Şaşırtıcı

Canım ülkemde insanları şaşırtacak her gün bir olay yaşanmasa “şaşarım” artık. Bugün AÖF sınavlarında görevlendirildiğim bir İ.Ö. okulu sınıfında içimin daraldığını, nefesimin kesildiğini hissettim.  İnsana karabasanlar basar da, duvarlar, tavan üzerinize gelir ya, öyle bir durum işte. Biran önce sınav bitse de kaçsam diye saate bakıp durdum, son 60 dakika ise tek bir öğrenciyi beklemiş olmanın verdiği sıkıntı ise artısı.

Etraftaki eksikleri gözetmekten asıl sınıfın içersindeki arızayı 100 dakika sonra fark etmem belki de iyi oldu. Yoksa 160 dakika boyunca beynimdeki düşünceler strese sokar, olumsuz tepkiler doğabilirdi. Okul, bahçeli gibi bir semte yakışmayan, tuvaletlerin bahçede yer aldığı bir mekândı. Çocukları düşündüm bir an, kışın soğuğu, ayazı, yağmuru, çamuru. Ders anında ihtiyaç duysa bahçeye dolanmak zorunda kalacak. Elini yıkama ihtiyacı duysa yine bir koşu bahçeye gidecek. Bunlar sonradan hissedilenlerin yanında önemsiz kaldı inanın.

Masada oturup duvarları izlemeye başladım. Solunuzda boydan boya bir pano, Yunus Emre şiirleri ve yazılarıyla donatılmış. Özenle yazılmış, boyanmış, asılmış. (Yunus Emre Haftası mı diye düşündüm, ama değilmiş).Karşınızda, iki büyük pano daha. Yine Yunus Emre ye ait şiirler ve yazılar, ayrıca bir de cami resimleri bol miktarda, çeşit çeşit kentlerden.  Kafamı döndürüp arkama baktım. İlginç, Atatürk ün resmi, İstiklal Marşı, Gençliğe Hitabesi, neredeydi bunlar, göremedim. Ayağa kalktım, arkamdaki dolapta, sanki hiç çıkarmamak üzere yapıştırılmış bir yazı “Mevlevilik Kültürü” . Kaşlarım çatıldı, sanırım rengim de atmış olsa ki, yanımdaki gözetmen, “hocam buyurun oturun sorun mu var?” dedi. Evet, bir sorun vardı bana göre. Kimilerine göre önemsiz ve şekilcilikti belki. Ama benim için çok önemliydi.

O küçücük beyinlere kazınması gerekenler arasında başta Atatürk geliyordu. Oysa bu sınıfta ondan başka her şey kazınıyordu. Öğretmen arkadaşa, olmazsa olmazlar nerede diye sorunca, hareketli tahtayı aşağı doğru çekti. Bir de ne göreyim, nerede diye sorguladıklarım kara tahtanın arkasında. Önemsiz bir hal almışlar ve tahtayı kullanmaya kalktığınız da arkaya gizlenmeye mahkûm bırakılmışlar.

İçim acıdı, gerçekten acıdı. Bizim değer verdiklerimizin ve çocuklarımızın belleğine işlenilmesini dilediklerimizin dışında her şey işleniyor, oysa işlenilmesi gerekenler yavaş yavaş elimine ediliyor. Anladım ki, veliler, anne babalar, veli görüşme günlerinde sadece çocuğunun sınavlardan hangi notu aldığını, sınavda kaçıncı sıraya yerleştiğini değil, aynı zamanda nasıl bir mekânda, nasıl bir ortamda yetiştiğini ve geliştiğini takip etmeliler.  Çocuğunuzu teslim ettiğiniz öğretmen, bu muhteşem insan “Yunus Emre” yi bile dine alet edercesine kullanıyorsa, onun varlığını ve edebiyatını farklı boyuta taşıyorsa, duvarları mesaj verircesine süsleyip, Atatürk ve ona ait olanları inkâr ve ret edercesine bir durum sergiliyorsa, belki de ciddi boyutta düşünme zamanı geldi geçiyor bile… 

Yayın Tarihi
05.04.2010
Bu makale 11375 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
bu yeni yetişen gençliği Atam'dan soğutma hareketinden başka birşey değildir. fakat bunu yapmaya hiçbir emperyalist gcün gücü parası ve aklı yetmez. Türk genci geçmişini hiçbir zaman unutmayacak ve Atasına , atalarına sahip çıkacak ve onların açtığı yolda ilerleyecekdir.Zaten Atatürk bize yapacak fazla birşey bırakmamış .O o kadr yüce bir insan ki herşeyi yapmış.Bizim yapmamız gereken tek şey onun yolundan ilerlemek.o zaman benim ülkemde ne bir fakir kalacak ne cahil kalacak ne de emperyalist güçlere uşaklık eden ve ülkemin insanlarının boğazına bir kene gibi yapışmış kan emiciler.bunu yapan kişiler ülkeyi dinsizlikten kurtarıp yeni bir rejime doğru emin adımlarla yürüyorlar(!)sözde.ama ben buna Atatürk öldükten 72 yıl sonra yemin edebilirim ki kendine müslüman diyen bu din istismarcıları hem inanç bakımından hem de vatanseverlik ve uyguladıkları salaça devlet politikalarıyla Atatürk'ün değil Ası Ünün üstündeki iki noktadan biri bile olamazlar.Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar ne kadar çabalarlarsa çabalaasınlar bu halkı tamamen yok etmeden emellerine ulaşamayacaklar. teşekkürler Değerli Hocam,

Süleyman 09.04.2010

unutmasın ki Atatürk halkı için yaşamıştır sormak istiyorum ulusu için yaşayan bir insanı göklere çıkartıyor (dogrudur) da ulusu için canını vermeyi düşünene Atatürk ün ulusunu nasıl oluyor da koyuna benzetiyor, o talihsiz yazıyı ve yorumu yapan kişiye acıyor ve üzülüyorum unutmasın Atatürk kurtuluş savaşını verirken o... beğenmediği koyun yerine koyduğu karaktersiz dediği halkla birlikte mücadele etmiştir. Örümceklenmiş beynini sadece eleştirmek için değil sadece yıpratmak için değil babannesinin ya da bir nesil öncesinin inanaçlarına bakarak konuşsun, yoksa ben onların ne düşündüğünü ne ye inanadıklarını umursamam diyerek bu yorumu yaptıysa bilelim çünkü onun yazdıkları da suya yazılan yazıdan değerli değildir nazarımızda saygılarımla...

Efe G. 06.04.2010

Artık diyecek cümle bulamıyorum bu düşünceye sahip insanlar canım Türkiye'min küçük beyinlerinede girmeye çok tannnnnnnn başladı .Birlik olunmadıkça baş göstermedikçe durum degişmeyecek.

melike ozdemirr 06.04.2010

Merhaba değerli hocam uzun zamandır yazılarınıza yorum ya da katkılarda bulunamıyordum... Umarım nacizane yorumuma sizde bir kelam eklersiniz. Öncelikle tespit ettiğiniz noktanın ne kadar mühim olduğunu vurgulamak istiyorum evet ne yazık ki Türkiye de Türkiye nin gerçeklerini çarpıtan bir sürü düzen işliyor, ve maalesef ki bizlerde bu kara düzen içerisinde aman teker,imize taş değmesin diyerek yaşamaya çalılşıyoruz. Hocam maalesef ki bu durumda bizlerinde kabahati bulunuyor bir zaman öncesine kadar yapılan bazı yorum ve hareketler halkın kafasından silinmiş değiller Atatürk adı altında ülkenşn kimi çıkar gruplarına peşkeş çekilmesi din adı altında yapılanlarla bence eş değerdir. bence öncelikle kafaların şunu alması ve algılaması lazım ne din ne devlet ne de kişiler olaylara müdahil, taraf ya da yorumcu olmadan önce olayları birebir yaşamalıdırlar tıpkı sizin yaşadığınız gibi... Sevgili hocam bu yaptığım yorumun asıl amaç ve gayesi şuna parmak basmaktır nacizane her kim olursa olsun bir Allah aşığının dediği gibi " Eline, beline, diline hakim ol" malıdır. Her kim olursa olsun karşısındakinin düşüncelerine saygı duymalıdır. Ancak medeni kanunların hak verdiği kadar kendi haklarını savunurken başkalarının haklarına tecavüz etmeyene kadar, herkes hakkına düşeni sonuna kadar yaşamalı ve kullanmalıdır. Saygılarımla

efe gültekin 06.04.2010

Hocam maalesef artık günümüz Türkiyesi'nde 2 taraf var. Bu çok net şekilde görülebiliyor. Atatürk ilke ve inkılaplarının arkasında duran,kimi dinini çok, kimi az takip eden lakin saygıda kusur etmeyen çağdaş bir kesim; bir diğeri ise başındakileri çok eğitimsiz ve bilgisiz olmayan, fakat kontrol edebilecekleri tek kesim olan eğitimsiz ve farkındalıkları gelişmemiş kesimi yöneten, ve aslında kendileri de Atatürk'ün takip edilecek tek gerçek olduğunu bilen, ama bunları yönettiklerini düşündükleri o kör toplumun anlamasının çok işlerine gelmeyeceklerini çok iyi bilen, onların altında da dünyadan bihaber, tek derdi geçim sıkıntısı olan, ki onlara da hak vermiyor değilim, koyun zihniyetli kesim...Çok görülmemiştir ki aydınlığın karşısında olanlar ayakta ebediyen durabilsin..Elbet bir an gelecek ki onlar da o karanlığın en dibine gideceklerdir. Siz sanıyor musunuz ki o duvardaki resim vs.yi asan,Atatürk'ü arka planda bırakmaya çalışan öğretmen bir saniye içinde döneklik yapıp Yunus Emre'yi yırtıp atmasın !!! bunlar böyle karaktersiz şuursuz insanlar hocam..güç kimde,para nereden geliyorsa anında onun tarafında olurlar..Onların hiçbir zaman sizin bizim gibi karşılıksız sevdikleri değerler olmayacak...Bir Atatürk sevgileri olamayacak.. Acımaktan başka birşey gelmiyor içimden...

Tolga CAVA 05.04.2010

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!