Sizin için değişen bir şey yok. Tv açtınız, gazeteyi çevirdiniz, radyonun düğmesini tıkladınız. Ağzınızdan çıkan iki küfür, üç lanet, birkaç beddua ve hayatınız devam ediyor. “Kahvaltı hazır çocuklar”, denize gidelim mi arkadaşlar, akşam nereye takılsak ki dostlar” yaşamınız devam ediyor. Ekranlarda geçen alt yazılar, 9 dan 7 ye inen şehit haberi “oh be sabah 9 idi, allahtan 7 imiş. Akşam 13 e çıkan “ allah belanızı versin o.. çocukları, gebertemediler sizi” diye yorum arasında,” soğuk karpuz isteyen var mı? Dondurmanız kadayıyflı mı olsun, baklavala mı “ diyen ilaveler.
Ateş düştüğü yeri yakar cümlesi ne kadar da çok şey ifade ediyor. Her duyduğumuz şehit haberi karşısında “vah tüh,” birkaç kelime “intizar” ve değişen tek bir durum yok. Düşünüyorum da, dört oğul bende var, ve etrafıma baktığımda ise nice oğullar. Büyük oğlum seneye mezun olacak. En geç 3 yıl sonra asker. Tanrım hayali, düşüncesi bile kanımı donduruyor. Nasıl dayanılır bu acıya. Yıllarca sev büyüt, sonrada bir hiç uğruna “şehit” ol. Savaştamıyız, savaş ilan edilde de Türkiye nin haberi mi yok.
Kimler için ne için şehit veriyoruz. Bunun adı cinayet. O yavrular cinayete kurban gidiyor. Pis bir katil kitlesinin acımaz oyunlarında harcanılıyorlar. Hiçbir anne, hiçbir baba evladını Pkk ya kurban vermek için askere göndermiyor her halde. Eskiden askere oğul göndermek ne büyük gururdu, ne anlamlı törendi, oğulun dönüşünü beklemek, sevgilinin dönüşünü gözetmek, mektupları okurken eskitmek. Şimdi ise askere gitmemek için, göndermemek için her yol deneniyor. Paranız ve mevkiniz, torpiniliniz ve gücünüz varsa çürük raporu almak çok zor değil. Yurt dışına kaçarak bedelli askerliğe sığınmak, bir şekilde Pkk nın hain saldırılarından kurtulmak ve o tuzaklara diğer yavruları maruz bırakmak hiçte zor değil. Hangi haberde tanıdık insanların evlatlarından şehit haberi alıyoruz. Ben hatırlamıyorum. Hep yanan ve harcanan “gariban halk” diye adlandırdığımız en yüreklilerimiz.
Telefonları dinleyerek yüzlerce insanı sorgusuz sualsiz içeri tıkan bu sistem, telsizleri dinleyerek neden bu canavları hizaya getiremiyorlar diye artık sormuyorum. Bizler ve bizim evlatlarımız anlamsız bir oyunda “şehit” değil “ “kurban” olarak sahaya gönderiliyorlar. Güç kimin elinde sorusuna yanıt bile düşünmek istemiyorum. Ben “ vatan sağ olsun, şehitler ölmez-vatan bölünmez” sloganlarının artık çoktan önemini kaybettiğine inanlardanım. Bir hiç uğruna ölecek tek vir evlat yok. Pkk bir hiçtir. Asıl altında yatan güce odaklanılmalı. Bu dünyada savaşa yer vermeyen, barış ve kardeşliği savunan, medeniyet dediğimiz, sınırların kısmen kalktığı bu dünyada “ şehit” kelimesinin de masallarda kalması gerektiğine inanan bir anneyim sadece… Tanrı hepimizi korusun…