O bir fenomen

Son dönemlerde “halk kahramanları” için kullanılan bir sıfattır; fenomen…
Üstün başarı ve toplumsal yararlılık gösteren kişilere, “fenomen” deniyor.
Ve fenomenler, toplumun tüm değer yargılarına rağmen kendi yorumlarıyla ve kendi stilleriyle tüm kriterleri tersyüz edebiliyorlar.
Hasan Sipahioğlu da bir “fenomen”dir artık…
Alanya siyasal tarihine büyük puntolarla yazılan bir “fenomen” hem de…
Alanya’da üç dönem üst üste belediye başkanlığını kazanan ilk şahsiyet oldu her şeyden önce…
Ve son iki döneminde “olmayan” ANAP’ın tabiri caizse “bağımsız” adayı olarak seçilerek rüştünü ispat etti bir anlamda…
Alanya’da bir daha hiçbir kimsenin bu onuru yaşayabileceğini sanmam…
İster sevin, ister sevmeyin, ister oy verin, ister vermeyin, Alanya siyasi tarihin en önemli aktörüne “şapka çıkartmak” demokrasiye inanan herkesin görevidir.
Seçim öncesi yazımda da belirttim, doğal olarak “hedefteki adam”dı ve bütün adayların saldırılarına maruz kaldı.
Yaptıkları ve yapacaklarıyla değil, yapamadıkları ve hatalarıyla ön plana çıkartıldı rakipleri tarafından…
Bütün bu olumsuz koşullara rağmen, 2004’teki oy oranını (yüzde 35) korumayı başardı.
Bu seçimin mutlak galibidir O…
Ve bu seçimlerin mutlak mağlubu AKP’dir.
Alanya ve beldelerin kaybedilmesi, her ne kadar merkezdeki oy oranı korunmuş olsa da büyük bir hezimettir.
Bir iktidar partisinin 17 belediyeden sadece 4’ünü kazanması ilçe teşkilatının da kendisini ciddi manada sorgulamasını gerektirmez mi?
Hasan Sipahioğlu’na gelince, seçim öncesi yazdığım gibi, beklentilerimiz bellidir.
Alanya’nın İL olması başta olmak üzere, üniversite ya da üniversitelere kavuşturulması, makyajın yanı sıra mega projelerin hayata geçirilmesi ve dışarıdan kaynak aktarımı gibi konularda Sipahioğlu’nun inisiyatif üstlenmesini beklemek hakkımız değil mi?
Hasan Sipahioğlu, şu an için bilmiyorum ama, Belediye Meclisi’nde dört parçalı bir tabloyla karşı karşıya kalabilir.
İnanıyorum ki, tablo ne olursa olsun her zaman ki gibi uyumlu bir çalışma süreci geçirecektir.
Ancak, bu zaferini gölgeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır.
Kendisine destek veren vermeyen, oy veren vermeyen, herkesin belediye başkanı olabilmelidir.
Ve siyaseten önü açıktır.
Öfkesine yenik düşmediği takdirde daha uzun yıllar siyaset sahnesinde varlığını sürdürecektir.
Ve Şeyh Edebali’nin Osmanlı Sultanı olan oğluna verdiği nasihati asla aklından çıkarmamalıdır.
Ne diyor Edebali:
“Ey Oğul!
Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.
Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.”
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”
…
Sipahioğlu’nu yürekten kutlarım.
Bundan böyle O’nun icraatlarının takipçisi, bugüne kadar olduğu gibi Alanya için attığı her olumlu adımında da destekçisi olacağız.
Unutulmasın ki, kaybeden ya da kazanan kim olursa olsun kazanan Alanya’dır.
Hayırlı uğurlu olsun.....