Türkiye’de siyaset yapmak, her anlamda zor bir sanattır. Siyaset yapan kişilerin ilkeli, dürüst, kültürlü, entelektüel, donanımlı, geniş vizyona sahip, sosyal ve sevgi dolu bir kalbe sahip olması gerekiyor. Bu saydığım kriterler, bir siyasetçide olması gerekenler. Bir de bu vasıflarla uzaktan yakından alakası olmayan insanlar, siyaset yapmak için büyük mücadeleler ve maddi kayıplar verirler. Birçok insan belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan vb. olmak ister. Fakat koltuk istemekle değil, diğer faktörlerin de bileşimi ile hak edilerek alınır. Hak etmediyseniz eğer, o koltuk bir gün altınızdan kayar ve ruhsal kayıplara maruz kalırsınız. Bir vatandaş olarak, beni yönetecek siyasetçilerin, her anlamda benden daha üstün vasıflara sahip olmasını isterim. Ancak bu bakış açısı beni ileriye götürebilir. Diğer türlü, sadece gerilerde kalır ve kapitalizmin vahşi kollarında, acımasızca ezilirim…
Başta saydığım vasıflara sahip siyasetçilerden biri de 3.Dönem Muratpaşa Belediye Başkanı Sn. Süleyman Evcilmen’ dir. Kendisi ile hangi organizasyonda karşılaşsam, halkın sadece saygısını değil, aynı zamanda sevgisini de yanında taşıdığını görüyorum.
Saygı; para ve mevki ile satın alınabilir, sevgi ise; yürekleri fethederek kazanılır…
Bu defa “Lezzet Durağı” yolculuğumuza, başarılı ve renkli kimliği ile her zaman ön sıralarda olan, Başkan Süleyman Evcilmen ile çıktık.

Sn. Evcilmen Manisa’dan uzanan hayat yolculuğunuz, Antalya’ da devam etmekte. Antalya’nın en büyük ilçesini yöneten 3.dönem Belediye Başkanı olarak, Antalya’yı kendi pencerenizden bizlere anlatır misiniz?
-Öğrencilik yıllarımdan itibaren Antalya en çok sevdiğim kentlerin başında geliyordu. Üniversitede okuduğum yıllarda tanıştığım eşim Dilek’in anne ve babası, Antalya kökenliydi. Dilek’le bir karar verdik ve Antalya’ya yerleştik. Böylece, Antalya tutsaklığımız başladı. Burada yaşam kolay ve Antalya’da yaşamak, bana göre bir ayrıcalık. İnanın buradan ayrıldığım an, Antalya’yı özlüyorum. Antalya’nın her yerini seviyorum. Doğal olarak Muratpaşa sınırları içinde daha fazla zaman geçiriyorum Falez Bandı ve Değirmenönü’nde yaptığımız düzenlemeler bana keyif ve huzur veriyor.
Antalya’ nın vazgeçilmez tarihi lezzet lokantalarını ve ustalarını ödüllendiren başkanlardan birisiniz. Bunu göz önüne alarak ve yemek lezzetini derinden keşfetmiş biri olarak, Antalya mutfağı hakkında ne söyleye bilirsiniz?
Antalya mutfağı, son yılların moda tabiriyle gerçek bir füzyon mutfağı ve araştırmalara konu olacak kadar zengin bir mutfak bana göre. Sebzenin her çeşidinin, meyvenin, değişik otların kullanıldığı, hiçbir bölgede rastlayamayacağınız yöresel soslarla zenginleşen yemekleriyle her damak tadına hitap ediyor.
1 ay önce Akdeniz Üniversitesi ve TGYD tarafından düzenlenen 5.Ulusal Gastronomi Sempozyumu yapıldı. Sempozyumda ben de, katılımcılara kaybolmaya yüz tutmuş “Antalya Mutfağının Zenginlikleri”ni anlattım. Antalya yemek kültürü ve yemek kursları kapsamında Muratpaşa Belediyesi olarak, yaptığınız ne gibi çalışmalar var?
- Melek hanım öncelikle Antalya mutfağını araştıran, yazan, duyuran ve bu mutfak kültürüne gönüllü hizmet eden biri olarak, size çok teşekkür ediyorum.
Yemek, bir kentin çok önemli bir kültürüdür. Belediye olarak, yemek kültürümüzün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için bir dizi çalışma yaptık. Geride bıraktığımız yıllarda, kentimizin lezzetlerini kuşaklar boyu yaşatan Antalya “Lezzet Ustaları”nı belirledik ve onları, belgelendirdik. Aynı zamanda, bu lezzetleri ve yaratıcılarının öykülerini bir kitapta toplayarak, kentimizi ziyaret edenler ve gelecek nesiller için bir rehber oluşturmaya çalıştık. Yemek kurslarımız ise daha çok meslek edindirmeye yöneliktir.
Yemek seçer misiniz? Küçüklükten itibaren, lezzetini unutamadığınız yemek hangisidir?
İyi hazırlanmış ve pişirilmiş yemeği severim. Yemek seçmem. Beni yakından tanıyanlar, kuru fasulye, nohut ve balığın, en sevdiğim yemek olduğunu bilirler.
Antalya mutfağından, en çok sevdiğiniz yemek çeşitlerinden birkaç örnek verebilir misiniz?
-Antalya piyazı, beyaz barbunya ve Antalya balığı olarak bilinen grida (lagos).
Anne yemekleri her çocuğun vazgeçilmezidir. Annenizin yemeklerini özlüyor musunuz?
-Herkes için annesinin yemekleri özeldir. Annem de Manisa kebabını ve İzmir köfteyi çok lezzetli pişirirdi. O lezzeti özlüyorum elbette.
Sevgili eşiniz Dilek hanım, çok sayıda sosyal faaliyetlerde bulunan biri. Bu sıkı maraton içerisinde evde yemek yapar mı? Yaptığı yemeklerden en çok hangisini beğenirsiniz?
-Dilek, dünya mutfağını ve değişik pişirme tekniklerini uygulamayı sever. Ben klasik Türk Mutfağını tercih ederim. Program yoğunluğu nedeniyle, aile olarak ancak kahvaltıda bir araya gelebiliyoruz. Dilek’in yaptığı çeşit çeşit Antalya reçellerini severim ve kuru fasulyeyi çok beğenerek yerim.
Peki siz mutfağa girer misiniz? Ara sıra da olsa kendinize ve sevdiklerinize yemek yapar mısınız?
-Çok nadir. O zaman da ancak salata yaparım.
Dünya mutfakları ile aranız nasıl? Yurtdışı seyahatlerinizde, o ülkenin tatlarını mı tercih edersiniz, yoksa Türk mutfağını mı ararsınız?
-Değişik lezzetleri mutlaka tadarım ve severek yerim. Ancak, tercihim Türk mutfağından yana.
Aldığım bilgilere göre, sağlıklı beslenen birisiniz. Sağlıklı beslenmeye verdiğiniz önem, genç nesillere de ışık tutuyor. Örnek bir davranış gösterip, Muratpaşa belediyesi olarak, ilkokul öğrencilerine her gün bedava süt dağıtıyorsunuz. Beslenme mönünüzü bizimle paylaşır mısınız?
-Ailemizin bir arada olduğu kahvaltı, bizim için çok önemlidir. Güne, eksiksiz bir kahvaltıyla başlarım. Kuşlukta, çok az kahve ile tatlandırılmış 1 fincan süt içerim. Öğlen, dışarıda olacaksam eğer, tercihimi balık-salata ya da kuru fasulyeden yana kullanırım. İkindi vakti, taze meyve suyu ve kuruyemiş yemeyi tercih ediyorum. Aralarda, ekinezya, ıhlamur, adaçayı gibi bitki çaylarını tercih ediyorum. Akşam yemeğini de programıma göre, protein ve sebze ağırlıklı yiyorum. Tatlı olarak da başta sütlaç olmak üzere, sütlü tatlıları seviyorum.
Pilav üstü kuru fasulye desem?
-Vazgeçilmezim.
Antalya’ da en çok tercih ettiğiniz ve yemek yediğiniz birkaç lokantanın ismini okurlarımızla paylaşır mısınız?
-Antalya, son yıllarda bu konuda çok mesafe katetti. Her damak tadına hitap eden mekanlar bulmak mümkün. Ben de zaman zaman farklı mekanlarda yemek yiyor ve keyif alıyorum.
Çok fit vücuda sahip bir başkan olarak, hangi spor aktivitelerinde bulunursunuz?
-Spor, benim yaşam biçimim. Çok küçük yaşlardan itibaren, atletizm ve futbolla ilgilendim. Profesyonel olarak futbol oynadım. Futbol antrenörlüğü yaptım. Her gün, hava güzelse açık havada yoksa yürüme bandında mutlaka koşarım. Metrik, ama kronometrik olmayan Doğa Olimpiyatları’na katılıyorum. Aynı zamanda, çok iyi bir futbol, basketbol ve hentbol izleyicisiyim.
Muratpaşa Belediyespor Bayan Hentbol Takımı, hentbol maçlarında çok başarılı bir performans göstererek, Challange Kupası'nda rakiplerini yenerek finale yükseldiler. “Muratpaşa’ nın Melekleri” yüzümüzü güldürdüler. Sizce bu başarının altında, sporcularımızın doğru beslenmesinin de etkisi var mı?
-Sporda başarı, pek çok faktörün bir araya gelmesiyle mümkün oluyor. İyi yetişmiş sporcu, eğitmen, tesis gibi. Sporcunun ortaya koyduğu performansın da kriterleri var. Doğru beslenme de bunlardan biri. Özellikle yurtdışında oynadığımız deplasman maçlarında, sporcularımızın beslenmesi için özel bir program yaptığımızı, yiyeceklerini buradan götürdüğümüzü ifade edeyim.
Gençlerle sık sık bir araya geldiğinizi biliyoruz. Şimdiki gençler umut vaat ediyorlar mı?
-Gençlerimiz, bizim dönemimizden farklı olarak daha çok sorguluyor, kendine sunulanla yetinmiyor, daha fazlasını talep ediyor ve kendine güveniyor. Dünyayı izliyor, gelişmeleri takip ediyor. Bana göre, gerçekten umut verici bir nesil yetişiyor.
Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Çocuklarınız ve eşinizle en çok neleri yapmaktan hoşlanırsınız?
-Boş zamanım olduğunu söyleyemeyeceğim. Ancak, haftasonları tüm aile bir arada olmaya gayret gösteriyoruz. İki yaşına giren torunum Eliz, ailemizin neşe kaynağı. En çok Eliz’le oynamayı seviyoruz. Uzun yemekler ve aile sohbetleri de keyif aldığımız ortamlar.
Gün içerisinde biriken iş stresini, nasıl atıyorsunuz?
-Ben, işi işte bırakan bir yapıya sahibim. Eve, günlük işleri taşımamaya gayret ediyorum. Ailemle, özellikle de torunum Eliz’le birlikte geçirdiğim zamanlar da, günlük yorgunlukları siliyor.
Bu güne kadar yapmak istediğiniz ve yapamadığınız bir şey var mı?
-Yaşam, bana güzel olanaklar sundu. Karşıma hayallerimi gerçekleştirmem için değişik fırsatlar çıktı. Pek çoğunu gerçekleştirdim. Kişisel olarak değil ama Antalya ve Muratpaşa için yaşama geçirmek istediğim projeler var. Bunları da, görev sürem boyunca gerçekleştirmeye çalışacağım.
Meslek değiştirmek zorunda kalsaydınız, en çok yapmak istediğiniz hangi mesleği seçerdiniz?
-Mimarlık, bir zamanlar hayallerimdeki meslekti…
Müzik ve şiirle aranız nasıl? Çok sevdiğiniz şarkı veya şiir var mı? 1975 yılında Antalya hakkında bir şiir yazdığınızı duydum, bu özel şiiri değerli okurlarımızla paylaşır mısınız?
-İyi bir müzik dinleyicisiyim. Kayınpederim Gültekin Çeki’nin bestelediği “Eski Dostlar” şarkısının benim için ayrı bir anlamı vardır. Şiir denemelerim de olmuştu, mesela 1975 yılında Antalya için yazdığım şiir benim için çok özel.
ANTALYA
Bu kente ne zaman gelsem,
Tutsağı olurum doğanın
Işıldayan suyun, parlayan güneşin
Yemyeşil örtünün altında kalmış toprağın
Öyle bir yer ki burası,
Şarkılara deyiş olacak kadar yalın
Mutluluğu yakalıyor insan
Yeniden kurduğu dünyanın
Karanlığın gizeminde, buradan ayrılması zor insanın
Zamanın durmasına bütün kalbimle varım inanın
Süleyman EVCİLMEN
Antalya / 1975
Yüreğinizin derinliklerinden gelen ve sanki yazılırken kağıt sayfasına göz yaşınızın damladığını hissettiğim bu samimi şiiri, sadece alkışlarım, ağzınıza ve gönlünüze sağlık…

Muratpaşa belediyesi olarak, kentsel-sosyal projelere imza attınız ve birçok ödül aldınız. Bu projelerden kısaca bahseder misiniz?
-Değirmenönü, Falezler ve Bayındır Soğuksu projelerimiz, belediyemizin övünç kaynağıdır. Bunun yanında, Muratpaşa İlçesi’nde bir vizyonu ortaya koymaya ve kimlik oluşturmaya çalıştık. Birçok sosyal ve kültürel projeleri halkımıza sunduk. Halkın ortak kullanım alanlarını fazlalaştırdık. Kişi başına düşen aktif yeşil alanı, yaklaşık 6 m2’ye yakın kişi başı kullanımına getirerek, AB standartlarına yaklaştık. İlçemize çok sayıda stad, spor kompleksi ve kapalı salon kazandırdık. Kapalı pazarları ve çağdaş fiziki düzenlemeler ile Muratpaşa’yı bir kültür ve havuzlar cenneti noktasına taşıdık.
Siyaset hayatınıza nasıl başladınız? 2. kez dünyaya gelmiş olsaydınız bir daha siyasetin içinde yer alır mıydınız?
-Siyasetle her zaman ilgiliydim. Makine Mühendisleri Odası Başkanlığım döneminde daha çok siyasetin mutfağında, proje üretimi boyutunda çalıştım. 1994 yılında, milletvekilliği ve belediye başkanlığı için farklı siyasi partilerden yapılan teklifleri reddettim. 1999’da ise günlerce düşündükten sonra, ailemin de isteğiyle Muratpaşa Belediye Başkanlığı için yapılan teklifi kabul ettim ve aktif siyasi yaşamım başladı. Siyaset, benim için proje üretmenin, kente hizmet etmenin bir yolu. Bunun için, tabii ki tekrar tekrar siyasetin içinde yer alırdım.
Başarılı Belediye Başkanı sizce nasıl olmalıdır? 3. dönem Belediye Başkanı olmanızın en büyük nedeni nedir?
-Belediye başkanları, görev süreleri boyunca hizmet üretirler. Ürettikleri, kent yaşayanları tarafından beğeniliyorsa ve kabul görüyorsa, farklı bir deyişle; karneleri iyiyse devam ederler.
Siyaset yolculuğunuzdaki, son durağınız neresi olacak diye sorsam?
-Az önce de belirttiğim gibi, ürettikleriniz beğeniliyorsa, kabul görüyorsa, takdir ediliyorsa, bunlar sizi belli noktalara taşır.
Son olarak, Antalya halkına ne söylemek istersiniz?
-Antalyalılardan, bu kentin sakini gibi değil, sahibi gibi davranmalarını istiyorum. Bu güzel kentte, keyif ve huzur içinde yaşamalarını diliyorum.
Sn. Evcilmen, yoğun iş temponuz içerisinde bu röportaja zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
-Melek hanım, “Lezzet Durağı” yolcuları ile beni buluşturduğunuz için ben de size teşekkür ederim.

MURATPAŞA BELEDİYE BAŞKANI SÜLEYMAN EVCİLMEN HAKKINDA GENEL BİLGİ
MESLEKİ KARİYERİ
1950 yılında Manisa' da doğdu. Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Makine Mühendisliği bölümünden 1975 yılında mezun oldu.
Özel bir şirkette, İmalat Müdürlüğü ve Etüt Planlama Müdürlüğü görevlerinden sonra, 1977 yılında Antalya'da serbest projeci olarak çalışmaya başladı.
POLİTİK YAŞAMI
18 Nisan 1999 seçimlerinde Muratpaşa Belediye Başkanlığı'na seçildi. Süleyman Evcilmen, 5 yıllık görev süresi sonrasında 28 Mart 2004 tarihinde yapılan yerel seçimlerde tekrar Muratpaşa Belediye Başkanlığı'na seçildi.
10 yıllık iki dönem başkanlık sürecinde yaptığı hizmetler ve yönetim anlayışı ile sadece Antalya’da değil tüm yurtta adından sözettiren Süleyman Evcilmen, 29 Mart 2009’daki yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) üçüncü dönem için halkın büyük desteği ile tekrar Muratpaşa Belediye Başkanı seçildi. Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen halen bu görevi yürütmektedir.
SOSYAL GÖREVLERİ
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi kurucu yöneticiliği ve 2 dönem yönetim kurulu üyeliği yaptı.
Ulusal; sanayi, çevre, enerji, tesisat, ulaşım, kentleşme ve yerel yönetimler kongrelerinde danışma ve düzenleme kurulu üyeliklerinde bulundu.
Makine Mühendisleri Odası (MMO) bölge kurucu yöneticiliği yaptı ve bir dönem bölge başkanlığını yürüttü.
Antalya, Burdur, Isparta il ve ilçelerinden oluşan şubenin 3 dönem ard arda Makine Mühendisleri Odası Başkanlığını yaptı.
Futbol ve atletizmle profesyonelce ilgilendi ve Antalya' da futbol antrenörlüğü yaptı.
Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) kurucu yöneticiliği ve genel başkan yardımcılığı, Buz Pateni Kulübü kurucu yöneticiliği görevlerini yürüttü.
AİLE HAYATI
Dilek Evcilmen’le evli olup, 2 çocuk ve 1 torun sahibidir.
HALKIN SESİ
Süleyman Başkan’ı halka sorduğumda; cevapları şöyle oldu.
-Parklarımızı bize kazandıran başkan, hatırımızı soran başkan; esnafın dostu başkan…
NOT
Başkanla röportaj yapmak üzere Muratpaşa Belediyesi’nden içeriye girdiğim andan başkanın odasına çıkana kadar, hep güler yüzle karşılandım ve açıkçası bu durum beni çok şaşırttı. Bu güne kadar İstanbul da dahil, birçok belediyeyi ziyaret ettim.
Fakat ilk defa bir belediyede bu kadar samimi ve güler yüzlü çalışanlarla karşılaştım. Özellikle de başkanın basın sorumlusu gazeteci meslektaşım-adaşım Melek Akar ve özel kalemi Sevilay Sorgun, teşekkürü fazlasıyla hak eden insanlardan. Herkesin, bir birinin kuyusunu kazdığı bir zamanda, bu kadar samimi ve pozitif olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum…
DEĞERLİ HOCAM ÇETİN ÇEKİ
Geçenlerde bir gazetenin düzenlediği kokteylde, Türkiye’nin en önemli bestecilerinden biri ve aynı zamanda Dilek Hanım’ın babası, yani Başkan Süleyman Evcilmen’nin kayınpederi, Gültekin Çeki ile tanıştım. Meğersem Gültekin bey, benim en sevdiğim hocalarımdan biri olan, Çetin Çeki’nin ağabeysiymiş. Yıllar önce, Türk televizyonlarının duayenleri; Halit Kıvanç, Bülent Özveren, Rahmetli Cenk Koray, Tuna Huş, Müjdat Gezen, Erkan Oyal, Gülgun Feyman, Şengül Kılıç ve birçok hocamın da bulunduğu okul sınavımda, Çetin Çeki hocamın ayağa kalkıp “Melek, seni tebrik ediyor ve önünde şapka çıkarıyorum” dediğini, Gültekin üstatla paylaştım. Gültekin Çeki beni hayretle dinledi ve ekledi; Melek hanım bu iş nasıl oldu?, benim kardeşim pek böyle şeyler yapmaz, demek ki, siz çok başarılı bir öğrenci olmuşsunuz…
Üstat, asıl ben değerli hocam Çetin Çeki’nin karşısında yüzlerce kez şapka çıkarıyor ve eğiliyorum. Çetin hocamdan, okul süresince aldığım değerli bilgiler, bilgi kaynağım ve hayat yolculuğumun önemli pusulası olmuştur…
www.gurmemelek.com
e.posta: melekhalil1@hotmail.com