Neden imaj fukarasıyız?

Bazen satır aralarına sıkışıp kalan haberler vardır; önemsenmeyen…
Okur, geçeriz… Hafızamızda en fazla birkaç dakikadır duruş süresi…
Sonra –kendimizce- asıl gündemi önemseriz!
“Şeytan ayrıntıda gizlidir” oysa…
Bazılarını dürter! Beni de dürttüğü gibi…
Turizm Bakanlığı, 2010 yılı tanıtım projesinin en önemli ayağını “imaj” çalışmasına ayırmış…
Projenin detaylarını henüz açıklayan yok…
Ancak, önceliğin “imaj” çalışmasına verileceği anlaşılıyor.
“İmaj çalışması”, akşamdan sabaha yapılabilecek bir çalışma değil…
Refüj ya da kaldırım yapmak gibi de değil…
Öncesinde çok ciddi bir araştırma ve çok bilimsel bir planlama ile adım adım gerçekleştirilecek, yıllarca sürecek bir çalışmadır imaj…
Herkesin bizi, bizim bizi bildiğimiz gibi biliyor ve tanıyor sanıyoruz ne yazık ki…
Kazın ayağı hiç de öyle değil oysa…
Geçen aylarda satır aralarına sıkışan şu haberi bir okuyalım birlikte:
CNN Türk'ün haberine göre; çeşitli ülkelerde 25 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada, 35 ülkenin kültürü, halkı ve turizm potansiyeli gibi faktörler değerlendirildi. GMI şirketi, ülkelerin yatırım ya da göç için ne denli tercih edildiklerini de araştırdı. Birçok kategoride listenin sonunda yer alan Türkiye sadece üç kategoride son sıradan kurtuldu.
Araştırmaya göre Türkiye, yönetimde Güney Afrika, Rusya, Endonezya ve Çin’i, kültürel mirasta Endonezya, Estonya ve Singapur’u, turizmde de Çek Cumhuriyeti, Polonya, Güney Kore ve Estonya’yı geçebildi.
Ancak bu durum Türkiye’yi sonuncu olmaktan kurtarmaya yetmedi.
Türkiye, 35 ülkelik listede Endonezya ve Estonya’nın ardından sonuncu sırada yer aldı.
Tüm sonuçlar ortalamasında Türkiye’nin ihracatı, yönetimi, yatırımları, kültürü ve halkı gibi konularda diğer ülke halklarının görüşleri rol oynadı.
TÜRKLER BARBAR VE TEHLİKELİYMİŞ!
Araştırmayı yapan ekibin başkanı Simon Anholt Türkiye’nin neden ‘en kötü imajlı ülke’ olduğunu şöyle açıkladı:
• Bu durumu tek kelime ile açıklamak mümkün. Cehalet… Diğer ülke halkları Türkiye hakkında akla gelebilecek tüm kötü şeyleri düşünüyor. Türklerin cahil, tembel, fakir, radikal İslamcı, deli, barbar ve tehlikeli olduklarını düşünüyor.
• Türkiye hakkında o kadar az şey biliniyor ki, bu da bir boşluk doğuruyor ve bu boşluk tüm bu olumsuzluklar ile dolduruluyor.
• Türkiye’den dünyaya yansıyan haberler hep olumsuz. Ya bombalama eylemi veya kuş gribi gibi.
• Bunlara karşı koyacak pozitif bir imaj yok. Türkiye’nin turizm ve kültürel mirası konusunda herkes iyi düşünüyor ancak insanların kafasında Türkiye turizmi, güzellikleri, tarihi mirası ile bugünkü imajı arasında doğrudan bir bağlantı oluşmuyor.
Haber bu…
Turizm Bakanlığı’nın inisiyatifinde her yıl 30-40 milyon dolar harcanarak yapılan reklam ve imaj çalışmalarının bugüne kadar hiçbir işe yaramadığı apaçık ortada…
Bizde imaj denince, biraz daha reklam, biraz daha fuarlarda boy göstermek falan anlaşılıyor maalesef…
İmajın ne olduğunu bilmeyenler, “imajitör” rolünü üstleniyorlar bir de…
Türkiye’nin imajı biziz öncelikle…
Toplumun tamamı…
Yurt dışındaki bizler… Bizlerden olanlar…
Dünyada Türkler kadar gezginci, Türkler kadar dünyanın her yerinde rastlanabilen bir millet daha var mıdır acaba?
Demek ki, onlar bizim olumlu “imaj” elçimiz olamamışlar; tam tersi olmuşlar…
İşte bu yüzdendir ki, “bilinen” olmak bize sonunculuğu getiriyor; bilinmeyen 2 milyonluk Estonya bile bizi geçiyor imajda…
Acı olan da bu…
Bunu tersine çevirmek de “Niagara’yı tersine akıtmak” kadar zor inanın…
Ancak, “imaj”ımızı düzeltmek adına yapılabilecek her şeyin yapıldığına kimse ikna edemez beni…
Bu arada, herkese “imaj”ı düzgün nice yıllar dilerim!