Kutuplaştık, ayrıştık, bittik!

Alanya’nın beklentileri var.
İl olmak istiyoruz.
Havalimanına bir an önce kavuşmak istiyoruz.
Üniversitelerimiz olsun istiyoruz.
Geleceğimizi aydınlatacak mega projeler üretmek ve bunlara kaynak bulmak istiyoruz.
Tıkanan ticaretimizi, dolayısıyla ekonomimizi refaha ulaştıracak yeni sektörler istiyoruz.
İstiyoruz.
İsteyeceğiz.
İstemekteyiz.
Beklentilerimize yanıt beklediğimiz yer Ankara, yani hükümet…
AKP iktidarı ya da…
Peki, kim, nasıl, neyi istiyor?
Ve bu kimin nasıl, neyi, ne zaman istediğinden kimin haberi var?
Kopuğuz…
Dağınığız…
Herkes kendi çapında, “muhtar”…
İşte, asıl sorun da burda…
Elinin iki parmağını şıklatan, sesini sadece kendi duyuyor, herkesin duyduğunu sanıyor, oysa hiç kimse duymuyor.
Hani, birlik ve beraberlik?
Hani, “tek ses, tek yürek” olmak?
Hani, bu şehrin akil adamları?
Bu şehri yönetme iddiasında olanlar hani?
Hani, bizim “lobimiz” var diye böbürlenenler?
Lobi, adı üzerinde bir kişi değildir; lobi, güçlerin ve erklerin bütünüdür.
Teker teker her birimiz birer güç olsak n’olur, olmasak n’olur!
Bir lastik reklamı var hani, “Kontrolsüz güç, güç değildir!” diye…
İşte, Alanya güçlerini birleştiremiyor şu anda…
Kontrolsüz güçten lobi mobi olmaz!
Peki, sorun ne biliyor musunuz?
Bilenler, bilmeyenlere anlatsın!
8 ay önce bir yerel seçim yaşadık malum…
İktidar partisi AKP, seçime gidilirken zaten iki kutupluydu.
“Vekilciler” vardı, bir de ötekiler…
Bir de adaylık yarışı işin içine girince kutulaşma daha da derinleşti AKP’de…
Seçim yarışı başladığında saflar netleşmişti.
Bir yanda AKP, öte yanda Hasan Sipahioğlu…
İki kutup…
AKP’de adaylık yarışını kaybedenler Sipahioğlu’na destek verdiler doğal olarak…
Seçimin galibi Hasan Sipahioğlu idi ama Meclis’te çoğunluğu kazanamamıştı.
Meclis’te AKP ile çatışma başlamışken, soluğu iki ay sonra AKP’de aldı.
Buna en çok sevinenler, benim gibi, “Alanya kazandı” diyenlerdi.
Kutuplaşma bitecek, AKP ile Sipahioğlu kucaklaşacak ve Alanya’ya hizmet akacaktı.
Bu transferin şoku sürerken, 29 Temmuz’da Başbakan’ın ziyareti umutlarımızı daha da arttırdı bir bakıma…
Ancak, transferin üzerinden 5 ay, Başbakan'ın ziyaretinden sonra 3 ay geçmesine rağmen kutuplaşma daha da “pik” yaptı.
Sipahioğlu, AKP ile entegre olamamıştı henüz…
Partiye uğramıyor, partililerle görüşmüyor, hiçbir konuda Alanya’nın gücünü kontrollü hale getirecek adımlar atmıyor.
Seçimlerde kendisine destek verenlere sempatiyle, vermeyenlere öfkeyle bakmayı sürdürüyor.
Doğaldır ki, sonradan dahil olduğu AKP’de birkaç kişi hariç, seçimde kendisine oy veren pek kimse yok; olamaz da zaten…
Sipahioğlu, seçimleri unutup, kendisine yeni bir sayfa açmadığı sürece, Alanya beklentilerini unutsun!
Gerek son seçimde halktan aldığı destek ve gerekse kendisinin tercihiyle AKP’ye geçişi sonrasında, omuzlarına o kadar ağır bir sorumluluk yüklendi ki, kutuplaşmayla, ayrışmayla ve insanları harcama yöntemiyle hiçbir yere varamayacağımız aşikar…
Aslında, Alanya’nın hastalığı bu kutuplaşma…
Seçimi kaybeden mutsuz, kazanan da mutsuz ediliyor bir şekilde…
Hazımsızlık ruhumuza işlemiş adeta…
ALTSO seçiminin üzerinden 10 ay geçti; ama eski başkan yenisini düğününe çağırmıyor.
Üstelik kapıda bekletiyor, "Sakın içeriye gelmesin" diye haber yolluyor.
Bunlar ayıp şeyler.
Uganda’da bile daha medeni insanlar topluluğu vardır!
Hülasa…
Kucaklaşmak zorundayız sevgili Alanyalılar…
Oy veren, vermeyen envanteri yaparak, sadece zaman kaybetmeyiz; bu güzel şehrin geleceğini de kaybederiz.
Silkelenmek ve özümüze dönmek zorundayız.
Bu şehrin “orkestra şefi” konumundaki kişiler, sırtını döndüğü insanlara dönüp bir bakmalı, acaba alkışlar gerçek mi, değil mi?
Takdir mi, yoksa protesto mu?
 
Yayın Tarihi
13.11.2009
Bu makale 1306 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!