anahtar MHP'de



Kim ne derse desin, yerel seçimlerin en başarılı partisidir MHP… Hem Türkiye genelinde ve hem de Alanya’da… MHP’nin 2 belediyesi vardı; şimdi 7 oldu. AKP’nin 8 belediyesi vardı 4’e düştü. DP’nin 2 belediyesi vardı 3 oldu. CHP’nin hiç belediyesi yoktu; 2 belediyesi var artık… Mutlak mağlup AKP… Diğer partiler karlı… MHP, her ne kadar Alanya merkezde istenilen başarıyı elde edememiş olsa da Alanya Belediye Meclisi’nin “anahtar”ını eline geçirmiş durumda… Hem de 2 meclis üyesiyle… 25 üyeli mecliste, 12 üyesi olan AKP’yle işbirliği yaparsa (12+2) istediği kararı alır, aldırır. Varsayalım ki 8 üyeli Sipahioğlu, 3 üyeli CHP’yi de yanına aldı; MHP’li 2 üyeye mutlak ihtiyacı var. MHP, hangi tarafa yamanırsa Meclis’te ekseriyeti sağlatıyor. Bu aritmetik dikkate alınınca, MHP, Alanya’da yerel iktidarı kıyısından kenarından yakalama şansına sahip… Ne gariptir; 1994’te DYP’li Cengiz Aydoğan’ın başına gelen bugün Hasan Sipahioğlu’nun başındadır. Tarih tekerrürdür derler, ne kadar doğru… Sipahioğlu’nun ilk seçimiydi 1994… Tıpkı Kılınç gibi, başkanlığı kaybettiği halde Meclis listesi kazanmıştı. İlginçtir, 1994’te Sipahioğlu, meclis listesinin gerisinde kalmıştı oy olarak… Bu defa, hem Kerim Kılınç (571 oy) ve hem de Hasan Sipahioğlu (3962 oy) kendi listelerinden daha fazla oy aldılar. Sipahioğlu’nun başkanlıkta “karizması” ve “marka” değeriyle fark atmasına rağmen, meclisinin çok gerilerde kalması düşündürücüdür. 1994’te Cengiz Aydoğan’ın ANAP’a transferine kadar, mecliste ANAP gurubu ile MHP müşterek hareket etmişlerdi. Aydoğan’ın tabiri caizse elini kolunu bağladılar. Encümende ve komisyonlarda hep ANAP ve MHP’li üyeler vardı. Bir buçuk yıl dayanabildi Aydoğan… Soluğu ANAP’ta aldı. Tarih tekerrürse, bir bakmışsınız birkaç yıl sonra Sipahioğlu da AKP’ye geçmiş! Demirel der ki, “Siyasette ezeli dostluklar ve ezeli düşmanlıklar yoktur. Bugün dost olduğunuzla yarın düşman ya da düşman olduğunuzla dost olabilirsiniz.” Çok doğru… DYP ile ANAP’ın kıran kırana bir yarış sergilediği 1994 seçimlerinin ertesi günü kimin aklına gelirdi; Aydoğan’ın 18 ay sonra ANAP’a geçeceği… Hele hele Belediye Meclisi’nde süregelen gerilime rağmen… Bugün de hiç kimse önümüzdeki birkaç yılı kestiremez. Sipahioğlu’nun aklında bile yoktur, eminim… Ama, şartlar sürüklerse, siyasetteki kader çizgisinde varsa, neden olmasın? Aydoğan’ı elinden tutup, o zamanki Başbakan Mesut Yılmaz’a götüren ve ilk genel seçimde milletvekili olmasını sağlayan Hasan Sipahioğlu’nun ta kendisiydi. Yarın, Sipahioğlu’nun elinden Kerim Kılınç’ın tutup Başbakan R. Tayyip Erdoğan’a götürmeyeceğinin garantisi var mı? Burun kıvırmayın! Siyasette, “Asla olmaz” yoktur. Bekleyelim görelim… Tarihin müsveddesini yazan biziz ne olsa! ** Zorunlu açıklama Bazı okurlarımdan yoğun e-posta alıyorum. Bazılarının eleştirileri var doğal olarak... Seçim sürecinde gazetemizin ve şahsımın "AKP yanlısı yayıncılık" yaptığından bahsediyorlar. Unutulmamalı ki, ben bir gazeteci olduğum kadar bir yayıncıyım. Bir işletme sahibiyim. Profesyonel bir anlayışa sahip olmasam bu gazeteyi 41 yıl ayakta tutmak, büyütüp geliştirmek ve daima bir numaralı gazete olarak etkinlik ortaya koymak mümkün olmazdı. İşimle ve gazeteciliğimle duygularımı asla birbirine karıştırmam. Elbette benim de bir fikrim, benim de bir oyum vardı. Ancak, hiçbir zaman deklare etmedim; kimseyi de yönlendirmedim. Seçim sürecinde adaylar, doğal olarak şehrin sorunlarını ve insanların sıkıntılarını dile getirdiler. Biz de gazetemizde bunlara yer verdik. Bu bizim işimiz. Biz Alanya'nın sesiyiz. Tüm adayların demeçlerini, faaliyetlerini her gün gazetemizden halka duyurduk. Pek çoğunu manşetlerimize de taşıdık. Buna Sipahioğlu da dahil. Diğer adaylar gibi iktidar partisinin temsilcisi bir adayın, yerel iktidar olan Sipahioğlu ile ilgili eleştirilerine kulak tıkamamız mümkün değil. Asla iftira, çamur ve karalama kampanyalarının içinde olmadık. Toplumsal mesajı olan eleştiri ve haberlere yer verdik. Bu şehirde 17 bin 500 seçmen Sipahioğlu'na oy verdi, ama 31 bin seçmen de oy vermedi. Biz sadece Sipahioğlu'na oy veren seçmenlerin gazetesi değil, oy vermeyen 31 bin seçmenin de gazetesiyiz. Onların sesini de duyurmakla mükellefiz. Şehrimizin ve insanların sıkıntılarının konuşulmasından, yazılmasından rahatsız olmak, demokrasinin yeterince özümsenememesinin bir sonucudur. Biz, dün yazdıklarımızın bugün de arkasındayız. Şehrimizin ve insanlarımızın sorunlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Ben, bir “Alanya sevdalısı”yım. Alanya’da kim, “bir taş üstüne taş koyarsa” ben O’nun kim olduğuna bakmadan alnını öperim. Ben, bu okurlarımı anlıyorum. Kendimi onların yerine koyuyorum ve onlara hak veriyorum. Onların da beni anlamalarını, benim yerime kendilerini koyabilmelerini istirham ediyorum. Sevgilerimle… (MAD)....