Güncel yaşamda en çok karşılaştığımız kelimelerden biri sanırım SAYGI kelimesi. Çocukluktan mezara kadar sürekli bizlere dikte edilen bu kelimenin gerçek anlamı ve yaşamda yeri nedir diye düşünülür zaman zaman.
Küçük bir çocukken büyüklerin yanında oturmamızla ilgili sürekli uyarı alırdık. “Güzel otur, saygısızlık yapma”. Büyükler sohbet eder, bizlerin de bir fikri varsa lafa karışır, gelen tepki ise” ayıp, sen sus, çocuklar konuşmaz, saygısızlık yapma”. Ortam harikadır, baba yetişkin oğluyla bir kadeh rakı içip erkek erkeğe konuşacaktır, büyükbabadan gelen tepki “ ayıp ayıp, ne kadar saygısız bu gençlik, biz aynı odada su bile içmezdik”. Evet, eskilerdeki bir takım davranışlar ve görüşler SAYGI ya bağlanırdı.
Mahallemizde zengin, Antalya’ nın yerlisi denilen aileler vardı. Ramazan aylarında fakir aileleri iftara alırlar, ramazan erzakları gönderirlerdi. Birçok insan bu isimlere SAYGI duyduklarını anlatırlardı. O zaman maddi yardım yapan herkese SAYGI duyuluyordu. Aynı aileler hakkında “yanlarında barındırdıkları hizmetçiye evin oğlu tecavüz etmiş” denilirdi. Çocukluğumda duyup da anlam veremediğim olayları sonradan anlıyordum tabi ki. Fakat her ne hikmetse bu aileye olan SAYGI yı azaltmıyordu. Hala insanlar o isimleri duyunca hayran hayran sohbet edebiliyorlardı. Oysa taşradan gelen ve yaşamları hüsran edilen o kız çocukları dikkate bile alınmıyordu. Şimdi düşündükçe kimlere ve hangi koşullarda, hangi meziyetlere nasıl bir SAYGI duyuluyormuş, tüylerim ürperiyor.
Olayları bugünlere taşıyınca da aslında çok fazla farklılık göremiyorsunuz. SAYGI kelimesi gerçek anlamını çoktan kaybetmiş. Kesesini başkaların hakkını yiyerek doldurarak bir yerlere gelmiş insanların karşısında şapka çıkaranların sayısı bir hayli fazla. En son model arabası olan, garsonlara hesaptan çok bahşiş bırakanlara gösterilen itibar bundan daha da fazla. Tüm bunlar ne yazık ki SAYGI kelimesi içinde değerlendiriliyor. Oysa SAYGI bambaşka bir şeydir. Sabah uyanıp aynaya baktığımızda kaçımız kendine saygı duyuyor acaba? Kaçımız kendisi için, başkaları için yaptıklarından dolayı iftihar edebiliyor? Hangimiz vicdanın sesine yenik düşmüyor? Cevap vermek çokta kolay değil.
SAYGI doğuştan var olan mı, yoksa sonradan edinilen mi, ya da ikisinin karışımı mı belirlemek zor.
SAYGI duymak, güzel bir insana (hayranlık), saygı duymak hoş bir davranışa (beğeni), saygı duymak otoriteye(korku), saygı duymak farklılıklara (hoşgörü), her ortamda her eylemle farklı anlam kazanır SAYGI.
Hepsinde ortak tek bir nokta vardır, ya da olmalıdır. SAYGI satın alınamaz, saygı maddiyatla ölçülemez. Saygı hak edilen bir davranış biçimidir. SAYGI yı hak etmek istiyorsanız, saygılı olmayı bileceksiniz. SAYGI başkalarına karşı hoşgörülü olabilmektir. SAYGI edindiği mevkii gereği otoritesini kullanıp başkalarını incitmek, aşağılamak, yıpratmak demek değildir. SAYGI kendine duyduğunu başkalarına aktarabilmektir. SAYGI sevgiden önce gelen ve gidince insanlığın bittiği noktadır. SAYGI var olup, gelişip ve çıkarlar uğruna tüketilendir. SAYGI kaybettiğiniz zaman en çok acıtandır. SAYGI sizin değerinizi gösterendir. SAYGI duymasını bilen, SAYGI yı hak edendir…