanları da beraberinde götürecek.
2009, dünya da ülke başbakanları, Holding Ceo'ları ve şirket genel müdürleri için en zor yıllarından biri olmaya aday.
Çare:
Deneyim ve bilgi odakları ile sıkı temas, şeffaf koordinasyon ve sıkı cost ve piyasa takibi.
Değişik segmentteki müşterileri direk ve dolaysız olarak yakalayacak somut teklif içeren ürün tanıtımı:
Satışları ve destinasyonu güçlendiren, aralıksız PR çalışmaları;
Pro aktif pazarlama ve piyasa dinamikleri ile sıkı temas
2009 yılı kimseye dost değil: Ticari ve ekonomik başarı çok zor olacak: hazırlıklı olalım.
Bu geçiş sürecinde piyasalar eskiden beri tanıdığımız, bildiğimiz şablonları gösteriyor: Galiba değişen bir şey henüz yok.
Zenginle fakir arasındaki uçurum giderek büyüyor.
2009 yılında Türkiye'de ve dünya'da işsizlik en tepeye vuracak
Dünya bu değişimin içinde beklenmedik bir şekilde Zengin ve Fakir'in ayrımını çok bariz bir şekilde fiyatlandırmalarda ve ürün sunumunda gösteriyor.
Zengin ve fakirler arasındaki uçurumu, kişilerin tatil planlarında ve tatil alışkanlıklarına da yansımaya başlıyor.
Trend: Üçlü tasarruf ve 'Luxese'
BAT vakfının yaptığı araştırmaya göre, turizmde "üçlü tasarruf" devri başlıyor.
Toplumsal Gelecek Araştırmaları yapan BAT vakfının Genel Müdürü Ulrich Reinhardt, bu üçlü paketin sırasına da dikkat çekerek, paketi şöyle açıklıyor: "Önce tatilin süresi kısaltılacak. Sonra tatil esnasında daha az harcanacak ve son olarak daha ucuz destinasyonlara gidilecek."
'Luxese'
Reinhardt'a göre, talebin azalmayacağı diğer bir trend ise, 'Luxese' tipi uzak ülke seyahatleri olacak. Lüks ve Askese (ruhani mütevazilik) kelimelerinden alınan bu trentte, yolcular mümkün olan en mütevazı ve ucuz havayolu ve ulaşım imkanını seçecek ama lüks otellerde konaklayacak.
Piyasalarda müşteri segmenti ya en alt ya da en üste kaydı: Piramidin ortası boşalıyor. Ya çok ucuz ya da çok pahalı
Ekonomik durağanlıkta ikinci ve üçüncü tatiller listeden çıkıyor ama lüks tatillere talep devam ediyor.
Alman Seyahat Acentaları Birliği DRV başkanı Klaus Laepple, turizmin genel makro ekonomik gelişmelere karşı efsunlu olmadığını iyi bildiğinden, sektöre karşı aşırı iyimser beyanatlardan kaçınıyor: "Almanların çoğu yıl içindeki ikinci veya üçüncü tatillerinden vazgeçecek." diyor:
Başkan Laepple'ye göre. Ekonomik kriz bitse, sanayi üretimi artacağından enerji maliyetleri de artacak. Kısacası, Alman tatilcilerinin 2009'da sergileyeceği tavır, geçici bir tepki olmaktan çıkıp, kronik bir alışkanlık haline gelebilir
ITB Berlin'in IPK International danışmanlık şirketinden hazırladığı 'ITB World Travel Trend Report' raporunda 30 ülkede 60 turizm uzmanının tahminleri alındı;
En önemli kaynak pazarlarda çok yönlü yapılan trend analizleri, ve 60 ülkeyi kaynak alan ve dünyanın en büyük ve aralıksız yapılan World Travel Monitor etüdünün çekirdek verilerine göre;
Avrupalılar, 2009'da daha çok Avrupa içinde seyahat edecek ve kısa tatillere yönelecek.
ITB Berlin Genel Müdürü Dr. Martin Buck: "Daha yüksek maliyetler ve tüketicinin bu şekilde yaşadığı tedirginlikler, 2009 yılında, uzak ülke tatillerine şüphesiz olumsuz etkisi olacak." Uzak mesafe tatillerinde yaşanacak kayıplar, artış eğilimine girecek olan kısa şehir tatilleriyle telafi edilemeyecek: Low Cost havayollarının (LCC) yarattığı şehir tatilleri trendi sönecek.
Abartılı fiyat rekabetlerine hazır olun:
BAT vakfının Genel Müdürü Ulrich Reinhardt: "5 yıldız ve üstü oteller, kruvaziyer ve diğer lüks tatil çeşitleri her zamandan çok satılacak" diyor ve ekliyor: "lüks tatil yapmak istemeyen veya yapamayanlar, aşırı fiyat kıyaslamaları yapacak ve abartılı bir fiyat rekabetine yol açabilecek."
İyi ve gerçek marka ürünler hale iyi satılıyor:
Sektör lideri TUI, özellikle alım gücü yüksek ve krizden maddi olarak daha az etkilenecek tüketicilere güveniyor . TUI'nin yüksek fiyat segmentindeki ürünleri, 2 haneli artışlar kaydediyor.
Amerika ve İngiltere'de buna benzer gelişmeler var
Amerika'da yenice yapılan Maritz anketine göre, varlıklı Amerikalılar, 2008 tatillerinde 2007'ye göre kişi başı 1.000 Dolar fazla harcamışlar. Ama nasıl olduysa, düşük ve orta gelirli Amerikalılar, 2007'de harcadıklarının bu sene yarısını harcamayı planlamışlar.
Maritz danışmanlık ve stratejik uygulamalar şirketinin Genel Müdürü Dr. Rick Garlick'e göre, Amerikalılarda süreklilik gösteren en kalıcı davranış, tatil seyahatleridir: "2001 yılından beri bu konuda yaptığımız araştırmalarda, bu davranış, bütün ekonomik iniş-çıkışlara karşı dayanıklılık gösterdi"
2009 yılın turizmin en çılgın, en uçuk kampanyalar yılı olarak tarihe geçecek.
2009 piyasalarda serbest atış başlıyor:
Doğru ve yanlış atışlar, olağanüstü zeki kampanyalar ve komik, anlamsız, banal kampanyalar yan-yana, iç-içe, alt-alta medyada ve müşterinin zihninde yerini alacak. Gelecek yıllar içinde 2009 yılının çılgın kampanyaları iz bırakacak, alışkanlık yapacak..
Para kazanamayan, bütçeyi tutturamayan krizin arkasına saklanamayacağı için, gidebileceği son noktaya, müsaade edilen en son çizgiye kadar uzanacak.
Bu tüm sektör için geçerli olacak. Uçak şirketleri, tur operatörleri, oteller, seyahat acentaları ve diğer turizm şirketleri, herkes 2009 yılından en az yara ile herşeyin daha iyi olacağına inandığı 2010 yılına en az yara alarak en düşük tahribat ile ulaşmaya çalışacak:
Manager'ler arasında korku büyük:
Yeni yılın ilk iş gününden itibaren 2009 maratonu başlıyor. Koşmayan, koşamayan, sepetine yumurta dolduramayan kırmızı kart görüp saha dışı edilecek.
Önce tur operatörlerinden başlayalım: Onlar şimdi acilen yapısal yanlışlıklardan kurtuluyor, kendilerini yeniliyorlar:
Tur operatörlerinin kitle yerine, ciro ve kâr marjına oynuyorlar:
Entegre bir şirket olarak, hem hava taşımacısı, tur operatörü, acenta, otelci olmanın getirdiği, kendi kaynaklarından faydalanma avantajı, sadece sektörün büyüme evrelerinde çalışıyor. Bu yapı sadece yoğun talebin olduğu yıllarda kar getiriyor: Güçlü talep dengesizliklerinde, durgun piyasa yıllarında, yaşanabilecek zarar, nerdeyse hesaplanamaz durumda:
Ürünler kelepir fiyatlara elden çıkarılması için kapasiteler düşürülüyor,
Seyahat acentalarında da durum farklı değil; Parola: Hayatta kalmak!
DRV Reisebürobarometer belgeliyor: Seyahat acentaları giderlerini kontrol edebiliyorlar ama ciro üzerinden yapılan kârlar artırılmalı yoksa "birçok acentanın devamı tehlikede. Önümüzdeki yıl, ciro artırımı ve cirodan yapılan kâr öncelikli hedeflerimiz olacak" diyor DRV yönetim kurulu üyesi Angelika Hummel.
Acenta işletmeciliği, yaptıkları kârı bankalara komisyon olarak geri ödemek yerine, yeterli kâr etmek için baskı yapmalı. Hummel, acenta işletmeci dostlarına, tüketiciye tatil kredisi veren bankaların acentadan istedikleri komisyon geri ödemelerine karşı kararlı şekilde mücadele etmelerini söylüyor. "Ancak giderleri ve gelirle sürekli denetim altına alırsak, zaten gergin olan piyasada, kârlarımızı kabul edilebilir düzeyde tutabiliriz" diye devam ediyor Hummel. Hummel'e göre, DRV Reisebürobarometerin de söylediği gibi, zarardan koruyacak yol oldukça dar ve indirim gibi en ufak gider artırıcı etkenler, acentaların sonunu getirir.
DRV'ye göre, yıllık cirosu 6 milyon Euro'ya kadar olan acentalar, cirodan elde ettikleri ortalama yüzde 0,8 kârları düşünüldüğünde, çok ince bir ipin üstünde cambazlık yapmaları gerekiyor. Üstelik bankalardan kredi alamayacaklarına inanan acentaların yüzdesi 75. Hummel, "Bu nedenle her yatırım üç kere düşünülmeli" diyor ve ancak şu alanlara yatırım yapmayı tavsiye ediyor: personel eğitimi, teknoloji, Pazar sunumu ve işletmenin cirosunu artıracak işletme örgütlenmeleri.
Ülkeler boş yatak ve boş şezlonglardan korkuyor.
Turizm bir istihdam motoru olduğu gibi aynı zamanda düşük sezonlarda yanlış ve eksik tanıtım, takipsiz ve yetersiz pazarlama yıllarında yoğun işsizliğe sebep olabiliyor;
Bunun acısını çekmiş ülkeler tanıtım bütçelerini 2009 için artırıyorlar,
Türkiye ise şimdilik çok düşük bir bütçe açıkladı:
Bakanımız Ertuğrul Günay eminim ki elindeki tüm imkanlar ile bakanlar kurulunda bu yetersiz bütçeyi artırmak için çaba sarf ediyor:
Bizde bastıralım ve turizm bakanlığının yanında sektör olarak hükümete bu konuyu hızla hemen, bugün yeniden taşıyalım:
Turizm artık o kadar büyüdü ki, sadece turizmcileri konusu olmaktan çoktan çıktı. Kazandıran ve diğer sektörlere dağıtan biziz; yani Türk Turizm Sektörü;
Diğer sektörler bilsin ki: 2009 durağan ekonominin tek çırası biziz. Ekonomi Ateşi'ni biz yakacağız:
Herkes deneyimlerini gözden geçirsin ve reel ve gerçek kararlar alsın:
Türk turizmi gelecek yıla çeyrek bilet ile girmesin;
Zira ülkelerarası rekabet öyle sert olacak ki şaşıracaksınız:
İspanya zaten cost ve fiyatlandırmalarda çok zorlanıyor:
Yunanistan sıkıntılı:
Türkiye aradan sıyrılıp yukarıya zıplayabilir.
Piyasaları doğru okuyalım.
2009 Türkiye için bir şanstır:
Türk turizmi hep krizlerde büyümüştür bunu unutmayalım. Ülkemiz için beraberce atağa geçip vakit kaybetmeyelim.