Tarihe tanık olmak

Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa’nın “Türk tarihi” bir kez daha yazıldı dün…
Tarihte, Avrupalılar açısından Viyana Kuşatması ne ise dünkü olay da son yüzyılın, demokrasi bağlamında “Avrupa kuşatması”dır; hem de topsuz tüfeksiz…
Avrupa Konseyi’nin patronaj koltuğuna, kurulduğu 1949 yılından bu yana ilk kez bir Türk parlamenter oturuyor.
Bu parlamenter sadece Türkiye’nin değil, bu koltuğa bugüne kadar hiç oturamamış olan, Viyana’nın doğusunda kalan tüm doğu Avrupa ülkelerinin de temsilcisi konumunda…
Bu parlamenter, 7 yıldır orada…
İstikrarın ve başarının ödülü bu…
Ve bu parlamenter, bir Alanyalı…
Bu nasıl bir onurdur biliyor musunuz?
Asla tarifi olmayan bir duygu seli yaşadım dün…
47 ülkeye mensup 800 milyon Avrupalı’nın temsil edildiği bir meclisin başkanı olarak Mevlüt Çavuşoğlu anons edilerek kürsüye davet edilince ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Ne olursa olsun, Mevlüt Çavuşoğlu’na en sert muhalefeti yapan bir gazeteci olarak, bugüne kadar yaptığım tüm eleştirilerimi unutacak kadar gurur duydum kendisiyle…
Avrupa’nın başkenti Strasbourg’da dün Alanya adına yaşadığımız övünç ve gurur, ruhumu o denli okşadı ki, ister sevelim ister sevmeyelim, ister beğenelim ister beğenmeyelim, ister oy vermiş olalım ister vermemiş olalım, Mevlüt Çavuşoğlu’nu alnından öpüp kutlamak zorundayız.
Ve tabii, dün Strasbourg’a Alanya’yı temsilen, Çavuşoğlu’na destek vermek için gidenler arasında küskünler, kırgınlar veya kavgalılar; herkes vardı.
Ancak, ne güzeldir ki, herkes birbirleriyle kucaklaştı; Alanya adına bir büyük onuru ve gururu elele vererek yaşamanın hazzını yaşadık hep birlikte…
Bizi birbirimize kenetleyen şeyin, “Alanyalılık” ve “Alanya sevgisi” olduğuna bir kere daha tanık olduk.
Dilerim, bu bir milat olur Alanya için…
Yıllardır hasret kaldığımız birlik ve beraberliğimizi, Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu “taç” töreninde tekrar hatırlamış olmak ne mutlu…
Bundan sonra inşallah, kısır çekişmelerle, kavgalar ve kırgınlıklarla geçen zamana yazık ettiğimizi bilerek, birbirimize sarılırız daima…
Tebrikler Mevlüt Çavuşoğlu…
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Sayın Başkanı…
Seninle gurur duyuyoruz.
Alanya’ya yaptığın ya da yapmadığın her şeyi unuttuk; sadece Alanya ve Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa’nın, Balkanlar’ın, tüm İslam aleminin de gururusun sen artık…
Umarım, önümüzdeki süreçte, Avrupa’ya, Türkiye’ye ve Antalya-Alanya’ya yapacağın hizmetler, giydiğin “taç”la bağlantılı olarak daha da artacak ve kalite kazanacaktır.
Buradan bir parantez de baban için açmam gerek…
Osman Çavuşoğlu’nun eserisin sen…
O güzel konuşmanda da belirttiğin gibi, babanın çiftliğinden çıktığın bu yolu aydınlatan, sana en fazla destek veren kişi O’ydu.
Farkettin mi, dün herkes oradaydı.
Herkes yürekten alkışladı seni…
Ancak, iki kişinin olmaması üzdü beni…
Milletvekili hemşerilerin Hüseyin Yıldız ve Atilla Emek de dün seni alkışlamalıydılar orada…
Alanyalılık ve Alanya sevgisinin olduğu yerde particilik ve partizanlığın olmayacağını onlar da kanıtlamalıydılar.
Ama, artık sen, 800 milyon Avrupalı’nın ve tabii ki herkesin Başkanı’sın…
Kim gelmiş, kim gelmemiş, kim destek vermiş, kim vermemiş unutup, önümüze bakalım artık…
Yol arkadaşlarınla ne kadar gurur duysan azdır.
Özellikle, Mehmet Şahin ve Mehmet Ali Kiriş, Alanya’dan başlayarak Strasbourg’tan dönünceye kadar o kadar güzel ev sahipliği yaptılar ki, onlara ne kadar teşekkür etsen azdır.
Hey Alanya!
Bu gururu ve onuru doya doya yaşa…
Koca Avrupa’nın siyasal patronu bir Alanyalı…
Ne mutlu bize…