Aynı gün dört cenaze

İster Allah’a iman etsin, ister etmesin, Amentü süresinin son ayetinde yazıldığı gibi, “Velbasü badel mevt” yani, “Her canlı ölümü tadacaktır.”

Peygamber efendimiz, “Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı ol, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşa” diyor hadis-i şerifinde…

Buna rağmen kabullenmek zordur ölümü…

Cenaze törenleri hep hüzün verir; hele ölen yakından tanıdığımız bir insansa…

Hepsini çok yakın tanımasam da geçtiğimiz Cuma günü Alanya’da dört cenaze bir araya geldi ne tesadüf ki…

Akrabam da olan Zeki Özkan’ın acı haberini aldım sabah ilk…

Sık sık olmasa da sohbetlerimiz olurdu rahmetliyle…

Çok esprili bir adamdı; yaşadığı tüm acılara ve sorunlara rağmen hayatı gırgıra almaya bayılırdı.

Doktorların tüm uyarılarına rağmen neredeyse son nefesine kadar vazgeçemediği sigara O’nu alıp götürdü aramızdan…

Emekli subay Cehdi Sezen’in acı haberi geldi arkasından…

Çok güvendiğim ve inandığım gençlerden Savcı Cihan Sezen’i tanırım ben…

Bir de damadı Arif Doğmuş komutanı…

Cehdi beyin adını çok duydum ama tanışmak kısmet olmadı ne yazık ki…

Peşinden Avukat İsmail Yürümez’in eczacı kızı Ayyüce’nin acı haberi beni yıktı gerçekten…

Babasını yakından, kendisini uzaktan tanısam da gencecik bir insanın ölümüydü beni üzen…

Umutları vardı geleceğe dair…

Hayalleri…

Hepsini bırakıp gitti işte…

Ve…

Beş yıl süren amansız bir savaşı kaybetmenin derin acısı…

Tarifsiz gerçekten…

Yaşamadan anlamak mümkün değil…

Allah sabır versin geride kalanlara…

Eczacı dostumuz Veliddin Bekrioğlu’nun kayınvalidesi Meliha hanımın vefatı her ne kadar Cuma’dan bir gün olsa da aynı gün kalktı cenaze…

Dört cenaze birden, aynı gün, aynı saatte, dört ayrı camide…

Hangisine gidebileceksiniz ki?

Seçim yapmak o kadar kolay olmuyor.

Bu yazımın amacı, ölenleri rahmetle anmak ve geride kalanlara başsağlığı dilemek değil sadece…

Dört cenazeye de katılmak isteyip de katılamayanların sözcüyüm şu an…

Dört cenazenin hiç değilse cenaze namazları aynı camide kılınamaz mıydı?

Alanya’da birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımızın olduğu bugünlerde, dört cenazemizi de mahşeri bir kalabalıkla ebediyete uğurlasaydık fena mı olurdu?

Bu konuda Alanya Belediyesi’nin bir koordinasyon merkezi oluşturması gerekir bence…

Defin ruhsatı alınan birim bu görevi üstlenebilir pekala…

Bu tür fırsatlar her zaman ayağımıza gelmez; bir daha ne zaman Allah bilir.

Beni üzen bir başka ölüm olayı da Perşembe sabaha karşı trafik kurbanı olan Hasan Ünver…

Aslen Gazipaşalı’ydı Hasan…

Avsallar’da kuyumculuk yapardı.

Son birkaç yıldır Oymapınar baraj gölünde, kendi kurduğu “Green Canyon” firmasıyla, tur tekneleriyle turist kafilelerini gezdiriyordu.

İşleri sıkıntılıydı bir hayli…

Oymapınar Belediyesi ile sorunlar yaşıyordu bilhassa…

İşler iyi gitmeye başlayınca Hasan’ın ekmeğine göz dikenler çoğalıyordu giderek…

Gecesi gündüzü yoktu adeta…

Nitekim, Oymapınar dönüşü Perşembe sabaha karşı 01.50 sularında arabasıyla Manavgat çıkışında takla atmış…

O sırada cep telefonuyla görüşüyormuş…

Bir anlık dalgınlığının sonucunda önce orta bariyerlere, sonra yol kenarındaki reflektörlere çarpmış ve taklalar atan araçtan fırlayarak can vermiş…

Telefonla görüştüğü kişi kaza yaptığını anlamış ve polisi aramış…

Ancak, Hasan için çok geçmiş ekipler geldiğinde…

Cenazesine katılamadım; çünkü İstanbul’daydım Perşembe günü…

Henüz 35’indeydi Hasan…

Yolun yarısında…

“Pisipisine gitti” derler ya…

İşte öyle bir ölüm bu…

Allah rahmet eylesin…

Geride kalanlara sabırlar versin…

GÜNÜN LAFI

Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur. (WİLLİAM BOLİTH)