Ekonomi düzeliyor mu?

Alanya’da turizm sektörü 2010’dan çok umutlu…
İnşaat sektörü de öyle…
Turizmci, “Satışlar iyi” diyor 2010 sezonu için…
İnşaatçı, 2009’un tamamında yabancıya 2 bin 100 konut satmışken, bu yıl sadece Ocak ayında 400’den fazla satışa bakarak umutlanıyor.
Ancak, Alanya Sanayici ve İşadamları Derneği (ALSİAD) Başkanı Ahmet Öz, “Ekonomide düzelme var, ışığı görüyorum” dedi diye herkes üstüne çullandı adeta…
İşin aslı, ekonomisi iyice dibe vuran Alanya’da halen daha “yaprak kımıldamıyor” tabiri caizse...
İnsanların karınlarını doyurma kaygısı olmasa kimse sokağa çıkmayacak sanki...
Şimdiye kadar, “beterin beteri var” diyenlerdendim...
Bugün ise, “dibin de dibi var” diyorum.
Kimse bana kızmasın...
Felaket tellallığı yaptığımı da sanmayın...
Alanya, yıllardır yaşadığı krizlerden ders almıyor her nedense...
Şapkasını önüne alıp, “Ben nerede yanlış yaptım” diyene rastlamadım.
Herkes, 2010 turizm sezonuna kilitlenmiş durumda...
2010 hasbelkader iyi geçerse dünü ve bugünü unutacağız.
Hep böyle olmadı mı?
Hep gelecek sezona umut bağlayarak moralli kalmadık mı?
Bugüne nasıl ve neden geldiğimizi sorgulayacak kişi ve kurumlar da sessiz...
Alanya’nın turizm konseptinin bundan sonra ne olmasını gerektiğini araştıran, inceleyen veya raporlayan bir Allah’ın kulu yok...
Yapılan her şey, “dilek ve temenniler”den ibaret...
Alanya’nın asıl sorunu, “arz-talep dengesizliği”dir diye yıllardır yazar çizerim.
Alanya’da her sektörde ciddi bir arz fazlası olduğunu, yaratılan işyeri enflasyonu nedeniyle birilerin aç kalmasının doğal olduğunu, işyerini kapatıp giden eski açların yerine yeni açların gelerek sürekli bir devir daim yaratıldığını ve bu durumun turizm sektörünü en çok olumsuz etkileyen köşe dönücülük, hanutçuluk, çığırtkanlık ve ayakçılık gibi kavramları doğurduğunu yıllardır söyledim durdum.
Alanya’nın bir marka olmasına rağmen, bu markanın adının olumsuzluklarla birlikte anılmasının altında da bu “arz-talep dengesizliği”nin yattığını defalarca dile getirdim.
Ne acıdır ki, kendim yazdım, kendim okudum.
Hiç kimse elini taşın altına koymaya gerek duymadı.
Alanya’da işyeri sayısına kısıtlama getirmek için palyatif önlemler alındı belki...
Metrekare şartı ya da hijyen kuralları gibi...
Ancak, hiç kimse bininci restauranta, “Dur arkadaş. Sen açamazsın. Açarsan hem sen aç kalırsın, hem de birileri aç kalır” demedi.
Tıpkı, geçmişte bininci kuyumcuya ya da dericiye denmediği gibi, emlakçıya da denmedi.
Bu gidişle hiç kimseye de denmeyecek!
O zaman biz bu deveyi gütmeye devam edeceğiz...
Bu diyardan gidemediğimiz için...
Fakat, umudumuzu asla yitirmeyeceğiz.
Çünkü:
Satışlar iyi!

Yayın Tarihi
19.02.2010
Bu makale 3896 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!