Rusya ülke olarak büyük olduğu kadar da önemli. Rusya dünyada "geleceğin ülkeleri" listesinde başı çekiyor:
Biz Türk turizmcileri için ise Rusya hayati bir önem taşıyor.
Peki neden Rusya?
Hemen somut verilere ve gerçeklere bir göz atalım:
Şunu baştan söyleyeyim konumuz çok önemli, yolumuz uzun, köşe-yazımız da bölüm-bölüm de okuyabilirsiniz.
MITT'e girmeden önce günümüzün dünyasından bazı hatırlatmalar yapalım:
Yaşlanan Avrupa herşeyi, her ürünü otomatizasyon ile üretirken- yenilerken bir de bakıyoruz: insan yetiştiremez hale gelmiş. Yaşlılık AB'nin geleceğini tehdit eder boyuta hızla yaklaşıyor. İş-aş telaşı içersinde bir gelecek arayan gençlerin karşısında "yaşlı seçmenlerin ezici yoğunluğu bir nevi bugüne kadar tarihte bilinmeyen bir "yaşlılar diktası" oluşturuyor.
Buna ne yazık ki:"yüzyıllık gelişme politikaları " yerine: kısa vadeli 'seçmen tatmini' üzerine kurgulanan zayıf, ürkek, Avrupa'nın geçmişine pek yakışmayan dar, kısır ve gün kurtarıcı politikalar ve vizyon özürlü politikacılar ekleniyor her gün...
Batı Avrupa’daki bu gelişmeler bazı kesimlere ve sektörlere. pek de gelecek için heyecan vermiyor-veremiyor. Yeni proje ve konseptlere karşı çok tutucu ve isteksiz şu aralar Avrupa'nın batı yakası'nın sakinleri. Avrupalı yatırımcılar ve bankalar da bunun neticesi olarak sorumlu oldukları birikim-değer ve fonların emniyeti için ister-istemez genç ve dinamik ve akıllı ülkelerin peşini takılıyorlar..
ABD'ye baktığımızda ise durum çok daha vahim: son on yılda izlediği yanlış-tutarsız politikalarla ve o affedilmez dünya bilgisi yoksulluğu ile kendini kendi elleri ile itip saplandığı Irak batağında ödediği ağır siyasi ve ekonomik bedel karşısında çaresizleşen Amerika, Ev alım kredisi geri ödemelerinde "Mortgage' yaşanan sorunların yarattığı resesyon ile dünya piyasalarının da tam düz yola çıkmak üzere olan ülkelerin ayağını-elini kelepçeliyor. Bu talihsiz, bol krizli yılların birikiminin yarattığı durumdan artık ciddi şekilde sıkılan, bunalan Amerikalıların ve Amerika bağımlıları'nın yaklaşan başkanlık seçimleri açık veya saklı umutlarını ve beklentilerini taşırır hale getiriyor.
Amerika değişirse dünya da değişir, rayına oturur...
Çin ve Hindistan bambaşka bir dünya, önemli ve büyük...dediğimiz gibi: bambaşka bir dünya, buraya şimdi sığmaz...
Bu arada Rusya'nın yıldızı dünyada her gün daha da parlıyor:
Rusya'nın giderek artan siyasi, toplumsal ve ekonomik gücü artık tüm dünya tarafından dikkatle izleniyor ve tüm ülkeler tarafından ilerisi için kendi çıkarları doğrultusunda projelendiriliyor..
Kendine has bir devlet yapısı ve idaresi ile yine kendine has, çok özel "disiplinli bir demokrasi" anlayışı ile hız limitini aşarak ileriye doğru koşan bu devasa ülke altyapısını yeniliyor-sağlamlaştırıyor ve sosyal hizmet yelpazesini genişletiyor;
Daha 10 yıl öncesine kadar 145 milyon nüfuslu Rusya ya çok zenginler, ya da çok fakirlerden oluşan iki ekstrem sergiliyorken ve
"orta-direk" diye tabir edilen kesit daha pek tanınmazken; bugün baktığımızda, bazı korkuların, tereddütlerin devam etmesine rağmen bir çok şeyin olumlu bir şekilde değiştiğine şahit oluyor ve bu gelişmelerin Ruslara özgüven dolu bir yeni kimlik kazandırdığını iyice hissediyoruz.
Vladimir Putin'in ısrarla takip ettiği enerji politikaları gereği, bugün Rusya'da her yeni gün, 3 yeni dolar milyoneri, her 42 günde bir yeni dolar milyarderi doğuyor. Sadece bununla kalmıyor bu güç ile batıya hatta dünya ya siyaset dikte edebiliyor.
Dolaysıyla, Rusya Federasyonu, duruşu ve siyasi stratejileriyle, dünya nüfusunun %70'ini, dünya sermaye piyasasının %35'ini, dünya askeri güçlerinin %55'ini, önemli derecede ve doğrudan etkileyebilmekte ve gerektiğinde baskı uygulayabilmektedir. Buna son örnek, Ukrayna'ya gaz akışını durdurma politikası gösterilebilir. Bu örnek, Batı Avrupa'nın Rusya'ya ne kadar bağımlı ve iyi geçinme niyetinde olduğunu açıkça gösteriyor. Duma seçimlerinden hemen bir gün sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel'in resmi Moskova ziyaretine ne demeli?
Somut veriler son derece çarpıcı:
Sadece %7,5'luk bir işsizlik oranına sahip olan Rusya, bu konuda birçok Avrupa ülkesinden daha şanslı, üstelik istihdam ve sanayileşme artış oranı, dünyanın en yüksek oranlarından biri: 2006'dan 2007'ye - %8. Diğer ekonomik göstergeler de, Rusya'nın çok yakında dünyanın en önemli ekonomileri arasına gireceğini gösteriyor:
Enflasyon oranı : 1998 - %84,8 2004 - %10,5
Nominal GSMH : 1998 – 271 mlr.$ 2004 – 500 mlr$
Bu tablonun da gösterdiği gibi, Rusya'nın Gayrı safi milli hasılası (GSMH) nominal değeri, sadece 6 yılda nerdeyse iki katına çıkmış. Bu değer bugünlerde tahmini 720 mlr$ civarında. 2010 yılında ise 1 trilyon doları aşması bekleniyor: Rusya'nın nerdeyse sınırsız toprak zenginliği, toprak altı kaynakları, enerji kaynakları, iş gücü, eğitimli toplum oranı, hızla büyüyen ekonomik gücü ve çok sayıdaki kara sınırı bulunan komşu ülkelerine olan ezici üstünlüğü, Rusya Federasyonunu hızla ABD'den sonra ikinci büyük süper güç haline getiriyor.
2 Mart'ta yapılan seçimlerde oyların yüzde 70'ni alan Birleşik Rusya Partisi adayı Dimitri Medvedev bu büyük halk desteğini arkasına alarak ile Wladimir Putin'in el-ele oluşturacağı Co-Habitation Modeli" (yanyana yönetme) ile Rusya'daki siyasi istikrarın ve ekonomik büyüme modelini artık en az bir on yıl için daha garanti altına aldıklarını gösteriyor.
Bu olumlu gelişmeler Rusya’daki tüm bölgelerde süratle çemberi büyüyen ve genişleyen "VİP Nomenklatura" (zengin ve etkin yöneticiler ağı) oluşturuyor. Eskinin 'Proleterya'sını oluşturan milyonlar şimdinin küresel dünyasının 5 kıtasında en donanımlı, heyecanlı, meraklı, zengin-gezgin, en azından diğerlerine nazaran hala daha fazla para harcayan tüketici ordularını oluşturuyorlar.
Rusların "Yurtdışına Çıkma Arzusu" ise neredeyse dini bir inanç- iman' a dönüşüyor. Havalimanları ise onlar için cennet kapısı......
"Lüküs Hayat", "Şatavatlı Yaşam" yeni yaşam tarzı olarak toplumda yeni statü oluştururken, iyi-bol-bulamaç yaşayabilenede halk tarafından saygı dolu şapka çıkarılıyor. Günün akışı içinde de VİP olmak, hatta ultra, mega, super, golden, belki de "Diamont VİP" olmak bugünün Ruslarının reel rüyalarının değişmez kurgu ve öyküsünü oluşturuyor-süslüyor..
Ha bu arada unutmayayım: Sakın ha bir Rus'a onun VİP olmadığını, olamayacağını söylemeyeniz. Yoksa Size ömür boyu küser...
Hele bir de sizden ve kurumunuzdan kötü hizmet almış ise, bilin ki ömür boyu düşmanınızdır, her yerde sizi acımasızca kötüler...
Şimdi turizme, yani işimize dönelim:
Önce bu yılki izlenimlerimizin en olumlu taraflarını aktaralım:
Mitt fuarında Türkiyemiz sadece bu yılın Partner ülkesi olarak değil, diğer ülkelere nazaran açık ara ile lider ülke konumu sergiliyordu. MITT bu yıl sanki Türkiye diğer ülkeler diye ikiye bölünmüştü.
Papillion Otelleri'nin standı MITT tarafından en güzel ve en iyi stand olarak ödüllendiriliyordu.
Papillion şaşırtıcı bir şekilde estetik, işlevsel imgeler ile kurum kimliğini birbirinden güzel kelebek kızlarla ciddi bir yapı içersinde fuarda sunmayı başarıyordu.
Rusya'nın her köşesinden uçakla, trenle, otobüsle gelen on binlerce tour manageri, satış elemanları iş için Türkiye standlarına doğru taarruza geçiyorlardı. Katologlar, CD'ler, poşetler, hediyelik eşyalar havada uçuyordu. Zaman zaman Coral, Teztur, Mostravel, Anex, Pegas, Polar diğer tur operatörü ve otellerin standları afetzedelere erzak dağıtan karelerin benzerlerine sahne oluyordu.
Türk belediyeleri atakta:
Gündüz yorgun düşen Tour managerlerinin binden fazlası RAY gece klubünde Kemer Belediyesi'nin düzenlediği muhteşem Kemer gecesinde yorgunluk atıyorlardı. Kemer Belediye Başkanı Hasan Şeker davetlilerle tek-tek ilgilenirken tour managerlerden Kemer için turist istiyordu.
Göynük Belediye Başkanı Necati Topaloğlu da kendi bölgesi için yetkili ve ilgili kurumlar ile devamlı görüşme halindeydi.
Türkiye ye ilgi bu yıl Rusya'da çok büyük, bu tartışmasız.
Bu yıl Rusya'dan bir aksilik olmazsa 3-3,5 milyon arası turist bekleniyor, buda 3 milyar dolarlık bir ciro beklentisi oluşturuyor. Bunun 400 milyonluk bölümü "Tourmanager" lerine komisyon olarak kalacak, 600 milyonluk bölüm Rus uçak şirketlerine, 200 milyon vergi, sigorta ve tour operatörü payı olarak yine Rusya’da birimlere aktarılacak, geriye kalan takriben 1milyar 800 bin Dolar Türkiye ye otellere ödenecek.
2008 Rusya'da Türkiye yılı
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay büyük bir delegasyon ile 4 Nisan da Moskova'ya gelerek Rusya Turizm Ajansı Başkanı Vladimir Stjalkovskiy ve Kültür Bakanı Aleksandr Sokolov ile iki ülke arasında kültür ve turizm alanındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda görüşmelerde bulunacak. "2008 Rusya'da Türkiye Yılı" etkinlikleri için Nisan ayında Rusya'da yoğun bir çalışma başlayacak: Türk Kültür Yılı etkinlikleri için Rusya'nın dört büyük şehri, Moskova, St. Petersburg, Kazan ve Soçi'de yoğun çalışma başlatılarak Türkiye'nin tanınmış müzisyenleri, edebiyatçıları, ressamları, sanatçılarının yoğun bir şekilde yer alacakları etkinlikler ve gösteriler ile Türk kültürünü en iyi bir şekilde tanıtılacak.
Artık bence bu ilişkilerin daha da kalıcı ve istikrarlı olması için ilk önce Antalya'da bir Puşkin Enstitüsü buna karşılık Moskova'da da Yunus Emre enstitüsü kurulması vakti geldi de geçiyor..
Zaten tanıtım ile iyi ve olumlu haberleri en acımasız eleştirmenlerden köşelerinden bile alırken, şunu da ben ekleyeyim:
Son iki yılda Türkiye'nin tanıtımı Rusya'da olduğu gibi bir çok ülkede görülmemiş bir profesyonellik sunuyor. Tanıtım başında Özgür Özaslan, piyasalara uygun satışları artırıcı saygın ve etkileyici tanıtımları yönlendiren ve biçimlendiren beyin olarak karşımıza çıkıyor. Son yıl Amerika'dan dönerek Tanıtma genel müdürlüğü yardımcılığına atanan Levent Demirel dünya ve piyasa bilgisi ve deneyimi ile sektörünün değişik piyasalar için yıllardır istediği bugünün iletişim anlayışına uygun, fark edilir, iz bırakan-kalıcı motif ve slogan ustalığı ile bizleri olumlu olarak beklentilerimizin çok üstünde bir performans sergileyerek şaşırtıyor. Tanıtımın başındaki bu 'profesyonel duo' bir çok ülkede-dilde Türkiye'mizin kültürünü ve tarihini tüm saygınlığı ile ön plana çıkarmayı başarıyorlar. Netice olarak da satışları hissedilir bir şekilde arttırıyorlar.
Moskova-Antalya business uç..
Bu arada son aylarda AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır çok önemli ve etkin bir strateji örneği ortaya koyarak, uzun süredir tartışılan Türk Hava Yollarının tarifeli Moskova – Antalya uçak seferleri sorununu masaya yatırıyor ve çok önemli somut neticeler elde etmeyi başarıyor. Kendisinin etkin ikna gücü sayesinde nihayet Antalya – Moskova uçak seferleri düzenli olarak Nisan ayından itibaren başlıyor. Buna göre THY, haftanın 4 günü, Moskova-Antalya arasında karşılıklı 4 sefer yapacak. Haziran ayından itibaren sefer sayısı haftada 7 güne çıkacak.
Türk'e ve Rus'a dost gazeteciler:
Moskova Times da Gazeteciler Festivali Antalya'da olacak, bu son derece önemli haberi fuarda dağıtılan ingilizce bildirilerden okuyorum:
Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mevlüt Yeni fuar alanından yanına Türk gazetecileri alarak, Rusya Gazeteciler Birliği Başkanı Vsevolod Bogdanov'u makamında ziyarete gidiyor..
120 bin üyesi bulunan Rusya Gazeteciler Birliği Başkanı Bogdanov da Antalya heyetini çok sıcak karşılıyor: Bogdanov: ", Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile yapacağımız partnerlik çerçevesinde uzun yıllardır Soçi'de yapılan ve binlerce gazetecinin katıldığı Rus Gazeteciler Festivali'ni artık Antalya'da yapacağız. Rus gazeteciler olarak Antalya'da hem tatil yapacak hem de çeşitli etkinliklerle bu festivali Antalya'da kutlayacağız, Partnerlik anlaşmasının iki ülke gazetecilerinin vizyonlarının gelişmesine ciddi katkı sağlayacağına inanıyoruz" derken,Türk gazetecileri ile Rusların partnerlik için el sıkışan güzel bir fotoğrafı süslüyor bu haberi, bunlar güzel gelişmeler...
Şimdi sorunlara ve tehlikelere bir göz atalım:
Sururi Çorabatır ile fuarı dolaşıyoruz: Çorabatur değişik noktalarda ilgililer ile görüşürken: "Kontrolsüz büyüme, büyüme değildir. Kontrolsüz büyüme, fiyatları ve dolaysıyla kaliteyi hızlı şekilde düşürür. Bunun yerine sağlam ayaklar üzerinde durarak ve orta ve uzun vadeli planlar yaparak Rusya için en önemli Pazar haline gelmeyi başarmalıyız. Rusların da itiraf ettiği gibi, sadece iklim ve coğrafik konum olarak değil, aynı zamanda otel hizmeti konsepti olarak da, Rus turistleri için en ideal ve uygun oteller Türkiye'de. Bu durumun verebileceği coşkuyla bir büyüme yarışına girmeden, iyi değerlendirme yapmamız gerekiyor. Elbette Türk otellerinin arz/fiyat endeksi ve konsept/kalite endeksi sadece şu an için yeterli görünüyor. Rusya'daki değişen beklentilere göre kendimizi de ayarlamalıyız. Ruslar giderek kaliteye önem veriyor. Dolaysıyla, fiyat/hizmet endeksinden konsept/kalite endeksine göre önemli bir kayma var. Artık Rus turistler, ne kadar para karşılığında ne kadar tatil alabiliyorum demiyorlar, giderek artan bir sayıda, hangi konseptte ne kadar kalite veriyorlar diye düşünüyor." diyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı müsteşarı İsmet Yılmaz standları geziyor, kendisine eşlik ediyoruz.
Mostravel Stantında bizi şirketin sahibi Mehmet Ak karşılıyor.
Konumuz. Kış aylarında duran yavaşlayan Rus turist akışı. Birbirimize soruyoruz:
Rus vatandaşlarının yaz aylarında olduğu kadar, kış aylarında da tatil yapmaya ihtiyaç duyduklarını unutmamalıyız. Kış aylarındaki turizm destinasyonu arayışlarında oluşan boşluğu Mısır ve Tayland gibi ülkelerle doldurmaya çalışan tur operatörleri, neden Türkiye'ye gelmesin? Türk otellerinin Mısır ve Tayland otellerinden altyapı, kalite ve konsept olarak daha uygun olduklarını vurgulamalıyız... diye tartışıyoruz.
TÜROFED Başkanı Ahmet Barut söz alıyor:
"Moskova'da Eylül ayında yapılacak Kış Turizm Fuarına mutlaka bütün sektör temsilcileri katılmalı. Bu hepimiz için hayati önem taşıyor. Katılmazsak, bir daha kış aylarında otelleri nasıl doldururuz diye şikâyet etme hakkımız olamaz. Her aklıselim otelci mutlaka şimdiden 5 – 10 bin dolar kenara koysun ve yerini ayırtsın. Türk otelcilerin katılımıyla, Türkiye'nin kış turizmi için burada geniş bir ufuk görüyorum. Potansiyel inanılmaz büyük. Eylül ayındaki Kış turizmi fuarında Moskova'yı ayağa kaldıralım. Yaz ayalarından daha etkin tanıtım yapalım"
Coral Travel'in standına geçeceğiz, ama hangisine?, Heryer Coral standı, sonunda salonun ortasındaki en büyüğü olan Coral standında Oti Grubu Başkanı Ayhan Bektaş ve Coral'in Genel Müdürü Çoşkun Yurt ile görüşüyoruz:
Konuşmamız yine kış aylarına kayıyor. Bektaş: "Türkiye'nin kış turizmini Rus pazarıyla değerlendirmemiz çok iyi olur. Ulaşım konusunda masaya yatırmalıyız. Herşeyden önce doğru tanıtımı yapmamız lazım, kış aylarında Rus turistlerini ağırlayabileceğimiz göstermemiz lazım. Rus kamuoyunun bir kesimi halen kışın çoğu Türk otelinin kapalı olduğunu düşünüyor. Bu görüntüyü değiştirmek için, Eylül ayındaki fuara bütün otel sektörünün katılımı büyük önem taşıyor. "Lifestyle, müzik, gastronomie ve sosyo-kültürel-sportif etkinlikleri ön planda tutmalı piyasayı yeni bir hamle ile heyecanlandırmalıyız. Bizim bu konuda çok ciddi projelerimiz var, yakında bunları faaliyete geçireceğiz” diyor ve ekliyor “bu yıl Ukrayna da devreye giriyoruz, Kiew merkezli olarak tüm Ukrayna'da Odeon-Coral kalitesini yerleştirip markalaşacağız”
Fuarı gezmeye devam ediyoruz:
Teztur Genel Müdür Yardımcısı Engin Aker ile sohbet ediyoruz:
Bu yıl 1 milyon 200 bin kişilik koltuğumuz var. Kendi uçak şirketimizi kurduk. Adı: Skybus' 2008'de tüm ülkelere toplam müşteri sayımız toplam 1.milyon 800 bin kişiyi geçecek. Baltık Bulgaristan Romanya gibi ülkeleri de ciddi olarak devreye soktuk, sezon çok iyi görünüyor.
Fuar alanından bir heyet ile ayrılıyorum:
Bu sene ilk defa Batı Avrupa yatırım bankalarını temsilcileri ciddi anlamda Rus pazarını mercek altına alıyorlar. Bazıları ile Moskova'da öğlen yemeği yiyorum:
Rusya'daki toplumsal "yurtdışı hareketi patlamasını" Avrupalı toplum bilimcileri, ilgili şirketler ve bankaların fark ettiğini ve endi turizm sektörleri için bazı hazırlıklara başladıklarını öğreniyor uygun zaman için beklediklerini öğreniyorum: Rus devletinin başlattığı 'kayıt dışılık engelleme- durdurma çalışmaları' nın ardında ciddi bir "eu-rus cooperations" ları turizme de sıçrayacak. Avrupa borsalarında bu ortak açılımlara inanan ve para yatırmak isteyenlerin sayısı hayli yükseliyor son yıllarda...
Parası olan Moskova'da yatırım yapıyor..
Akşam CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in oğlu Burak Öymen ortağı olduğu Kazak Serzhan Zhumashov'la kurduğu gayrimenkul geliştirme firması 'Capital Partners'in yetkilileri bazı Türk turizmcilerini Moskova'da yeni açtıkları Ritz Carlton da akşam yemeğine davet ediyor ve bizlere bize oteli tanıtıyorlar. Yemekte bize yine aynı şirkete ait olan Muğla Milas/Bozbük'te 1.5 milyar dolarlık yatırımla çok amaçlı turizm projesini sunuyorlar. Türkiye'de paket tatil anlayışı olduğunu bunu aşmak için kendi projelerinin fırsat olacağına inandıklarını ve "Üst kitleyi hedef aldıklarını vurguluyorlar. Zengin turistin nereye gittiğini ve ne istediğine iyice incelediklerine ve standart paketlerden ziyade, özgün deneyim içeren özel tatil-yaşam merkezlerine talep olduğuna dair inançları olduklarını bunun içinde 5 otel, villalar, yat limanı bulunacak projenin ilk aşaması 2009'da biteceğini söylüyorlar.
Bu projeyi gördükten sonra sunuma katılanlar olarak inanıyoruz. ki ; bu Proje gerçekleştiğinde 'tatil-gayri menkul ve land development' ve turizmde Türkiye sınıf atlayacak.
Yemeğin açılış konuşmasında 6 yıllık başarılı görevi sırasında biz turizmcilerin iyi ve kötü anlarında hep yanında olan ve yakında Ankara'ya dönecek Moskova Büyükelçimiz Kurtuluş Taşkent: 'Türkiye ile Rusya stratejik partner olacaktır: Iki ülke arasıdaki ticaret hacmi 26 milyar dolara ulaştı. Türklerin Rusya'da 6 milyar, Rusların Türkiye'de 4 milyar dolarlık yatırımı var' diyerek bizleri bilgilendiriyor
Ertesi gün fuarda görüşmelere devam ediyoruz:
Türk otelciler Ruslardan Euro talep etmeye başlıyor.
Türk otelcilik sektörü dünyanın her köşesinde olduğu gibi zayıf ve dengesiz giden ABD dolarından doğrudan zarar görmüşe benziyor. Bundan sonraki anlaşmaları Euro bazında yapmak isteyen sektör temsilcilerin sesleri çoğalıyor. Zayıf giden dolar yüzünden karlılığı düşen işletmelerinin Türkiye'yi de doğrudan olumsuz etkiliyor. Oteller hizmet fiyatlarında yukarıya doğru ayarlamalar yapma mecburiyetinde kalıyorlar. 2005 yılında yaklaşık 28 Ruble olan dolar, bugünlerde 24 Ruble'ye kadar düştü. Bakalım ne olacak, göreceğiz...
Rusya – Antalya uçak yetersizliği, Türkiye tatil fiyatını tavanda tutuyor.
Rusya ile Türkiye arasında sınırlı sayıdaki uçuşların Türkiye tatili maliyetlerini önemli oranda etkiliyor. Halbuki her iki ülkenin de yeterli sayıda özel sektör hava taşıma şirketleri bulunuyor. Türkiye'de Onur Air, Sky, Pegasus ve daha birçoğu, gelişmeleri uzaktan izliyor. Rusya'da KD Avia ve SkyExpress de Türk otelcilerin atacağı adımları bekliyorlar.Birde TK-Lufthansa işbirliği ile kurulan SunExpress'in benzerinin Aeroflot ve TK ile ortaklaşa olarak Rusya'da kurulması teklifi. Ama yinede kimse büyük bir coşkuyla bir koltuk savaşına atlamasın diyen KUDARU acentesinin genel Müdürü Selçuk Bugay, uyarılarını şöyle dile getiriyor:
"Bu aşamada talep henüz statik ve hesaplanabilir bir büyüme gösterirken uçak ve koltuk sayısını orantısız çoğaltmanın faydadan çok zararı olabilir. Elimizde sınırlı sayıda koltuk varken, fiyatları ve dolaysıyla büyümeyi kontrollü ve sağlıklı bir şekilde ilerletebiliriz. Koltuk enflasyonu başlarsa, kontrolsüz ve sağlıksız bir nominal büyüme kaydedebiliriz ama bu hepimize zarar verebilir. Başka ülkelerde, özellikle LCC koltuklarının "havada uçuştuğu" ve sanki pazarda elma-armut satar gibi ve e-Bay'de açık artırmayla satıldığını veya ucuz uçak biletlerinin cips kutularından hediye olarak çıktığını gördük ve nelere yol açtığına şahit olduk. Destinasyonların imajı, kalitesi ve fiyatları ani bir düşüş gösterdi ve artık kimse lüks villalarını zengin Ruslara pazarlayamaz oldu. Herhangi bir alandaki arz enflasyonu, kalite, fiyat ve imaj dejenerasyonuna yol açar."
Rus-Alman yatak savaşı olacak mı?
Gerek Avrupa gerek diğer ülkelerin müşterileri hangi pazardan olursa olsun rezervasyon yaptırdığı otele girmek istiyor. Short, overbooking gibi beklenmedik hatalarla bu iyi görünen sezonu zarar vermeyelim tavsiyelerini sık-sık duyar oluyorum. Dürüst olmayan yaklaşımlar gelecek yılları çok etkileyecek diyenler şimdiden bazı oteller için önlemler alıyorlar. Bazı turizmci arkadaşlar 'yüzde yüz dolulukta bile yüzde yüz servis ve hizmet verilmesinin önemini ve zaruretini vurguluyor ve bu imtihanı kaybedenler sektöre çok zarar verecekler' diye aralarında tartışıyorlar
En büyük tehlike:
Rus pazarı artık bir yol ayrımında:
Rus turizm çok ama çok hızlı gelişiyor. Şirketler neredeyse heryıl bir kat daha büyüyor. Coğu birkaç yıl içersinde küçücük bir-iki kişilik kuruluşlardan devasa şirket haline dönüştüler. Bir çoğu bu hız içersinde kapazite oluşturabilmek için otel işine de girdi- giriyor. Bazıları sektör dışı işlere el atmaya başlıyor. Bazıları uçak filosu kurma çalışmaları yapıyor.
Bu gelişmeleri izlerken her yıl Rus piyasaları ile ilgili Türkiye'de 300-500 milyon Avroluk çeklerin havada uçuştuğunu biliyoruz.
Bunların önemli bölümü factoring şirketlerinde yüzde 20' lere varan komisyonlar ile kırdırılıyor. Büyüme ve turist akını devam ettikçe, belki birçoğu için sorun yok, ama beklenmedik bir kriz , turist akşını kilitleyeci ani bir gelişme karşısında kaç tanesi işine sağlam bir şekilde devam edebilir.
Unutmayalım ki, bir Alman pazarının da da 2. Dünya savaşı sonrası 60 yıllarda hızla büyüyen tur operatörlerinin sadece bankaları arkalarına alanları veya şirketlerinin içine çekebilenleri 70 yıllara sağ-salim varabilmişti ve bazıları halen banka desteği ile işlerine devam ediyor.
Önümüzdeki birkaç yıl çok önemli:
12 aya yayılan 'hizmet veren ve alanın' memnun olduğu kurumsal akış sergileyen bir dengeli Rus-Türk turizmi ve bunun beraberinde bu büyüme rüzgarından sağ çıkmış; finansal, yönetsel kurumlaşmayı sağlamış marka şirketler.
Aksi takdirde Rusya pazarında doğru ve dik bir duruş gösteremeyen Türkiye diğer Avrupa destinasyonlarına karşı olan avantajını kaybeder ve o piyasalarda dönemsel suistimallere açık olur..
Avrupa Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı
Hüseyin Baraner