Uykudan uyansak!

Son günlerde üzerimize ölü toprağı serpildi sanki…

Sevgili Burhan Taneri’den başka Alanya’nın İL olmasını isteyen yok gibi!

Benden başka havalimanını isteyen olmadığı gibi!

Şaka bir yana, yaz ortasında kış uykusundayız hep birlikte…

Yaklaşan yerel seçimleri büyük bir fırsata dönüştürmek mümkünken hem de…

Alanya’nın yaşamsal sorunlarının çözümü ve elbette toplumsal refahını da sağlayacak olan projelerin üretimi ve gerçekleşmesi siyasi iktidarın desteğiyle sağlanabilir ancak…

Bu konuda Alanya’nın toplumsal sinerjisini birleştirerek, Ankara’ya yüklenmesinin tam zamanı bence…

AKP iktidarı beklentilerimizi karşılayamazsa, sandıkta toplumsal muhalefetimizi ortaya koyacağımızı ifade etmenin de vakti saati…

Peki, “Kim, nasıl yapacak” bu işi?

İşte zurnanın zırt dediği yer burası…

İki yıl kadar önce yayınlanan bir yazısında Sevgili İsmail Haboğlu, “Bu kentin, hedefleri yok. Bu kentin, kararlı, uzun soluklu, “hedef koyucuları” yok. Bu kentin sadece ve sadece, günübirlik yaşanacak olaylarının, “gündem belirleyicileri” var.

Bu kentte herşey saman alevi gibi. Ne zaman yandı, ne zaman söndü ayırdına varamıyorsunuz” diyor ve ekliyor:

“İl olma istekleri de böyle, çağdaş bir kentte yaşama beklentileri de böyle, temiz deniz özlemleri de böyle, bir havalimanına sahip olma düşünceleri de böyle, bir üniversiteye kavuşma istemleri de böyle...

Tüm tutkular, tüm özlemler saman alevi gibi... Tüm heyecanlar, tüm coşkular toplantıdan toplantıya kadar...

Yıllardır izlerim; birileri, bu tür konuları, zaman zaman toplantı konusu yapar. Bu toplantılar bazen dar, bazen geniş kapsamlı olur. Geniş kapsamlı olan toplantılara (önemlidir havası yüklemek için) zaman zaman konunun uzmanı kişiler çağrıldığı gibi, kerameti kendinde menkul kişiler de çağrılır. O toplantılarda esilir, yağılır, gürlenir. Ama sonun da; konuşulan, tartışılan her şey, o salonda kalır.

Hiçbir şey çıkmaz, hiçbir şey üremez o toplantılardan.

Bu kentin insanı, sağ yanından sol yanına dönene kadar, o toplantıda konuşulanları; toplantı anında bizzat kendisinin savunduğu, estiği, gürlediği, elzemdir dediği konuları, daha o kapıdan çıkmadan unutur.

Varsa yoksa, kişisel çıkarlar; varsa yoksa betonlar, betonlar, betonlar...”

Haboğlu yerden göğe kadar haklı…

Bu şehirde “maymun iştahlı” insanların “maymun iştahlı” istekleri var yalnızca…

Bu tür istekler gündeme bir gelip, bir kaybolunca, akılda kalan sadece gazete manşetleri oluyor ne yazık ki…

Alanya’nın “kanaat önderi” veya “toplum lideri” olması gereken kişiler kim ya da kimler?

Oradaysanız eğer; “Buradayız” deyin lütfen…

 

 

**

GÜLMECE

 

Çıplaklar Kampı

 

Temel, annesi ve babası seyahate gider. Fakat otelde boş yer yoktur. Otelci onlara ilerde bulunan çıplaklar kampını tavsiye eder. Başka çareleri olmayınca oraya giderler.

Birazdan Temel, koşa koşa gelir ve annesine sorar:

- Anne neden bazı kadınların göğüsleri büyük bazılarının küçüktür?

- Oğlum büyük göğüslüler aptaldır, küçük göğüslüler akıllıdır da ondan.

Temel gider ve birazdan koşarak gelir:

- Anne neden bazı erkeklerin organı büyük bazıların küçüktür? - Oğlum organı büyük olanlar akıllıdır, küçük olanlar aptaldır. Temel biraz düşünür ve annesine cevap verir:

- Biraz önce babamı aptal bir kadınla oynarken gördüm ve babam git gide akıllanıyordu! (Teşekkürler Tayfun)

 

**

 

KISSADAN HİSSE

 

Atatürk, İsrail için ne düşünüyordu?

 

Atatürk'ün, Ortadoğu'da bütün bir bölgede çıban başı olacak bir Yahudi Devleti'nin kurulma aşamasında olduğunu sezinledikten sonra, 27 Temmuz 1937 tarihinde Hakimiyeti Milliye gazetesine verdiği demeç ibretle okunmalıdır:

"Filistin'e el sürülemez. Türkler bölgedeki yabancı işgali kabul edemez. Hz. Muhammed'in ve kutsal değerlerin hürmetine İslam'ın mukaddes topraklarının Yahudilerin ve Hıristiyanların nüfuzuna girmesine engel olacağız. Ordumuzun buna gücü yeter. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arap kardeşlerimizden uzak kaldık, ancak onların aralarındaki karışıklıkları kimse bizden iyi bilemez."

Mason localarını kapatan Mustafa Kemal, gerekirse mukaddes topraklar için savaşmayı ön görmektedir. Fakat ne yazık ki, İsrail devleti kuruldu ve bölge tam 58 yıldır kan, barut, gözyaşı ve katliam altında. Hemen belirtelim ki, Mustafa Kemal'in bu kararlı tutumunu benimsemeyen ve halen ABD ve İsrail ekseninden bir türlü çıkamayan Türkiye; eğer böyle giderse yakın bir gelecekte Siyonist İsrail ordusunu ve evangelist sömürgecileri fiilen güney sınırlarında bulacaktır. Zaten şimdiden güney sınırımızda kukla Kürdo/Judea devleti kurulmadı mı?

İlla İsrail ve ABD füzelerinin şehirlerimizde patlamasını mı bekleyeceğiz? (Teşekkürler İlhami Yetkin)

 

**

 

GÜNÜN LAFI

 

Başkalarının kusurlarından bahsetmek istediğin vakit, kendi kusurlarını hatırla. O zaman başkalarının kusurlarıyla alakadar olmaya hakkın olmadığını hatırlarsın. (Hz. Muhammed S.A.V.)

Yayın Tarihi
21.08.2008
Bu makale 570 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!