“Elleri ile yemek pişiren kişiye işçi; sadece elleri ve beyni ile yemek pişiren kişiye usta; elleri, beyni ve de sevgisi ile yemek pişiren kişiye ise sanatkar aşçı” denir.
Geçen hafta, Ankara Sheraton otel’de, TAFED’in desteği ile BAŞATDER’in düzenlediği 6’sı yapılan CHEF 8 Gurme Gecesi’nde de Türkiye’nin çok sayıda sanatkar aşçıları vardı. Geceye, Yavru Vatan Kıbrıs da olmak üzere Türkiye’nin 8 bölgesinden katılan usta aşçılar ve ekipleri, misafirlere adeta damaklarda çılgınlık yaratan lezzet şöleni yaşattılar. Rafet İnce, Ali Rıza Dölkeleş gibi ülkemizi uluslararası yarışmalarda madalyalara boğan Türkiye’nin önemli şefleri ve ekipleri, yaptıkları esrarengiz yemek mönüleri ile bir daha gururumuzu okşadılar. Türk Mutfağının Yöresel ve Osmanlı tadında yapılan yemekleri; nar gibi kızarmış bıldırcınlar, baş döndürücü tatlar, gurmelerden tam not aldı.
Geceye siyasiler, konsoloslar, iş dünyasının tanıdık yüzleri ve akademisyenler de katıldı. CHEF 8 Gurme Gecesi, aynı zamanda sosyal sorumluluk projesine de imza attı ve gecenin tüm geliri Otizm Vakfı’na bağışlandı.
CHEF 8 Gala Gecesi’nde, katılımlarından ve yemek sunumlarından dolayı, BAŞATDER, TAFED başkanları Reşat Erdemir ve Zeki Açıköz; Türkiye Aşçılar Federasyonu Milli Takımı başta olmak üzere, aşçılara madalyalarını ve bu organizasyona katkıda bulunan misafirlere plaketlerini takdim ettiler. Ayrıca Zeki Açıköz, “Türk mutfağına verilen desteklerin mutlaka amacına ulaşacağını” belirterek, milli aşçılarımıza her fırsatta destek kanatlarını açan Bolu milletvekiline, kendi madalyasını verme jestinde bulundu.
Gala gecesi, müzik eşliğinde açık büfe ikramı ile sona erdi.

LEZZET SİHİRBAZI, ÇILGIN ŞEF; ZEKİ AÇIKÖZ
Bazı insanlar sanatkar genleri ile doğarlar, işte o insanlardan biri de sihirli ellerin sahibi; kıpır kıpır, sevecen, bazen sinirli, bazen de masum çocuklar gibi kırılgan, kimi zaman da gözleri yaşaracak kadar duygusal ve en nihayetinde yüksek voltajlı elektrik akımına sahip olan sanatkar aşçı Zeki Açıköz’dür. Belki de hayatının en doğru kararını vererek, şirin ilimiz Bolu’dan Başkent’e gelmiş ve dünyanın 1 numaralı başkanlarının gözde aşçısı olmayı başarmış. Kraliçe 2.Elizabeth’e bile “Bu el kimindir” dedirten; Başkan Obama’ya, Beyaz Saray mutfağının rozetini taktıran adamdır o…
BAŞKANLARIN AŞÇISI
Sanırım Zeki Açıköz’ün, Bolulu bir aşçının oğlu olarak dünyaya gelmesi, şu anda mesleği açısından en yüksek merdivene çıkabilmesinin önemli anahtarı olmuştur. Babası, okumaktan imtina eden 12 yaşındaki küçük Zeki’yi, “eti senin, kemiği benim” diyerek teyzesinin oğluna teslim eder. Hiperaktif küçük Zeki, ilk olarak Bodrum’da aşçılık mesleğine merhaba der… Hayatında ilk kez deniz gören bu küçük adam, denizin mavi büyüsüne kapılmış olsa gerek, meslek hayatına sahil şeritlerinde, İstanbul’da ve son olarak Ankara’da devam eder. Mesleği süresince, Türk Mutfağının gelişmesi adına birçok organizasyona imza atmış, dünyanın ve Türkiye’nin çok önemli kişilerine yemek yapmış ve onlardan yeteri kadar teşekkür almış ve en sonunda, Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı olmayı fazlasıyla hak etmiştir…
ÖNEMLİ NOT
Birçok platformda dile getirdiğim üzere, Zeki Açıköz’le de Türk mutfağının ilkokuldan itibaren, okul eğitim müfredatlarında olması ve derslerin uygulamalı bir şekilde yapılması gerektiğini paylaştım. Türk mutfağına gönül veren, yaşatan ve geliştiren bir TAFED Başkanı olarak, bu önemli konuyu Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile görüşmesini dilerim. Türk mutfağını sadece icraatta değil aynı zamanda genç nesillerin öğrenmesine imkan yaratarak, kitaplarda da yaşatmak zorundayız. Ne demişler “Söz uçar, yazı kalır”… Başkan, gelişmeleri bekliyoruz…
ZEKİ AÇIKÖZ KİMDİR
Bolu Mengen doğumlu
Koyu Fenerbahçeli
Başkent Aşçılar ve Turizm Derneği Kurucu/Onursal Başkan
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı
Ankara Sheraton Otel/Executive Chef (Aşçıbaşı)

ÇIRAKLIKTAN ŞEFLİYE
Ekranların Güler Yüzlü Aşçısı; REŞAT ERDEMİR
Hem ciddi, hem de espirili, hızlı ve sevgi dolu lezzetli ellerin sahibi ve ustaların ustası; Reşat Erdemir. Birçoğunuz onu, TRT’de yayınlanan sabah programlarından tanıyorsunuzdur. Yıllarca Zeki Açıköz’le beraber, değişik yemek mönüleri yaparak, halkımızın mide koltuklarında ve gönüllerinde taht kurdular. Sadece iyi bir aşçı olmak yetmez, aşçılıkla paralel, doğru insan da olmak gerekir. İşte Reşat şef, bu iki önemli faktörü üzerinde en iyi taşıyabilen aşçılardan biridir.
MENGEN’DEN BAŞKENT’E UZANAN YOL,
“BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM, YİNE AŞÇILIK MESLEĞİNİ SEÇERDİM”
Soru: Aşçı nerelidir?
Cevap: Bolu/Mengenli ağabey
Tamam o zaman, hemen başlasın işe…der büyük aşçıbaşılar.
Reşat şef de Mengenli bir sanatkar aşçı. Ortaokulu bitirdikten sonra aşçı babasının yanında işe başlar ve daha sonra valizini alıp Ankara’nın yollarını aşındırır. Şu anda baş aşçısı olduğu Barcelo Altınel Oteli’ne çırak olarak başlar, daha sonra askere gider ve genel Kurmay Başkanı’nın özel aşçılığını yapar. Askerden döndükten sonra kaldığı yerden başlayarak, yine aynı otelde mesleğine devam eder. Bir dönem 2 sene kadar Bodrum’da bir otelde aşçıbaşı olarak çalışır ve tekrar yuvasına, ilk başladığı otele döner. 10 yıldır bu otelin aşçıbaşısı olarak çalışıyor.
Reşat şef; “Bir daha dünyaya gelsem, yine aşçılık mesleğini seçerdim” diyor. Ben de kendisine, bu mesleği gücü yettiği kadar devam ettirmesini dilerim…
NOT
Ustaların ustası senin gibi mesleğinin erbabı, mütevazı ve adam gibi adam olan aşçılara Türkiye’nin ihtiyacı var…
REŞAT ERDEMİR KİMDİR
Bolu/Mengen doğumlu
BAŞATDER Başkanı/TAFED Yönetim Kurulu Üyesi
Barcelo Ankara Altınel Otel/Executive Chef (Aşçıbaşı)
YEMEK KURSU’NA KATILDI, TÜRKİYE’Yİ DÜNYADA TEMSİL ETTİ
Kadın Aşçıların Yüz Akı; ELİF ŞAHBAZ
Çok narin, kırılgan gibi görünen Elif şef, mutfağa girdiği zaman asker kızı edası ile gıda malzemelerini konuşturan biri. Onun hikayesi çok ilginç. Gazi Üniversitesi’nde işletme okuduktan sonra Zeki Açıköz’ün verdiği bir yemek kursuna öğrenci olarak katılmış ve hayat haritası onu, Zeki Açıköz gibi sanatkar ellere teslim etmiş. Zeki şef, Türkiye’de kadın şeflerin de yetişmesini destekleyerek Elif’i Sheraton otelindeki ekibine almış. Elif, Zeki şefin emeklerini yücelterek, ABD/ New York’da dünyanın çok önemli gastronomi kuruluşu olan Chaine des Rötisseurs’un düzenlediği, 112 ülkeden aşçıların katıldığı yarışmada, Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil etmiş ve madalya alarak bizleri gururlandırmıştır. Birkaç yıl daha Sheraton Oteli’nde çalıştıktan sonra eğitim gördüğü yuvaya, araştırma görevlisi olarak geri dönmüş. Helal olsun sana Elif usta, tüm kadın aşçılar adına sana teşekkür ediyorum…
NOT
Birçok kişi, kadın aşçıların gelişmesi ve ilerlemesi gerektiği konusunda ne kadar hassas olduğumu bilir. Gastronomi ortamlarında her fırsatta bu konuyu dile getirmeye çalışıyorum ve işe yaradığını gördükçe de çok seviniyorum. Umarım profesyonel mutfaklarda, Elif gibi aşçı kadınlarımızın sayısı çoğalır ve onlar da bizleri, uluslararası arenada temsil ederler.
Bir ülkenin gelişmesinin en önemli nedenlerinden biri, kadın ve erkeğin hayat mücadelesinde omuz omuza ilerlemesidir…
ELİF ŞAHBAZ KİMDİR
Balıkesir doğumlu
Gazi Üniversitesi/Araştırma Görevlisi
TAFED Yönetim Kurulu Üyesi
TEŞEKKÜR
CHEF 8 organizasyonuna katılmak için Ankara’ya gittiğimde birkaç gün Monec otelinde konakladım. Sağolsunlar, beni çok iyi ağırladılar. Başta aşçıbaşı Murat Akbaş’a, genel müdür Hasan Bozkurt’a ve tüm Monec oteli ekibine teşekkür ediyorum.
MUTFAK KONUSUNDA BİLGİSİZ İNSANLARLA ÇALIŞMAK ÇOK ZOR
Executive Chef Murat Akbaş 28 yıllık mesleğinin zirvesinde olan bir aşçı. Aşçılık mesleğinin zorlukları nelerdir diye sorduğumda; en önemli sorunun, “mutfak konusunda bilgisiz yöneticilerin mesleğimize müdahale etmesidir” diye belirtti.
Mutfağı iyi bilen biri olarak kendisine katılıyorum. Hatta, “Türkiye’nin Aşçıları, Türkiye’nin Yüz Akları” makalemde bu konuya değinmiştim. Değerli yöneticiler, işletmeci kardeşlerim; siz finans kısmını halledin, bırakın da mutfakla ilgili doğru kararları aşçılar versin ya da birkaç saat mutfakta çalışın, emin olun aşçıların ne demek istediklerini çok iyi anlayacaksınızdır…
Aşçı Melekler…
Kar gibi bembeyaz giysilerle uçuşan kelebekler
Bir ellerinde kepçe, bir ellerinde rengarenk tencereler
Her biri ayrı sanatkar, mutfaklarımıza misafir gelmişler
Her zaman bizleri doyuran; onlar, aşçı melekler…
Hayatın tadı tuzu tencerede pişen lezzetli yemektir
Bir yemeği yerken, o yemeği yürekten sevmektir
Teşekkür etmek, alkışlamak, emeğin hakkını vermektir
Önemli olan; dökülen alın terinin, kıymetini bilmektir
Melek Halil

Yolunuz her daim açık olsun Türkiye’nin beyaz kelebekleri…
Melek Halil/Gastronomi Yazarı/Gurme
www.gurmemelek.com
e.posta:melekhall1@hotmail.com